İçinde tal olan 7 harfli 46 kelime var. İçerisinde TAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tal olan kelimeler listesine ya da Sonu tal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A L T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ALT, TAL

2 Harfli Kelimeler

AL, AT, LA, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

METALİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Madensel, madenle ilgili
  2. Madenden yapılmış, madenî
  3. Metal gibi parlak olan

TALAKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Düzgün söz söyleme kolaylığı
    • "Sakin ve çekingen Ahmet Naci, umulmaz bir talakat ve hararetle uzun uzun söyledi." (Reşat Nuri Güntekin)

DİJİTAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Sayısal
    • "Dijital telefon santrali."
  2. Verileri bir ekran üzerinde elektronik olarak gösteren
  3. [isim] Verilerin bir ekran üzerinde elektronik olarak gösterilmesi

PATALYA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Her iki küreği bir kişi tarafından çekilen, birden üç çifteye kadar savaş gemisi sandalı

METALSİ

  1. [isim] Metallerin fiziksel özelliklerini, metal olmayan ögelerin ise kimyasal özelliklerini taşıyan element, madensi, metaloit

MÜTALAA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt
    • "Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu." (Çetin Altan)
  2. İrdeleme, müzakere, görüş
    • "Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek, bence pek faydalı idi." (Atatürk)
  3. Düşünce

TALİMLİ

  1. [sıfat] Talim görmüş, eğitilmiş
    • "Gözlerim ona dikilmiş talimli bir fino köpeği gibi büzülüp otururdum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Alışık, eli yatkın

ORTALIK

  1. [isim] Bulunulan yer, çevre
    • "Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme." (Peyami Safa)
    • "Bu akşamki gerçek, ortalık ağarmadan tersine döner." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Ben de ödünç para bulsam hiç düşünmeden alırım. Ortalık elbet düzelir, öderim." (Memduh Şevket Esendal)
    • "O gün ortalık kararırken eve iki sivil memur girmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer
    • "Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmeden başka çare kalmadı." (Halide Edip Adıvar)
  3. Yeryüzünün görünen bölümü, çevre, etraf
    • "Ortalıkta güneş olmadığı, hava yine bulutlu olduğu hâlde, tatlı bir aydınlık vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Soyut anlamda yaşanan ortam
    • "Bu neşe ortalığa sirayet etti." (Peyami Safa)

ŞEFTALİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Gülgillerden, ılıman bölgelerde yetişen, çiçekleri pembe renkli bir ağaç (Persica vulgaris)
  2. Bu ağacın tatlı ve sulu meyvesi

PAFTALI

  1. [sıfat] Paftası olan
    • "Bunlar genellikle taçlı, kenarları billur paftalı büyük aynalardır." (Salâh Birsel)

ÇATALCA
...
KATALOG

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kitaplıktaki kitapları veya belli bir daldaki gereçleri, nitelikleri bakımından tanıtmak, arandıklarında bulunmalarını sağlamak amacıyla, yer numaraları belirtilerek hazırlanmış kitap, defter veya fişten oluşan bütün, fihrist
  2. Kitabevi, yayınevi, kurum vb. kuruluşların yayınlarını, ürettikleri malları, eşyaları tanıtan, gösteren liste veya kitap, fihrist

APTALSI
...
ANTALYA
...
İTALYAN
...
MUTTALİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Öğrenmiş, haber almış, bilgi edinmiş

TAHTALI

  1. [sıfat] Tahtası olan
  2. Tahtalı güvercin

TALİHLİ

  1. [sıfat] Talihi iyi olan, bahtı açık olan, bahtlı, şanslı
    • "O devrin talihlileri gibi para sanki su olmuş, ceplerine akıyordu." (Ercüment Ekrem Talu)

KATALİZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir maddenin kimyasal bir tepkimede hiçbir değişmeye uğramadan tepkimenin olmasını veya hızının değişmesini sağlayan etkisi

APTALCA

  1. [sıfat] Biraz aptal
    • "Aptalca bir adam."
  2. [zarf] (apta'lca) Aptala yaraşır nitelikte, aptal gibi, aptalcasına
    • "Şakir Bey, aptalca bulduğu bu fikre karşı istihzasını gizlemeyerek sert sert güldü." (Peyami Safa)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü