İçinde ta olan 8 harfli 525 kelime var. İçerisinde TA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ta olan kelimeler listesine ya da Sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İŞTAHSIZ
-
-
[sıfat]
Yemek yeme isteği olmayan, boğazsız
- "Hizmet erim sefertasıyla akşam yemeğini getirdi. İştahsızım. Yemeğin tadı tuzu yok." (Erhan Bener)
-
İsteksiz
-
[sıfat]
Yemek yeme isteği olmayan, boğazsız
- PEŞTAHTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İş masası gibi kullanılan çekmece
-
Sarrafların üzerinde para saydıkları tahta
-
[isim]
İş masası gibi kullanılan çekmece
- TAKSİRLİ
-
-
[sıfat]
Kusurlu
-
[sıfat]
Kusurlu
- LİMONATA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Su, şeker ve limon suyundan yapılan şerbet
- "Fahri'nin canı soğuk bir limonata istiyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Su, şeker ve limon suyundan yapılan şerbet
- METALOİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Metalsi
-
[isim]
Metalsi
- TABAKSIZ
- ...
- TARLAMSI
-
-
[sıfat]
Tarlayı andıran, tarlaya benzeyen, tarla gibi
-
[sıfat]
Tarlayı andıran, tarlaya benzeyen, tarla gibi
- TAŞINMAZ
-
-
Taşınamayan
-
[isim]
Ev, tarla vb. taşınamayan mülk, gayrimenkul
-
Taşınamayan
- KAFTANCI
-
-
[isim]
Kaftan yapan veya satan kimse
-
[isim]
Kaftan yapan veya satan kimse
- PIRLANTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Birçok façetası olacak biçimde yontulmuş foyasız parlak elmas
- "Onlara hakiki pırlanta diye geçirilmek istenen yalancı elmaslara bir kuyumcunun baktığı gibi bakmıştı." (Halide Edip Adıvar)
- "Bunların arasında umutsuz yaşamayan pırlanta gibi delikanlılar vardı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Üzerinde bu elmas bulunan (yüzük vb.)
- "Sonra kalan pırlanta salkım küpe, annesinin yadigârı da elinden çıktı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Birçok façetası olacak biçimde yontulmuş foyasız parlak elmas
- TAPINMAK
-
-
[-e]
Tanrı'ya veya ilah olarak tanınan varlığa karşı inancını ve bağlılığını bildirmek için belirli kurallara bağlı dinî hareketlerde bulunmak
- "Beyaz esvaplı bakireler, altın saçlı delikanlılar, kollarını çaprazlamış, diz üstü ona tapınmaktadır." (Falih Rıfkı Atay)
-
Tanrı'ya karşı kulluk görevini yerine getirmek, ibadet etmek
-
Büyük bir sevgiyle bağlanmak, aşkla sevmek
-
[-e]
Tanrı'ya veya ilah olarak tanınan varlığa karşı inancını ve bağlılığını bildirmek için belirli kurallara bağlı dinî hareketlerde bulunmak
- SAPTANIM
-
-
[isim]
Saptanma işi
-
[isim]
Saptanma işi
- MANİTACI
-
-
[isim]
Manitacılıkla para sızdıran dolandırıcı
- "Bu Kılçık Nâzım filan, manitacı herifler." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Manitacılıkla para sızdıran dolandırıcı
- TARİFELİ
-
-
[sıfat]
Belli bir tarifeye göre olan
-
[sıfat]
Belli bir tarifeye göre olan
- TAVATTUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yurt edinme
-
[isim]
Yurt edinme
- YARGITAY
- ...
- AKTARTMA
-
-
[isim]
Aktartmak işi yaptırmak
-
[isim]
Aktartmak işi yaptırmak
- KARTALOŞ
-
-
[sıfat]
Kartlaşmış, yaşı geçkin, kartaloz
-
[sıfat]
Kartlaşmış, yaşı geçkin, kartaloz
- MUGALATA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yanıltacak söz
- "Bu adam mugalataya, laf cambazlığına pabuç bırakmaz." (Haldun Taner)
-
Yanıltmaca
-
[isim]
Yanıltacak söz
- TARİHSEL
-
-
[sıfat]
Tarihe dair, tarihle ilgili, tarihî
-
[sıfat]
Tarihe dair, tarihle ilgili, tarihî