İçinde ta olan 7 harfli 466 kelime var. İçerisinde TA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ta olan kelimeler listesine ya da Sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİTTABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Doğal olarak, tabiatıyla, tabii, elbette
- "Buna, bittabi icabı gibi cevap verildi." (Atatürk)
-
[zarf]
Doğal olarak, tabiatıyla, tabii, elbette
- TAAMMÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işi veya suçu bile bile, tasarlayarak yapma
-
İşlenecek bir suçun daha önceden tasarlanması
-
[isim]
Bir işi veya suçu bile bile, tasarlayarak yapma
- TAHARRİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arama, araştırma
- "Düşünmek, bir fikrin üzerinde sabit kalmamak, daima doğruyu, hakikati taharri etmekten ibarettir." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Arama, araştırma
- EMEKTAR
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[sıfat]
Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse)
- "Raşit çocuk, emektar hizmetçimiz ve sütannemin oğluydu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çok kullanılmış, eski
- "Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse)
- MEŞRUTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimseye, mirasçılara veya bir kuruluşa satılmamak şartı ile verilmiş mülk
- "Cami meşrutası."
-
[isim]
Bir kimseye, mirasçılara veya bir kuruluşa satılmamak şartı ile verilmiş mülk
- SİRTAKİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir çeşit dans
-
[isim]
Bir çeşit dans
- TANITLI
-
-
[sıfat]
Tanıtlanmış, tanıta dayanan
-
[sıfat]
Tanıtlanmış, tanıta dayanan
- ASTASIM
-
-
[isim]
Öncüllerinden biri önceki tasımın vargısı durumunda olan bir ek tasım
-
[isim]
Öncüllerinden biri önceki tasımın vargısı durumunda olan bir ek tasım
- KUCAKTA
-
-
[sıfat]
Henüz yürüyemeyen, küçük (çocuk)
-
[sıfat]
Henüz yürüyemeyen, küçük (çocuk)
- TABANLI
-
-
[sıfat]
Tabanı olan
-
[sıfat]
Tabanı olan
- ÇATAPAT
-
-
[isim]
Ayakla çiğnendiğinde veya bir yere sürtüldüğünde "çat pat" diye patlayan bir eğlence fişeği, çatpat
- "Elindeki çatapatı ayağının altında ezdi." (Rıfat Ilgaz)
-
[isim]
Ayakla çiğnendiğinde veya bir yere sürtüldüğünde "çat pat" diye patlayan bir eğlence fişeği, çatpat
- KÜRETAJ
- ...
- TARAYIŞ
-
-
[isim]
Tarama işi veya biçimi
-
[isim]
Tarama işi veya biçimi
- TAVHANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Limonluk
-
Yoksulların sığındığı sıcak yer
-
[isim]
Limonluk
- TAVULGA
-
-
[isim]
Kabuğu kırmızı veya erguvan renginde olan ve tabaklamada kullanılan bir söğüt türü
-
[isim]
Kabuğu kırmızı veya erguvan renginde olan ve tabaklamada kullanılan bir söğüt türü
- YUMURTA
-
-
[isim]
Bir dişinin vücudunda oluşan, yumurtlama ve döllenmeden sonra aynı türden bir canlı oluşturan hücre
- "Balık yumurtası. Böcek yumurtası."
-
Kanatlı hayvanların çoğalmasını sağlayan kabuklu bir besin maddesi
-
Tavuk yumurtası
-
Er bezi
- "Koç yumurtası."
-
Çorap onarmakta kullanılan, yumurta biçiminde, genellikle tahta veya mermerden kalıp
-
[isim]
Bir dişinin vücudunda oluşan, yumurtlama ve döllenmeden sonra aynı türden bir canlı oluşturan hücre
- TARANGA
-
-
[isim]
Bir tür tatlı su balığı
-
[isim]
Bir tür tatlı su balığı
- ÜSTATÇA
-
-
[zarf]
Üstat gibi, üstadın yaptığına benzer, üstadane
-
[zarf]
Üstat gibi, üstadın yaptığına benzer, üstadane
- TAKILMA
-
-
[isim]
Takılmak işi
- "Kuru gevezeliği aşmayan türden takılmalar ile uzayıp giden komediler..." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Takılmak işi
- TAKINTI
-
-
[isim]
Bir durum ve sorunla ilişkisi olan başka durum veya sorun
- "Uykum kaçınca aklım bir şeye takılır ve o takıntıyı savuşturuncaya kadar gözüme uyku girmez." (Burhan Felek)
-
Bütünlemeye kalınan ders
-
Küçük, önemsiz borç
-
Bir şeye hastalık derecesinde düşkünlük, obsesyon
- "Sözünü ettiğim takıntı bana rahmetli babamdan miras kaldı." (Ahmet Ümit)
-
Bir kimseyle kurulan ilişki
-
[isim]
Bir durum ve sorunla ilişkisi olan başka durum veya sorun