İçinde su olan 5 harfli 77 kelime var. İçerisinde SU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında su olan kelimeler listesine ya da Sonu su ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
SU, US
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BASUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalın bağırsağın alt bölümünde ve anüste toplardamarların genişlemesiyle oluşan varis, hemoroit
-
[isim]
Kalın bağırsağın alt bölümünde ve anüste toplardamarların genişlemesiyle oluşan varis, hemoroit
- RESUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendisine kitap indirilmiş peygamber
-
Haberci
-
[isim]
Kendisine kitap indirilmiş peygamber
- SUCUK
-
-
[isim]
Şişirilip kurutulmuş bağırsak içine baharlı et kıyması doldurularak yapılan bir tür yiyecek
-
Ceviz, badem içi vb. şeyler, bir ipliğe dizildikten sonra nişasta ile koyulaştırılmış kaynar üzüm şırasına batırılarak yapılan tatlı yiyecek
-
[isim]
Şişirilip kurutulmuş bağırsak içine baharlı et kıyması doldurularak yapılan bir tür yiyecek
- EFSUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[ünlem]
Yazık, eyvah
-
[ünlem]
Yazık, eyvah
- MASUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Suçsuz, günahsız
- "Tetkiklerinizde elbette birçok masum mücrimlerle karşılaşmışsınızdır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Temiz, saf
- "Hem, bizim çocuklarımız gözü kapalı, masum çocuklar..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Küçük çocuk
- "Dört tane masumu var."
-
[sıfat]
Suçsuz, günahsız
- SUNMA
-
-
[isim]
Sunmak işi
-
[isim]
Sunmak işi
- CASUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ajan
- "Ortalığı karıştırmak isteyen yabancı kimseler, askerlik casusları burada oturur." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Ajan
- ONSUZ
-
-
[zarf]
O olmaksızın
- "Onsuz kalınacak uzun günler ve geceleri nasıl geçirecektik?" (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[zarf]
O olmaksızın
- SULAK
-
-
[sıfat]
Suyu olan, suyu bol (yer)
- "Sulak bir sazlığın başında, önümüze bir kaplumbağa çıkmıştı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Kuşlar için su konulan küçük kap
-
[sıfat]
Suyu olan, suyu bol (yer)
- ARSUZ
- ...
- SUKUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düşme
- "Bu davanın sukutunu talep ederim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Düşme
- ODSUZ
-
-
[sıfat]
Ateşsiz
-
[sıfat]
Ateşsiz
- PULSU
- ...
- MASUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Korunan, korunmuş
- "Poyrazdan masun bir kulübe göreceksin." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Saklanmış
-
[sıfat]
Korunan, korunmuş
- SULTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Otorite
- "Hepimiz insanız Süleyman, aynı mayanın sultasındayız." (Turan Oflazoğlu)
-
Yetke
-
[isim]
Otorite
- SUMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Antep fıstığıgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, kabuğu hekimlikte, yaprakları dericilikte kullanılan bir ağaç (Rhus coriaria)
-
Bu ağacın, ekşilik vermek için dövülerek yemeklere katılan mercimeğe benzeyen meyvesi
-
[isim]
Antep fıstığıgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, kabuğu hekimlikte, yaprakları dericilikte kullanılan bir ağaç (Rhus coriaria)
- KUSUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eksiklik, noksan, nakısa
- "Biz bu meslek kusurundan oldum olası kendimizi kurtaramamışız ve hâlâ kurtaramamaktayız." (Burhan Felek)
- "Hepsi de yeni gelende bir kusur arıyorlar." (Refik Halit Karay)
- "Saygıda kusur etmemek için âdeta birbirleriyle yarış ediyorlardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
- "Kusura bakma, hatırını soramadım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Özür
- "Nesine itiraz ederseniz ediniz, boyun bağına, pantolonun ütüsüne kusur bulamazsınız." (Halide Edip Adıvar)
-
Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama
-
Elverişsiz durum
-
[isim]
Eksiklik, noksan, nakısa
- RÜSUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çökelti
-
[isim]
Çökelti
- SUNUŞ
-
-
[isim]
Sunma işi veya biçimi
-
Büyüklere söylenilen söz, maruzat
-
Ön söz
-
[isim]
Sunma işi veya biçimi
- SUVAT
-
-
[isim]
Hayvan suvaracak yer
-
[isim]
Hayvan suvaracak yer