İçinde ta olan 6 harfli 333 kelime var. İçerisinde TA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ta olan kelimeler listesine ya da Sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ATARLI
- ...
- TARABA
-
-
[isim]
Tahta perde
-
[isim]
Tahta perde
- MANTAR
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Mantarlardan, içinde zehirlileri de bulunan, silindir bir gövde ve üst tarafı şapka biçiminde olan ilkel bitkilerin genel adı (Fungi)
- "Çayır mantarı."
-
Esnek ve sudan hafif olduğundan şişe tapası, cankurtaran simidi, cankurtaran yeleği, ayakkabı tabanı ve daha birçok şeyin yapımında kullanılan, su geçirmeyen, meşe ağacı tabakası
- "İpek çorap ve altı mantar iskarpin giymeyen kadınlar âdeta sınıf dışı ve eski biçim insanlardır." (Halide Edip Adıvar)
-
Bu tabakadan yapılan şişe tapası
-
Kaldırıma araçların park edilmesini engellemek amacıyla zemine gömülmüş mantar biçiminde beton yükselti
-
Çocukların özel tabanca ile patlattıkları barutlu madde
-
Balık ağlarını su yüzünde tutmaya veya olta sarmaya yarayan mantar parçası
-
Hayvanların burun ucu
-
Uydurma söz, yalan
-
Mantar hastalığı
-
[isim]
Mantarlardan, içinde zehirlileri de bulunan, silindir bir gövde ve üst tarafı şapka biçiminde olan ilkel bitkilerin genel adı (Fungi)
- TATSAL
-
-
[sıfat]
Tat alma duyusu ile ilgili
-
[sıfat]
Tat alma duyusu ile ilgili
- TAHKİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşağılama, onur kırma, onuruna dokunma
- "Onu tahkir etmeye hatta dövmeye kalkıyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Aşağılama, onur kırma, onuruna dokunma
- DESTAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan şiir, epope
- "Manas, Şehname, İlyada, Kalevala birer destan örneğidir."
-
Bir kahramanlık hikâyesini veya bir olayı anlatan, koşma biçiminde, ölçüsü on bir hece olan halk şiiri
-
Çağdaş Türk edebiyatında biçim ve içerik yönünden, geleneksel destanlardan ayrılık gösteren uzun kahramanlık şiiri
- "Üç Şehitler Destanı. Çanakkale Destanı."
-
[isim]
Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan şiir, epope
- İNKITA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kesilme, kesinti
-
[isim]
Kesilme, kesinti
- TAFSİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi ayrıntılarıyla anlatma, açıklama
-
[isim]
Bir şeyi ayrıntılarıyla anlatma, açıklama
- TASRİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açık söyleme, belirtme
- "Bunların hudutlarını iyi tasrih edememekle beraber ... eniştemizin kanaatlerine de sirayet etmiş olduğu görülüyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Açık söyleme, belirtme
- TOPTAN
-
-
[sıfat]
Büyük ölçüde, çok miktarda yapılan (alışveriş), perakende karşıtı
- "Mahalle halkının şehirden toptan aldıklarını taşıyan ... pazar kayıkları gider gelirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Toplu bir biçimde olan, global
-
[sıfat]
Büyük ölçüde, çok miktarda yapılan (alışveriş), perakende karşıtı
- ŞEYTAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. Âdem'e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah'ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten cin, iblis
- "Gül tenli, kor dudaklı, kömür sürmeli / Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kere öpmeli." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Ama çocukluk işte, şeytan dürttü, ya herrü ya merrü diyerek birden yukarı baktım." (Haldun Taner)
- "Birden, şeytan geçmiş gibi bir sükût oldu." (Haldun Taner)
- "Şeytan kulağına kurşun, hiçbirimiz hasta olmadık."
-
Kötü düşünceli, kötü niyetli kimse
- "O gecenin sabahı şeytanın aldattığı vücudunu soğuk suda temizlerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Çok kurnaz, uyanık (kimse)
-
[isim]
Hz. Âdem'e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah'ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten cin, iblis
- TAHKİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soruşturma
- "Bunun böyle olduğunu iyice tahkik için yola çıkmak üzere idim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bu meseleyi fakültedeki mütehassıslardan tahkik etmesini rica ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Soruşturma
- TATMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum
-
Cinsel isteklerini giderme
-
Doygunluk
- "Yalan söyleme ihtiyacını tatmin etmiş hâlde sustu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum
- CIVATA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Birbirine bağlanmak istenen ağaç veya demir parçalarının üzerinde hazırlanmış olan deliklerden geçirilerek ucuna somun takılıp sıkıştırılan iri başlı vida
-
[isim]
Birbirine bağlanmak istenen ağaç veya demir parçalarının üzerinde hazırlanmış olan deliklerden geçirilerek ucuna somun takılıp sıkıştırılan iri başlı vida
- KISTAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ölçüt
- "Dedektif romanlarında suçluyu ararken kullanılan bir kıstası burada da kullanabiliriz." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ölçüt
- SALATA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Genellikle bazı çiğ ot ve sebzelerle yapılan, yağ, limon vb. maddeler konulan, yemeklerle birlikte yenen yiyecek
- "Domates salatası. Yeşil salata. Çoban salatası."
-
[isim]
Genellikle bazı çiğ ot ve sebzelerle yapılan, yağ, limon vb. maddeler konulan, yemeklerle birlikte yenen yiyecek
- KÜRTAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Vücutta boşluklar içinde bulunan yabancı cisimleri, hasta veya zararlı sayılan dokuları kazıyarak alma, kazıma
-
Döl yatağının içini kazıyıp cenini alma işi
-
[isim]
Vücutta boşluklar içinde bulunan yabancı cisimleri, hasta veya zararlı sayılan dokuları kazıyarak alma, kazıma
- TARTIŞ
-
-
[isim]
Tartma işi veya biçimi
-
[isim]
Tartma işi veya biçimi
- MATARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yolculukta ve askerlikte kullanılan, boyna veya bele asılı olarak taşınan, genellikle aba veya deriden yapılmış, metal su kabı
- "Çatlağın ilerisindeki kaynaktan da mataralara su doldurulmuş." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Yolculukta ve askerlikte kullanılan, boyna veya bele asılı olarak taşınan, genellikle aba veya deriden yapılmış, metal su kabı
- TAYVAN
- ...