İçinde t olan 6 harfli 1833 kelime var. İçerisinde T harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında t harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HOŞNUT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan, yakınması olmayan
- "Benimle konuştuklarından hoşnut kalmış gibi görünerek gittiler." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan, yakınması olmayan
- NATIKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düşünüp söyleme yeteneği
-
Düzgün ve iyi konuşma yeteneği
-
[isim]
Düşünüp söyleme yeteneği
- PORTÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Taşıyıcı
-
[isim]
Taşıyıcı
- ŞECAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yiğitlik
- "Şecaat arz ederken merdikıpti sirkatin söyler." (Koca Ragıp Paşa)
-
[isim]
Yiğitlik
- TAOİZM
- ...
- TURİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla yapılan gezi
-
Bir ülkeye veya bir bölgeye turist çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümü
-
[isim]
Dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla yapılan gezi
- ATEŞLİ
-
-
[sıfat]
Ateşi olan
- "Ateşli hasta."
-
Heyecanlı, coşkulu
- "Ateşli bir tartışma."
- "Arkadaşım ateşli bir Rumeli delikanlısı idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Cinsel istekleri güçlü olan
-
[sıfat]
Ateşi olan
- ÇATLAK
-
-
[sıfat]
Çatlamış olan
- "Çatlak bardak."
-
Deli
-
[isim]
Ara, aralık
- "İki denizci kara bulutlar çatlağından güneş ışığının güldüğünü sandılar." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Yer altındaki taş kütlelerinin basınç ve gerilim dolayısıyla yer değiştirmeden çatlayıp yarılması, diyaklaz
- "Esmer toprağın yüzünü saran çatlaklar sanki yerin dibine kadar iniyordu ." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Çatlama
-
[sıfat]
Çatlamış olan
- ETALON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ağırlık ve uzunluk ölçüleri için kabul edilmiş yasal ölçü modeli
-
[isim]
Ağırlık ve uzunluk ölçüleri için kabul edilmiş yasal ölçü modeli
- ETRİYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dikme kiriş bağlantılarında direnci sağlayan sargı
-
[isim]
Dikme kiriş bağlantılarında direnci sağlayan sargı
- FRİTÖZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yiyecekleri özellikle patatesi kızartmaya yarayan özel kap
-
[isim]
Yiyecekleri özellikle patatesi kızartmaya yarayan özel kap
- IŞITIM
-
-
[isim]
İçine yağ konularak ucundaki fitil sayesinde ışık elde edilen kandil
-
[isim]
İçine yağ konularak ucundaki fitil sayesinde ışık elde edilen kandil
- KARTAL
-
-
[isim]
Kartalgillerden, genellikle kızıl siyah tüylü, çok güçlü, yuvasını yüksek kayalıklar üzerinde kuran, iri bir yırtıcı kuş (Aquila)
- "Kartal yükseldi yükseldi, kıyıdaki dağların üstünde küçüle küçüle göze görünmez oldu." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Kartalgillerden, genellikle kızıl siyah tüylü, çok güçlü, yuvasını yüksek kayalıklar üzerinde kuran, iri bir yırtıcı kuş (Aquila)
- KONTRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[sıfat]
Karşıt, karşı, aksi
- "Kontra atak."
-
[isim]
Kontrplak
-
[sıfat]
Karşıt, karşı, aksi
- LEHTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yandaş, taraftar
-
Senet metninde, senet bedelinin kendisine ödenmesi yazılı olan kişi
-
[isim]
Yandaş, taraftar
- OKTANT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özellikle denizcilikte 450 C'lik yükseklikteki cisimleri gözlemeye yarayan alet
-
Dairenin sekizde biri
-
[isim]
Özellikle denizcilikte 450 C'lik yükseklikteki cisimleri gözlemeye yarayan alet
- PROTEZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eksik bir organın yerini tutmak, bir organın sakatlığını örtmek amacıyla yapılan yapma organ veya parça
- "Diş protezi."
-
[sıfat]
Bu amaçla yapılıp kullanılan (organ)
-
Ön ses türemesi
-
[isim]
Eksik bir organın yerini tutmak, bir organın sakatlığını örtmek amacıyla yapılan yapma organ veya parça
- TAPUCU
-
-
[isim]
Tapu memuru
- "Tapucu Ragıp Efendi'nin çiçekleri dillere destandır." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Tapu memuru
- TEFTİŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Denetim
- "Bizde on beş yıldır teftiş görmemiş daireler var." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hayatının bütün yazlarını Makedonya'da geçirir, teşkilatı teftiş ederdi." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Denetim
- TERANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ezgi, makam, nağme
-
Çok tekrarlandığından usanç verici bir durum alan söz
- "Bu teraneleri çok işittik. Gece o terane. Araboğlu, Araboğlu, ayakları Şam'a doğru diye bir teranedir tutturuyorlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Ezgi, makam, nağme