İçinde olan 5 harfli 59 kelime var. İçerisinde SÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sü olan kelimeler listesine ya da Sonu sü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

S Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

SÜ, ÜS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SÜRFE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kurtçuk

SÜVEN

  1. [isim] Bozuk ve gevşek arazide veya göçük açmada bağ direklerinin üst ve yanından arazi içine çakılarak sürülen ucu sivri direk veya kama

SÜSLÜ

  1. [sıfat] Süsü olan, süslenmiş, bezenmiş
    • "Geniş, süslü karyola köşede duruyordu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Süslenmeye, süse çok düşkün olan
    • "Süslü bir kadın."

SÜBYE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Mürekkep balığı
  2. Badem içi, ezilmiş sarımsak, kavun çekirdeği vb.nden yapılan boza koyuluğunda sıvı
    • "Yoğurdun içine havanda tuz karıştırılarak dövülmüş, sübye kıvamına getirilmiş diş sarımsak eklenir." (Aydın Boysan)

SÜMEK

  1. [isim] Eğirilmek için temizlenmiş, taranmış yumak biçiminde yün

SÜĞME
...
SÜTUN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Herhangi bir maddeden yapılan, zaman zaman üstünde çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon
    • "Terasın mermer sütunlarından birine dayanmış, sessiz sedasız bana baktığını görüyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Sanat dergilerinden biri bir ara, genç şairlere sütunlarını açmıştı." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Gazete, dergi, kitap vb. yazılı şeylerde, sayfanın yukarıdan aşağıya doğru ayrılmış olduğu dar bölümlerden her biri, kolon
    • "Böyle misaller sayıp dökmek gerekse satırlar değil, sütunlar dolar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  3. Alt alta sıralanmış şeyler dizisi
    • "Rakam sütunu."
  4. Oldukça yükseğe çıkan ve silindire benzeyen şey
    • "Alev sütunu. Su sütunu."
  5. Bir tablo veya grafikte düşey durumdaki yüzey

SÜZGÜ

  1. [isim] Delikli çanak
  2. Balıkçı kepçesi
  3. Fide sulamak için tenekeden yapılan, ucunda süzgeci olan kap

SÜNNİ
...
SÜREM
...
SÜBEK

  1. [isim] Bazı yerlerde beşikteki çocukların bacakları arasına yerleştirilen sidik şişesi veya sidiği bir kaba akıtacak boru
    • "Sübekten çarpık kalan bacaklarını yanlara atar gibi yengeçvari yürümeye başladı." (Ömer Seyfettin)

SÜKSE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Başarı
    • "Paris sosyetesinde büyük sükse yapmıştı." (Aka Gündüz)
  2. Gösteriş, ilgi çekecek durum
    • "Nefsime itimadım, spordaki süksemle başlamıştır." (Atilla İlhan)

SÜNGÜ

  1. [isim] Tüfek namlusunun ucuna takılan küçük kılıç biçiminde delici silah
    • "Cephane suyunu çekti. Süngü hücumuna kalkılacak." (Atilla İlhan)
  2. Mezar başına nişan olarak dikilen sırık
  3. Isıtma kazanında kömürün karıştırılmasını sağlayan demir çubuk
  4. Kavlakları düşürmek için kullanılan sivri uçlu, uzun çelik çubuk

SÜPER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Nitelik, nicelik ve derece bakımından üstün olan
  2. Belli bir normun üstünde olan

ÖKSÜZ

  1. Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk)
    • "Nihayet iki saat uzakta bir köyde öksüz bir kız bulundu." (Ömer Seyfettin)
  2. Kimsesiz
    • "Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "O güne kadar yalnızlığımı pek o kadar duymamıştım, birden öksüz kaldım." (Refik Halit Karay)

SÜTLÜ

  1. [sıfat] İçinde süt bulunan, sütle yapılan
    • "Bir kanepeye oturdum, bir sütlü kahve ısmarladım." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Süt veren, sağmal
    • "Sütlü inek."
  3. Taneleri sertleşmemiş, yumuşak taneli (mısır, buğday vb.)
  4. [isim] Sütlaç

SÜNME

  1. [isim] Sünmek işi

SÜTÇÜ

  1. [isim] Süt satan kimse
    • "Tam kapı yanında bir sütçü dükkânı gözüme ilişti." (Refik Halit Karay)
  2. Bol süt veren hayvan

SÜCUT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Secdeye varma, secde etme

ÜNSÜZ

  1. [sıfat] Ünü olmayan, gösterişsiz, şöhretsiz
  2. [isim] Ses yolunda bir engele çarparak çıkan ses, sessiz, sessiz harf, konson, konsonant

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü