İçinde tal olan 7 harfli 46 kelime var. İçerisinde TAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tal olan kelimeler listesine ya da Sonu tal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ALT, TAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AT, LA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- METALİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Madensel, madenle ilgili
-
Madenden yapılmış, madenî
-
Metal gibi parlak olan
-
[sıfat]
Madensel, madenle ilgili
- TALAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzgün söz söyleme kolaylığı
- "Sakin ve çekingen Ahmet Naci, umulmaz bir talakat ve hararetle uzun uzun söyledi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Düzgün söz söyleme kolaylığı
- DİJİTAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sayısal
- "Dijital telefon santrali."
-
Verileri bir ekran üzerinde elektronik olarak gösteren
-
[isim]
Verilerin bir ekran üzerinde elektronik olarak gösterilmesi
-
[sıfat]
Sayısal
- PATALYA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Her iki küreği bir kişi tarafından çekilen, birden üç çifteye kadar savaş gemisi sandalı
-
[isim]
Her iki küreği bir kişi tarafından çekilen, birden üç çifteye kadar savaş gemisi sandalı
- METALSİ
-
-
[isim]
Metallerin fiziksel özelliklerini, metal olmayan ögelerin ise kimyasal özelliklerini taşıyan element, madensi, metaloit
-
[isim]
Metallerin fiziksel özelliklerini, metal olmayan ögelerin ise kimyasal özelliklerini taşıyan element, madensi, metaloit
- MÜTALAA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt
- "Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu." (Çetin Altan)
-
İrdeleme, müzakere, görüş
- "Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek, bence pek faydalı idi." (Atatürk)
-
Düşünce
-
[isim]
Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt
- TALİMLİ
-
-
[sıfat]
Talim görmüş, eğitilmiş
- "Gözlerim ona dikilmiş talimli bir fino köpeği gibi büzülüp otururdum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Alışık, eli yatkın
-
[sıfat]
Talim görmüş, eğitilmiş
- ORTALIK
-
-
[isim]
Bulunulan yer, çevre
- "Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme." (Peyami Safa)
- "Bu akşamki gerçek, ortalık ağarmadan tersine döner." (Falih Rıfkı Atay)
- "Ben de ödünç para bulsam hiç düşünmeden alırım. Ortalık elbet düzelir, öderim." (Memduh Şevket Esendal)
- "O gün ortalık kararırken eve iki sivil memur girmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer
- "Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmeden başka çare kalmadı." (Halide Edip Adıvar)
-
Yeryüzünün görünen bölümü, çevre, etraf
- "Ortalıkta güneş olmadığı, hava yine bulutlu olduğu hâlde, tatlı bir aydınlık vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Soyut anlamda yaşanan ortam
- "Bu neşe ortalığa sirayet etti." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bulunulan yer, çevre
- ŞEFTALİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gülgillerden, ılıman bölgelerde yetişen, çiçekleri pembe renkli bir ağaç (Persica vulgaris)
-
Bu ağacın tatlı ve sulu meyvesi
-
[isim]
Gülgillerden, ılıman bölgelerde yetişen, çiçekleri pembe renkli bir ağaç (Persica vulgaris)
- PAFTALI
-
-
[sıfat]
Paftası olan
- "Bunlar genellikle taçlı, kenarları billur paftalı büyük aynalardır." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Paftası olan
- ÇATALCA
- ...
- KATALOG
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kitaplıktaki kitapları veya belli bir daldaki gereçleri, nitelikleri bakımından tanıtmak, arandıklarında bulunmalarını sağlamak amacıyla, yer numaraları belirtilerek hazırlanmış kitap, defter veya fişten oluşan bütün, fihrist
-
Kitabevi, yayınevi, kurum vb. kuruluşların yayınlarını, ürettikleri malları, eşyaları tanıtan, gösteren liste veya kitap, fihrist
-
[isim]
Kitaplıktaki kitapları veya belli bir daldaki gereçleri, nitelikleri bakımından tanıtmak, arandıklarında bulunmalarını sağlamak amacıyla, yer numaraları belirtilerek hazırlanmış kitap, defter veya fişten oluşan bütün, fihrist
- APTALSI
- ...
- ANTALYA
- ...
- İTALYAN
- ...
- MUTTALİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Öğrenmiş, haber almış, bilgi edinmiş
-
[sıfat]
Öğrenmiş, haber almış, bilgi edinmiş
- TAHTALI
-
-
[sıfat]
Tahtası olan
-
Tahtalı güvercin
-
[sıfat]
Tahtası olan
- TALİHLİ
-
-
[sıfat]
Talihi iyi olan, bahtı açık olan, bahtlı, şanslı
- "O devrin talihlileri gibi para sanki su olmuş, ceplerine akıyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[sıfat]
Talihi iyi olan, bahtı açık olan, bahtlı, şanslı
- KATALİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir maddenin kimyasal bir tepkimede hiçbir değişmeye uğramadan tepkimenin olmasını veya hızının değişmesini sağlayan etkisi
-
[isim]
Bir maddenin kimyasal bir tepkimede hiçbir değişmeye uğramadan tepkimenin olmasını veya hızının değişmesini sağlayan etkisi
- APTALCA
-
-
[sıfat]
Biraz aptal
- "Aptalca bir adam."
-
[zarf]
(apta'lca) Aptala yaraşır nitelikte, aptal gibi, aptalcasına
- "Şakir Bey, aptalca bulduğu bu fikre karşı istihzasını gizlemeyerek sert sert güldü." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Biraz aptal