İçinde tara olan 7 harfli 19 kelime var. İçerisinde TARA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tara olan kelimeler listesine ya da Sonu tara ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A R T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ATAR
3 Harfli Kelimeler
ARA, ART, ATA, TAR
2 Harfli Kelimeler
AR, AT, RA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TARANIŞ
-
-
[isim]
Taranma işi veya biçimi
-
[isim]
Taranma işi veya biçimi
- TARAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tazelik
- "Daima yüzünüzün taravetiyle beraber, gönlünüzün tazeliğini de kaybetmeye başlayacaksınız." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Tazelik
- MASTARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İletki
-
[isim]
İletki
- TARATMA
-
-
[isim]
Taratmak işi
-
[isim]
Taratmak işi
- TARANMA
-
-
[isim]
Taranmak işi
-
[isim]
Taranmak işi
- BİTARAF
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yansız
- "Ben bitaraf değil, bir tarafım diyordu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Yansız
- TUTARAK
-
-
[isim]
Sara
- "... fakat babamın kimseye gidecek hâli yok. Rakı tutarağı tutunca pantolonunu bile satıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Sara
- TARANGA
-
-
[isim]
Bir tür tatlı su balığı
-
[isim]
Bir tür tatlı su balığı
- TARAZLI
- ...
- TARAKSI
-
-
[sıfat]
Tarağı andıran, tarağa benzeyen, tarak gibi
-
[sıfat]
Tarağı andıran, tarağa benzeyen, tarak gibi
- TARAKÇI
-
-
[isim]
Tarak yapan veya satan kimse
-
Taraklama işi yapan kimse
-
[isim]
Tarak yapan veya satan kimse
- TARAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek
- "Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu." (Yahya Kemal)
-
Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde aramak
- "Birdenbire uzun bir ışık, sol tarafımızdaki sırtları taradı." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir şeyin içindeki gereksiz maddeleri tarak, tırmık vb. ile ayıklamak, taraklamak
-
Taşın yüzünü dişli çelik kalemle işlemek
-
Makineli tüfek vb. ateşli silahlarla sürekli olarak bir yere ateş etmek
-
[-de]
Kafasından geçirmek, belli belirsiz düşünmek
- "Belleğimde taradığım yazarların yarısına yakını hastalıklı idiler." (Haldun Taner)
-
Derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçirmek veya gerekli kelime, cümle ve yazıları tespit etmek
- "Dergileri taramak."
-
Dikkatle bakmak, süzmek
-
Tarayıcı aracılığıyla kâğıt üzerindeki resim, yazı vb. simgeleri bilgisayar ortamına aktarmak
-
[-i]
Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek
- TARANTI
-
-
[isim]
Taramak sonunda çıkan gereksiz şeyler
-
[isim]
Taramak sonunda çıkan gereksiz şeyler
- TARAFLI
-
-
[sıfat]
Yanı ve yönü olan
-
Herhangi bir yöreden olan
-
[isim]
Yandaş
-
[sıfat]
Yanı ve yönü olan
- TARAKLI
-
-
[sıfat]
Tarağı olan
- "O, bizim köylülerin cebi ipek mendilli, aynalı, taraklı dışarlıklarından." (Necati Cumalı)
-
Başında tarak bulunan (kuş veya kadın)
-
Yol yol nakışlı
- "Taraklı kumaş."
-
Tarağı geniş olan (ayak)
-
[sıfat]
Tarağı olan
- TARAFÇI
- ...
- TARATOR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Ceviz içi, sarımsak, tuz, ekmek içi, sirke ve tahinin limon suyu ile çırpılmasından sonra kıyılmış maydanozla hazırlanan salça veya sos
-
[isim]
Ceviz içi, sarımsak, tuz, ekmek içi, sirke ve tahinin limon suyu ile çırpılmasından sonra kıyılmış maydanozla hazırlanan salça veya sos
- TARATIŞ
-
-
[isim]
Taratma işi veya biçimi
-
[isim]
Taratma işi veya biçimi
- TARAYIŞ
-
-
[isim]
Tarama işi veya biçimi
-
[isim]
Tarama işi veya biçimi