İçinde sü olan 5 harfli 59 kelime var. İçerisinde SÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sü olan kelimeler listesine ya da Sonu sü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
SÜ, ÜS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SÜSEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Süsengillerden, yaprakları kılıç biçiminde, çiçekleri iri ve mor renkli, güzel görünüşlü ve kokulu, çok yıllık bir süs bitkisi, susam (İris germanica)
-
[isim]
Süsengillerden, yaprakları kılıç biçiminde, çiçekleri iri ve mor renkli, güzel görünüşlü ve kokulu, çok yıllık bir süs bitkisi, susam (İris germanica)
- SÜYEK
-
-
[isim]
Cebire
-
[isim]
Cebire
- SÜREM
- ...
- SÜKUN
- ...
- SÜREK
-
-
[isim]
Süren, devam eden zaman
-
[sıfat]
Hızlı süren, hızlı giden
-
Satmak için pazara götürülen hayvan sürüsü
-
[isim]
Süren, devam eden zaman
- SÜRME
-
-
[isim]
Sürmek işi
-
Kapı kanadını içeriden kapama, dolap kapağını yerinde tutma vb. işlere yarayan ve yuvası içinde ileri geri sürülebilen sistem, sürgü
- "Kapıyı kapadı. Üstünde anahtar ve sürme yoktu." (Peyami Safa)
-
Masa ve dolapta küçük çekmece
-
[sıfat]
Sürülerek kullanılan
- "Sürme kapı. Sürme kapak."
-
[isim]
Sürmek işi
- SÜCUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Secdeye varma, secde etme
-
[isim]
Secdeye varma, secde etme
- SÜZÜŞ
- ...
- SÜNNİ
- ...
- SÜPER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Nitelik, nicelik ve derece bakımından üstün olan
-
Belli bir normun üstünde olan
-
[sıfat]
Nitelik, nicelik ve derece bakımından üstün olan
- SÜFLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Aşağı, aşağılık, bayağı, adi
- "Sabri'nin maceraları hep böyle süfli şeylerden ibaret değildi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kılıksız, pis kılıklı, hırpani
-
[sıfat]
Aşağı, aşağılık, bayağı, adi
- SÜTSÜ
-
-
[sıfat]
Sütü andıran, süte benzeyen, süt gibi
-
[sıfat]
Sütü andıran, süte benzeyen, süt gibi
- SÜTÇÜ
-
-
[isim]
Süt satan kimse
- "Tam kapı yanında bir sütçü dükkânı gözüme ilişti." (Refik Halit Karay)
-
Bol süt veren hayvan
-
[isim]
Süt satan kimse
- SÜYÜM
-
-
[isim]
İğneye geçirilen bir sap iplik
-
[isim]
İğneye geçirilen bir sap iplik
- SÜLÜN
-
-
[isim]
Sülüngillerden, kuyruğu çok uzun, eti yenilen bir kuş (Phasianus colchicus)
-
[isim]
Sülüngillerden, kuyruğu çok uzun, eti yenilen bir kuş (Phasianus colchicus)
- KÖKSÜ
-
-
[isim]
Ciğer otlarında ve yosunlarda kökü andıran, bitkinin tutunmasına yarayan bölüm
-
[isim]
Ciğer otlarında ve yosunlarda kökü andıran, bitkinin tutunmasına yarayan bölüm
- SÜTUN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Herhangi bir maddeden yapılan, zaman zaman üstünde çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon
- "Terasın mermer sütunlarından birine dayanmış, sessiz sedasız bana baktığını görüyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Sanat dergilerinden biri bir ara, genç şairlere sütunlarını açmıştı." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Gazete, dergi, kitap vb. yazılı şeylerde, sayfanın yukarıdan aşağıya doğru ayrılmış olduğu dar bölümlerden her biri, kolon
- "Böyle misaller sayıp dökmek gerekse satırlar değil, sütunlar dolar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Alt alta sıralanmış şeyler dizisi
- "Rakam sütunu."
-
Oldukça yükseğe çıkan ve silindire benzeyen şey
- "Alev sütunu. Su sütunu."
-
Bir tablo veya grafikte düşey durumdaki yüzey
-
[isim]
Herhangi bir maddeden yapılan, zaman zaman üstünde çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon
- KÜRSÜ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer
- "İki gün süren tartışmalardan sonra Mustafa Kemal kürsüye geldi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Ana bilim dalı
- "Türk Dili Kürsüsü. Yakın Çağ Tarihi Kürsüsü."
-
Sandalye
-
Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm
-
[isim]
Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer
- SÜREÇ
-
-
[isim]
Aralarında birlik olan veya belli bir düzen veya zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay ve hareketler dizisi, vetire, proses
- "Kitaba aldığım bu yazılar, gerçekte siyasal kavgamın gelişme sürecinde önemli bir tavır takınmayı vurgulamaktadır." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Aralarında birlik olan veya belli bir düzen veya zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay ve hareketler dizisi, vetire, proses
- SÜSLÜ
-
-
[sıfat]
Süsü olan, süslenmiş, bezenmiş
- "Geniş, süslü karyola köşede duruyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Süslenmeye, süse çok düşkün olan
- "Süslü bir kadın."
-
[sıfat]
Süsü olan, süslenmiş, bezenmiş