İçinde t olan 6 harfli 1833 kelime var. İçerisinde T harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında t harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ASBEST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tremolitin bozulmasından oluşan, lifli, kırılmadan bükülebilen ve ateşte niteliği değişmeyen bir mineral, taş pamuğu, kaya lifi
-
[isim]
Tremolitin bozulmasından oluşan, lifli, kırılmadan bükülebilen ve ateşte niteliği değişmeyen bir mineral, taş pamuğu, kaya lifi
- CİZVİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İsa Derneği denilen bir Hristiyan derneğinin üyesi
-
[isim]
İsa Derneği denilen bir Hristiyan derneğinin üyesi
- DİKKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık
- "Dikkatle bakınca güvertedeki insanların gidip gelişini kolaylıkla seçebiliyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Hangi konudan söz etse dikkati çekecek bir hava veriyor." (Necati Cumalı)
- "Biraz dikkat etsek görürüz ki insanların çoğu yarı deli, yarı iradelidir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Etrafında Türkçe konuşuluyor vehmine kapılır, dikkat kesilir, sonra yanıldığını anlar, canı sıkılırdı." (Refik Halit Karay)
-
[ünlem]
"Dikkat ediniz!" anlamında bir uyarı sözü
- "Dikkat ettiniz mi neler söyledi?"
-
İlgi, özen
- "Yaratıcı sanatçıları bu yargının dışında tutmaya dikkat edelim." (Haldun Taner)
-
[isim]
Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık
- ITTILA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilgi edinme
-
[isim]
Bilgi edinme
- SAADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mutluluk, ongunluk, mut, kut
- "... gecenin içinde onun parıldayan ela gözlerini görmek öyle bir saadetti ki..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Mutluluk, ongunluk, mut, kut
- SETLİÇ
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
İç sürdürücü bir maden suyu
-
Karbonat katılarak köpürtülmüş limonata
-
[isim]
İç sürdürücü bir maden suyu
- TOMBAZ
-
-
[isim]
Irmaklarda işleyen, altı düz kayık
-
Üzerinde köprü kurulan, altı düz kayık biçiminde duba
-
[isim]
Irmaklarda işleyen, altı düz kayık
- TOPBAŞ
-
-
[isim]
Anadolu'da özellikle Tokat yöresinde yetiştirilen açık renkli, orta boy yapraklı ve tatlı içimli bir tür tütün
-
[isim]
Anadolu'da özellikle Tokat yöresinde yetiştirilen açık renkli, orta boy yapraklı ve tatlı içimli bir tür tütün
- BEŞTAŞ
-
-
[isim]
Beş tane taşla oynanan bir tür çocuk oyunu
-
[isim]
Beş tane taşla oynanan bir tür çocuk oyunu
- BİZMUT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 83, atom ağırlığı 209, yoğunluğu 9,8 olan, 271,3 °C'de eriyen, kızılımsı beyaz renkli, kırılgan ve katı bir element (simgesi Bi)
-
Bu elementten yapılan ve ilaç olarak kullanılan karışım
- "Midesi ekşiyen birine bizmut, başı ağrıyan bir başkasına veronal verdim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Atom numarası 83, atom ağırlığı 209, yoğunluğu 9,8 olan, 271,3 °C'de eriyen, kızılımsı beyaz renkli, kırılgan ve katı bir element (simgesi Bi)
- KİRTİL
-
-
[isim]
Büyük kabuklu deniz hayvanlarını avlamakta kullanılan, ince dallardan örülmüş sepet
-
[isim]
Büyük kabuklu deniz hayvanlarını avlamakta kullanılan, ince dallardan örülmüş sepet
- KOSTAK
-
-
[sıfat]
Zarif, kibar, çalımlı, güzel giyinmiş, yakışıklı
- "Boşa kostaklanma kostak değilsin karam." (Halk türküsü)
-
Yiğit, kabadayı, yürekli
-
[sıfat]
Zarif, kibar, çalımlı, güzel giyinmiş, yakışıklı
- LOSTRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ayakkabı boyama
-
[isim]
Ayakkabı boyama
- MUTFAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yemek pişirilen yer, aş damı
-
Yiyecekleri hazırlama sanatı
- "Türk mutfağı."
-
[isim]
Yemek pişirilen yer, aş damı
- ÖTÜRME
-
-
[isim]
Ötürmek işi veya durumu
-
[isim]
Ötürmek işi veya durumu
- OTURUM
-
-
[isim]
Bir meclis veya kurulun çözümlenmesi gereken sorunları görüşüp tartışmak için yaptığı toplantı, celse
- "Onun adaylığı konuşulurken, kıdemli doçent olarak ben de oturuma katılmıştım." (Haldun Taner)
-
Yasama meclislerinin birleşimlerinden her biri
-
[isim]
Bir meclis veya kurulun çözümlenmesi gereken sorunları görüşüp tartışmak için yaptığı toplantı, celse
- RUSTAİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Köylü
- "Fakat artık korunun rustai perisinden eser görmüyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Köylü
- STEREO
- ...
- TEBLİĞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bildirme, haber verme
- "Heyet reisi selamlarının size tebliğine beni memur ettiler." (Peyami Safa)
- "Çağırsalar çağırsalar, sürgüne gideceğini tebliğ etmek için çağırırlar." (Atilla İlhan)
-
Bildiri
- "İşte size tebliğde bahsettiğimiz saz şairi Âşık Mehmet, diye tıknaz adamı takdim etti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bildirme, haber verme
- TENSİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ağacın düşen yapraklarını toplayıp dibine gömme
-
[isim]
Ağacın düşen yapraklarını toplayıp dibine gömme