İçinde su olan 5 harfli 77 kelime var. İçerisinde SU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında su olan kelimeler listesine ya da Sonu su ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

S U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

SU, US

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EFSUN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Büyü, sihir
    • "Şayeste'nin reise büyü yaptığına ve adamı başka kadınlara karşı efsunla bağladığına kanaat getirmişti." (Haldun Taner)

MESUT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Mutlu, sevinçli, ongun
    • "Bu eseri vücuda getiren bir milletin evladı, bir ordunun başkumandanı olduğumdan, ilelebet mesut ve bahtiyarım." (Atatürk)
    • "O olmasa ne kadar rahat edeceğim, ne kadar mesut olacağım!" (Hüseyin Cahit Yalçın)

SUNUM

  1. [isim] Sunma işi
  2. Bir bildirinin çeşitli yollarla dinleyenlere aktarılması
  3. Lokma, parça

TUZSU

  1. [sıfat] Tuzu andıran, tuza benzeyen, tuz gibi, tuzumsu

MESUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sorumlu

SUBYE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ayağın altından geçen, tozluğa veya pantolon paçalarına bağlanan deriden, kumaş vb.nden şerit

KUSUR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eksiklik, noksan, nakısa
    • "Biz bu meslek kusurundan oldum olası kendimizi kurtaramamışız ve hâlâ kurtaramamaktayız." (Burhan Felek)
    • "Hepsi de yeni gelende bir kusur arıyorlar." (Refik Halit Karay)
    • "Saygıda kusur etmemek için âdeta birbirleriyle yarış ediyorlardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
    • "Kusura bakma, hatırını soramadım." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Özür
    • "Nesine itiraz ederseniz ediniz, boyun bağına, pantolonun ütüsüne kusur bulamazsınız." (Halide Edip Adıvar)
  3. Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama
  4. Elverişsiz durum

GÜRSU
...
HUSUF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ay tutulması

MUZSU

  1. [sıfat] Muzu andıran, muza benzeyen, muz gibi

SUYUK

  1. [isim] Organizmanın kan, lenf vb. sıvı bölümü

SUSUZ

  1. [sıfat] Suyu olmayan, suyu bulunmayan
    • "Bir kadeh rakıyı susuz ve bir hamlede içti." (Peyami Safa)
  2. Suyu çok az olan
    • "Susuz portakal."
  3. Yağmursuz, kurak geçen
    • "Susuz bir yaz."
  4. Susamış olan
    • "Koca bir tarihin tutuştuğu çöllerde susuz yanan insanların çatlak dudaklarında temaşa ediyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
  5. [zarf] Su olmadan
    • "Susuz bırakmak."

UÇSUZ

  1. [sıfat] Ucu olmayan
    • "Geçen günlerim bana dalgaları sayılmayan uçsuz bir deniz gibi göründü." (Halide Edip Adıvar)

SUÇLU

  1. Suç işlemiş, suçu olan (kimse), kabahatli, mücrim
    • "Suçluların ani, delice hareketleri gizli kalabilirdi." (Aka Gündüz)
    • "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz." (Anayasa)

SUDAK

  1. [isim] Levrekgillerden, tatlı sularda yaşayan, eti beyaz ve lezzetli bir balık (Lucioperca fluviatilis)

MASUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Korunan, korunmuş
    • "Poyrazdan masun bir kulübe göreceksin." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Saklanmış

SULAK

  1. [sıfat] Suyu olan, suyu bol (yer)
    • "Sulak bir sazlığın başında, önümüze bir kaplumbağa çıkmıştı." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. [isim] Kuşlar için su konulan küçük kap

SUTAŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bakınız sutaşı

SURAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yüz (II)
    • "Neredense suratına bir de sinek musallat olmuştu." (Atilla İlhan)
    • "Babam biraz surat astı ama anam katıldı gülmekten." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Şimdi ters yüzü eve dönsek çocuklar ağlar, bayan surat eder." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "İkimizde de birbirimize bakacak surat kalmamıştı." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Somurtkanlık, asık yüzlülük
    • "Onda surat mahkeme duvarı, tükürsem yağmur yağıyor sanacak." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Soğuk davranma
    • "Ne vurdumduymaz misafirdi bunlar, ne surattan anlıyorlardı ne rumuzdan ne kinayeden." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

KOLSU

  1. [sıfat] Kolu andıran, kola benzeyen, kol gibi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü