İçinde ta olan 6 harfli 333 kelime var. İçerisinde TA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ta olan kelimeler listesine ya da Sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TABLET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Düz ve yassı biçimli, çiğnenecek veya yutulacak madde
- "İlaç tableti. Nane şekeri tableti."
-
Eski medeniyetlerden kalma, pişmiş veya güneşte kurutulmuş kilden yapılmış, üzerinde çivi yazısı ile metin yazılı belge
-
[isim]
Düz ve yassı biçimli, çiğnenecek veya yutulacak madde
- TAKLİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma
- "Annesinin, babasının taklitlerini yapıyordu." (Çetin Altan)
-
Birinin davranışlarını, konuşmasını tekrarlayarak eğlenme
- "Hele taklitleri? -Kadın taklidi, Arap taklidi hepsini birbirinden güzel yapıyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Taklit etmeyeceğine, kopya olmaktan, andırmaktan tiksindiğine göre bilmesinin faydası yoktu." (Tarık Buğra)
-
Benzetilerek yapılmış şey, imitasyon
-
[isim]
Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma
- ARASTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm
- "Belediye çavuşu çarşıyı ve arastaları dolaşmış, esnafa kepenk kapattırmıştır." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm
- HILTAR
-
-
[isim]
Davar ve sığırların boyunlarına takılan ip veya kayış
-
[isim]
Davar ve sığırların boyunlarına takılan ip veya kayış
- TAHFİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hafifletme, yükünü azaltma
-
[isim]
Hafifletme, yükünü azaltma
- İTALİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eğik yazı
-
[isim]
Eğik yazı
- TANELİ
-
-
[sıfat]
Tanelerden oluşmuş
-
Çeşitli boylarda tanesi olan
- "İri taneli büyük ve siyah binlik dergâh tespihini çekmeye başladığı zaman..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Tanelerden oluşmuş
- KITAVİ
- ...
- LEHTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yandaş, taraftar
-
Senet metninde, senet bedelinin kendisine ödenmesi yazılı olan kişi
-
[isim]
Yandaş, taraftar
- VOLTAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gerilim
-
[isim]
Gerilim
- TEKTAŞ
-
-
[sıfat]
Sadece bir pırlantası veya elması olan (yüzük, küpe)
-
[sıfat]
Sadece bir pırlantası veya elması olan (yüzük, küpe)
- BATTAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
En ve boyca alışılmış olandan büyük
- "Barınılmaz hâle gelen bazı odalar battal edilmiş, yıkılma tehlikesi gösteren tahtaboşların kapısına kalaslar çivilenmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İşe yaramaz, kullanılmaz
- "Orada sahile çekilmiş bir battal balıkçı kayığı yan yatmış." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
En ve boyca alışılmış olandan büyük
- TAKDİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Beğenme, beğenip belirtme, değer verme
- "... herkesin takdirini kazanarak yükselmek ümidi bizi işimizin başına koşturuyor." (Şevket Rado)
- "Ama içinden yine onu takdir etmekten de geri kalmazmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "İhtimal ki senin alın yazında şunlar yazılıydı: Âlemin saygı ve takdirini kazanmış bir adam olacaksın." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir şeyin değerini, önemini, gerekliliğini anlama
- "Yarın pazar karıcığım / İşe gitmek var, takdir edersin." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
Takdirname
-
Değer biçme
- "Yapının takdirini bilirkişi yaptı."
-
Kitle iletişim araçlarında izlenme oranı
-
"Bu, şu, o" gösterme sıfatlarıyla kalma durumunda kullanıldığında "O durumda, böyle olunca" anlamlarında durum veya şart bildiren bir söz
- "Bu takdirde hem kendilerini hem de milleti iğfal etmiş olurlar." (Atatürk)
-
Yazgı
-
[isim]
Beğenme, beğenip belirtme, değer verme
- ISKOTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Büyük yelkenleri yönetmek için kullanılan ip
-
[isim]
Büyük yelkenleri yönetmek için kullanılan ip
- MİFTAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anahtar
-
[isim]
Anahtar
- TAMTAM
-
-
[isim]
Orkestrada yer alan bir tür Çin gongu
-
Afrika yerlilerinin çaldığı davul
-
Bazı olayları haber vermeye veya açıklamaya yarayan, davulla yapılan ses
- "Bir savaş tamtamı."
-
[isim]
Orkestrada yer alan bir tür Çin gongu
- TATMAK
-
-
[-i]
Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak
- "Ben de tadabilir miyim? Çok merak ediyorum." (Tarık Buğra)
-
Bir şeyden az miktarda yemek veya içmek
- "O meşhur beyaz şaraplarını tattık." (Haldun Taner)
-
Bir duruma uğramış olmak
- "Yaşamın her acısını tatmış."
-
Duymak, hissetmek
-
[-i]
Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak
- BÜHTAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kara çalma, iftira
-
[isim]
Kara çalma, iftira
- OTARMA
-
-
[isim]
Otarmak işi veya durumu
-
[isim]
Otarmak işi veya durumu
- ŞAMATA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gürültü, patırtı
- "Bu berbat şamata arasında yarım saat kadar bekledim." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Amma da şamata ettin be çorbacı, dedi." (Haldun Taner)
- "... haykırarak, şamata kopararak, yarı havada, yarı yerde koşup kendilerini çeşmenin yalaklarına atarlardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Gürültü, patırtı