İçinde ta olan 4 harfli 64 kelime var. İçerisinde TA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ta olan kelimeler listesine ya da Sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AT, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TARH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çıkarma
  2. Vergi koyma
  3. Bahçelerde çiçek dikmeye ayrılmış yer
    • "Çiçek tarhları üzerinde küçük sinek kümeleri görünüyor, birden kayboluyorlardı." (Ömer Seyfettin)

İTAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Paylama, azarlama

İFTA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Fetva verme

TAPI

  1. [isim] Tanrı
    • "Karacaoğlan der ki taptığım tapı / Yıkılmaz Tanrı'nın yaptığı yapı" (Karacaoğlan)

TAPİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Pokerde kâğıtlar dağıtılmadan önce oyunculardan birinin fiş veya parasını ortaya sürdükten sonra önünde fişi veya parası kalmadığını belirtmek için söylediği söz

İKTA
...
TALK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, hidratlı doğal magnezyum

TABL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Davul

NOTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir müzik sesini belirtmeye yarayan işaret
    • "Saz sesleri bazen aynı notaları, ruhumuza mıhlanmak istenen bir altın çiviye vurulan darbeler gibi tekrar ederdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı, muhtıra
    • "Bu notaya verdiğim kısa bir cevapta, Mudanya Konferansını kabul ettiğimi bildirdim." (Atatürk)

TASA

  1. [isim] Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam
    • "Gazeteleriniz sürüm tasasına kapıldılar mı hemen İstanbul'un nabzını tutarlar." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Sonra, dedim, bunun tasası sana mı düştü?" (Memduh Şevket Esendal)
  2. Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu

ORTA

  1. [isim] Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer
    • "Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Herhangi bir taşralı kızın artık saklı kalma olasılığı ortadan kalkmış oluyordu." (Murathan Mungan)
    • "Böylelerinin kirayı biriktirdikten sonra bir para vermeden ortadan sır olanları çoktur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "İşte bu söz üzerinedir ki Servet Bey, apartmana çıkmak emelini ciddi bir tasavvur hâlinde ortaya atmıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre
    • "Yılın ortası. Haftanın ortası. Günün ortası. Kışın ortası."
    • "Önemli olan, kötülüğü iyilikle beraber ortadan kaldırmaktır." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Ses duyan kız günün birinde ortadan kayboldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Ve yarından itibaren kılıcım -yani kalemim- elimde ortaya atılacaktım." (Ömer Seyfettin)
  3. Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm
    • "Seccadesini ortasından kesip ikiye böldüler." (Ömer Seyfettin)
    • "Mithat Paşa ve emsalini ortadan kaldırmak için ..." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Eski, büyük teşrifat kayıkları ortadan kalkmışsa da yine iki, üç çifte kayıklara rast gelinirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  4. İyi ile kötü arasındaki durum
  5. Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece
    • "Orta ile geçti."
  6. [sıfat] Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
  7. [sıfat] Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan
    • "Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu." (Refik Halit Karay)
  8. [sıfat] İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
  9. Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
  10. Orantı
  11. Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş
    • "Aut çizgisinden nefis bir orta..." (Haldun Taner)
  12. Yeniçeri Ocağında tabur

TAAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yemek, yiyecek
    • "Yemekte salçalı bir taam vardı." (Burhan Felek)

OTAĞ

  1. [isim] Büyük ve süslü çadır, çerge

FOTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] İçinde şarap yapılan bir çeşit fıçı

TAHT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Hükümdarların oturduğu büyük, süslü koltuk
    • "Mozaikten tapınaklar yapar, tunçtan kaleler, fil dişinden tahtlar kurarmışsın." (Refik Halit Karay)
    • "Sultan Süleyman tahta çıkar çıkmaz, babası namına inşa ettirdiği cami 1522'de bitmiş ve halka açılmıştır." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Hükümdarlık makamı, hükümdarlık

ETAP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Aşama
  2. Adım

OLTA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütünü
    • "Sersem balık gibi bu oltaya düşeceklerdi." (Halit Fahri Ozansoy)
  2. Balık avlamada kullanılan, ucuna çengelli iğne takılı, çoğunlukla at kuyruğu kılından olan veya naylon tellerden yapılmış iplik
    • "Oltanın ucuna bir şeyler takılmış olmalıydı." (Tarık Buğra)
  3. Hile, düzen, oyun, yem
    • "Ankara'nın sorumluları bu oltanın yabancısı değillerdi." (Tarık Buğra)

HATA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yanlış
    • "O kitap hatalarla dolu. Böyle bir hüküm vermek hatadır."
    • "Bu soruya evet cevabını vermekle bir hataya düşmüş sayılmayız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. İstemeyerek ve bilmeyerek yapılan yanlış, kusur, yanılma, yanılgı
    • "Ağzını topla, dedim ama hatamı anladım." (Burhan Felek)
  3. Suç, günah, kusur

ATAK

  1. [sıfat] Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr
    • "Bütün çocuklar gibi onlar da haşarı, atak ve güreşçi idiler." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Çevik, hareketli
  3. Geveze, yalancı

LATA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Dar ve kalınca tahta

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü