İçinde ta olan 8 harfli 525 kelime var. İçerisinde TA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ta olan kelimeler listesine ya da Sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MANTARLI
-
-
[sıfat]
İçinde mantar bulunan, içine mantar konulmuş olan
- "Mantarlı çorba."
-
Mantarı olan
- "Mantarlı şişe. Mantarlı ayakkabı."
-
Mantar hastalığına yakalanmış
- "Arabalarda, manda sırtında, insan omzunda, kel, kör, uyuz, egzamalı, mantarlı, cüzzamlıya kadar bir köylü kafilesi tam bu zamanda gelir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
İçinde mantar bulunan, içine mantar konulmuş olan
- TAKARRÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yerde karar kılma, yerleşme
-
Karar verilme
-
[isim]
Bir yerde karar kılma, yerleşme
- TALİHSİZ
-
-
[sıfat]
Talihi ters olan, talihi kötü olan, şanssız, bahtsız (kimse)
- "Alın yazısı bu masum ve talihsizi idama mahkûm etmişti." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Talihi ters olan, talihi kötü olan, şanssız, bahtsız (kimse)
- TASAVVUF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı'nın niteliğini ve evrenin oluşumunu varlık birliği anlayışıyla açıklayan dinî ve felsefi akım
- "Bu dil derindir ve birçok tasavvuf deyimleri ile zengindir de!" (Falih Rıfkı Atay)
-
Kur'an'da önerilen ve peygamberin hayatında uygulamaları görülen hayat tarzını yaşama gayreti, İslam gizemciliği
-
[isim]
Tanrı'nın niteliğini ve evrenin oluşumunu varlık birliği anlayışıyla açıklayan dinî ve felsefi akım
- ÇOKSATAR
-
-
[isim]
En çok satılan yayın
-
[isim]
En çok satılan yayın
- RÖTARSIZ
- ...
- TARANMAK
-
-
[nsz]
Tarama işi yapılmak
- "Yünler yıkandıktan sonra tarandı."
-
Kendi başını taramak
- "Bugün bu tarağımla taranmıştım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Dikkatlice bir şey aramak
- "Kalkarlarken tütün kesesini kuşağına sokan İboş arandı, tarandı" (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Tarama işi yapılmak
- TAHMİSÇİ
-
-
[isim]
Kuru kahveci
-
[isim]
Kuru kahveci
- TANSİYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kanın damarlara içeriden yaptığı basınç, kan basıncı
- "Kocasının hiddetten tansiyonu yükseldi." (Haldun Taner)
- "Yüreği dinledi, kaygısı arttı. Tansiyonu ölçtü, telaşa düştü." (Atilla İlhan)
-
Gerilim
- "Hiç değilse önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kanın damarlara içeriden yaptığı basınç, kan basıncı
- TARLAMSI
-
-
[sıfat]
Tarlayı andıran, tarlaya benzeyen, tarla gibi
-
[sıfat]
Tarlayı andıran, tarlaya benzeyen, tarla gibi
- TRİNKETA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yelkenli gemilerde pruva direğinin en altta bulunan ana sereni ve bu serene bağlanan yelken
-
[isim]
Yelkenli gemilerde pruva direğinin en altta bulunan ana sereni ve bu serene bağlanan yelken
- HAFTALIK
-
-
[isim]
Haftada bir ödenen para
-
Haftada bir kez yapılan
- "Haftalık görüşme. Haftalık toplantı."
-
[sıfat]
Haftada bir kez yayımlanan
- "Haftalık rapor."
-
[sıfat]
Herhangi bir hafta süren
- "İki haftalık bir çalışma."
-
[isim]
Haftada bir ödenen para
- TABİATLI
-
-
[sıfat]
Herhangi bir yaradılışta, huyda olan
- "Hırant, erkek tabiatlı bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Herhangi bir yaradılışta, huyda olan
- YALTAKÇI
-
-
[sıfat]
Yaltaklanmayı huy edinen, yaltak, mütebasbıs
-
[sıfat]
Yaltaklanmayı huy edinen, yaltak, mütebasbıs
- ASTARSIZ
-
-
[sıfat]
Astarı olmayan
-
[sıfat]
Astarı olmayan
- METASTAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yayılma
-
[isim]
Yayılma
- TAŞKIRAN
-
-
[isim]
Taşkıran otu
-
[isim]
Taşkıran otu
- TAVLAMAK
-
-
[-i]
İşlenilecek bir nesneye gereken ısıyı veya nemi sağlamak, tav vermek
-
Yolsuz ve kolay kazanç umudu vererek dolandırmak
-
Ümit vererek kandırmak, kendine bağlamak, aldatmak
-
Karşı cinsin gönlünü çelmek, kandırıp elde etmek
- "Hiçbir namuslu insan kendisine gönül vermiş bir kızdan, tavladım, diye söz etmez." (Orhan Kemal)
-
[-i]
İşlenilecek bir nesneye gereken ısıyı veya nemi sağlamak, tav vermek
- ATANILMA
- ...
- KANTARON
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kızılkantarongillerden, hekimlikte kullanılan, sarı çiçekli, acı köklü, küçük bir bitki (Gentiana lutea)
-
Birleşikgillerden, sarı, mavi, kırmızı çiçekli türleri bulunan otsu bir bitki (Centaurea)
-
[isim]
Kızılkantarongillerden, hekimlikte kullanılan, sarı çiçekli, acı köklü, küçük bir bitki (Gentiana lutea)