İçinde tal olan 7 harfli 46 kelime var. İçerisinde TAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tal olan kelimeler listesine ya da Sonu tal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ALT, TAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AT, LA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞEFTALİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gülgillerden, ılıman bölgelerde yetişen, çiçekleri pembe renkli bir ağaç (Persica vulgaris)
-
Bu ağacın tatlı ve sulu meyvesi
-
[isim]
Gülgillerden, ılıman bölgelerde yetişen, çiçekleri pembe renkli bir ağaç (Persica vulgaris)
- OTALAMA
-
-
[isim]
Otalamak işi
-
[isim]
Otalamak işi
- USTALIK
-
-
[isim]
Usta olma durumu
-
Beceriklilik, el uzluğu, maharet
-
[isim]
Usta olma durumu
- ÇATALLI
-
-
[sıfat]
Çatalı olan veya çatal durumunda olan
-
Pürüzlü (ses)
-
İki veya daha çok ihtimali olan
-
[sıfat]
Çatalı olan veya çatal durumunda olan
- KAPİTAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sermaye
-
[isim]
Sermaye
- TALANCI
-
-
[isim]
Talan eden kimse
-
[isim]
Talan eden kimse
- İHATALI
-
-
[sıfat]
Alanı geniş
-
Kavrayışlı, anlayışlı
-
[sıfat]
Alanı geniş
- KATALOG
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kitaplıktaki kitapları veya belli bir daldaki gereçleri, nitelikleri bakımından tanıtmak, arandıklarında bulunmalarını sağlamak amacıyla, yer numaraları belirtilerek hazırlanmış kitap, defter veya fişten oluşan bütün, fihrist
-
Kitabevi, yayınevi, kurum vb. kuruluşların yayınlarını, ürettikleri malları, eşyaları tanıtan, gösteren liste veya kitap, fihrist
-
[isim]
Kitaplıktaki kitapları veya belli bir daldaki gereçleri, nitelikleri bakımından tanıtmak, arandıklarında bulunmalarını sağlamak amacıyla, yer numaraları belirtilerek hazırlanmış kitap, defter veya fişten oluşan bütün, fihrist
- KRİSTAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Billur
-
[sıfat]
Billurdan yapılmış
-
[isim]
Billur
- GESTALT
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Psikolojik olayların bir bütün veya biçim olduğunu savunan görüş
-
Biçim, boy, durum, yapı
-
[isim]
Psikolojik olayların bir bütün veya biçim olduğunu savunan görüş
- İTALYAN
- ...
- ÇATALCA
- ...
- ORTALIK
-
-
[isim]
Bulunulan yer, çevre
- "Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme." (Peyami Safa)
- "Bu akşamki gerçek, ortalık ağarmadan tersine döner." (Falih Rıfkı Atay)
- "Ben de ödünç para bulsam hiç düşünmeden alırım. Ortalık elbet düzelir, öderim." (Memduh Şevket Esendal)
- "O gün ortalık kararırken eve iki sivil memur girmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer
- "Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmeden başka çare kalmadı." (Halide Edip Adıvar)
-
Yeryüzünün görünen bölümü, çevre, etraf
- "Ortalıkta güneş olmadığı, hava yine bulutlu olduğu hâlde, tatlı bir aydınlık vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Soyut anlamda yaşanan ortam
- "Bu neşe ortalığa sirayet etti." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bulunulan yer, çevre
- CONTALI
- ...
- PAFTALI
-
-
[sıfat]
Paftası olan
- "Bunlar genellikle taçlı, kenarları billur paftalı büyük aynalardır." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Paftası olan
- RESİTAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tek bir sanatçının tek bir çalgı ile verdiği konser
- "Piyano resitali."
-
Oyuncunun tek başına gösterdiği başarılı etkinlik
-
[isim]
Tek bir sanatçının tek bir çalgı ile verdiği konser
- YATALAK
-
-
[sıfat]
Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)
- "Şu rezalete bakın, yatalak gibi uzanmışlar." (Ömer Seyfettin)
- "Bu kapanık, rutubetli yerde yatalak olup kalmaktan kurtulurum." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)
- PATALYA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Her iki küreği bir kişi tarafından çekilen, birden üç çifteye kadar savaş gemisi sandalı
-
[isim]
Her iki küreği bir kişi tarafından çekilen, birden üç çifteye kadar savaş gemisi sandalı
- MÜTALAA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt
- "Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu." (Çetin Altan)
-
İrdeleme, müzakere, görüş
- "Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek, bence pek faydalı idi." (Atatürk)
-
Düşünce
-
[isim]
Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt
- KATALİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir maddenin kimyasal bir tepkimede hiçbir değişmeye uğramadan tepkimenin olmasını veya hızının değişmesini sağlayan etkisi
-
[isim]
Bir maddenin kimyasal bir tepkimede hiçbir değişmeye uğramadan tepkimenin olmasını veya hızının değişmesini sağlayan etkisi