İçinde sta olan 6 harfli 27 kelime var. İçerisinde STA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sta olan kelimeler listesine ya da Sonu sta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A S T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AST, TAS
2 Harfli Kelimeler
AS, AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖSTAKİ
-
-
[isim]
Östaki borusu
-
[isim]
Östaki borusu
- RUSTAİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Köylü
- "Fakat artık korunun rustai perisinden eser görmüyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Köylü
- KISTAK
-
-
[isim]
Bir yarımadayı karaya bağlayan, iki yanı su, dar kara parçası, berzah, dil
-
[isim]
Bir yarımadayı karaya bağlayan, iki yanı su, dar kara parçası, berzah, dil
- ALESTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[sıfat]
Harekete hazır, tetikte
- "Meğerse sokak kapısının önünde her şey hazır, her şey alesta imiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Artık koridorda ufak bir gürültü olsa Leman Hoca'nın ikazı ile evvelden işaretlediğimiz La pipe Turque sayfasını açıp alesta bekliyorduk." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Harekete hazır, tetikte
- FİSTAN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Tek parça kadın giysisi
- "Büyük balerinler gibi tülden, kısa bir fistanı var." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
İskoç, Arnavut ve Yunan erkeklerinin giydikleri kısa, pilili eteklik
-
[isim]
Tek parça kadın giysisi
- STADYA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir noktanın takeometreye olan uzaklığını ölçmek için, bu nokta üzerine düşey doğrultuda konan santimetrelere bölünmüş mira
-
[isim]
Bir noktanın takeometreye olan uzaklığını ölçmek için, bu nokta üzerine düşey doğrultuda konan santimetrelere bölünmüş mira
- KASTAR
-
-
[isim]
Pamuk ipliğini veya bezini bol ve soğuk su ile yıkayarak ağartma işi
-
[isim]
Pamuk ipliğini veya bezini bol ve soğuk su ile yıkayarak ağartma işi
- MASTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Fiilin -mak / -mek veya -ma / -me ekleri alan ve ad gibi kullanılan biçimi, eylemlik: al-mak, üşü-mek, gör-me, bul-ma vb
-
[isim]
Fiilin -mak / -mek veya -ma / -me ekleri alan ve ad gibi kullanılan biçimi, eylemlik: al-mak, üşü-mek, gör-me, bul-ma vb
- ARASTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm
- "Belediye çavuşu çarşıyı ve arastaları dolaşmış, esnafa kepenk kapattırmıştır." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm
- ESTAMP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Oyma baskı
-
[isim]
Oyma baskı
- KISTAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ölçüt
- "Dedektif romanlarında suçluyu ararken kullanılan bir kıstası burada da kullanabiliriz." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ölçüt
- PASTAL
-
-
[isim]
Tütün yaprağı dizisi
-
[isim]
Tütün yaprağı dizisi
- ESASTA
- ...
- DESTAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan şiir, epope
- "Manas, Şehname, İlyada, Kalevala birer destan örneğidir."
-
Bir kahramanlık hikâyesini veya bir olayı anlatan, koşma biçiminde, ölçüsü on bir hece olan halk şiiri
-
Çağdaş Türk edebiyatında biçim ve içerik yönünden, geleneksel destanlardan ayrılık gösteren uzun kahramanlık şiiri
- "Üç Şehitler Destanı. Çanakkale Destanı."
-
[isim]
Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan şiir, epope
- ASTANA
- ...
- KÜSTAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)
- "Babasının koltuğuna küstah bir tarzda oturmuş, bacaklarını, yatar gibi uzatmış ve laubali şeyler söylüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)
- SİESTA
- ...
- USTACA
-
-
[sıfat]
Ustaya yakışan
- "Her zamanki gibi ustaca makyaj sayesinde yüzümü iyice benzetmişti." (Refik Erduran)
-
[zarf]
El uzluğu ile, ustalıkla
- "Eve girişinden beri eksilmeyen gülüşü genişliyor; ellerini hızlı hızlı ovuşturuyor; ustaca çocuklaşıyor." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Becerikli olarak, kurnazlıkla
-
[sıfat]
Ustaya yakışan
- STATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Duruk
-
Gelişme, ilerleme göstermeyen
- "Bütün ömrü bu çeşit statik susanlara karşı mücadeleyle geçmiş Atatürk gibi bir büyük inkılapçı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Duruk
- POSTAL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle askerlerin giydiği konçlu ve kaba potin
- "Ayaklarındaki postalların yarısı yok bir hâlde mart havasının sert soğuğunda âciz ve sefil titriyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Düşkün kadın
-
[isim]
Genellikle askerlerin giydiği konçlu ve kaba potin