Sonunda sta olan 14 kelime var. STA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sta olan kelimeler listesine ya da başında sta olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

10 Harfli Kelimeler

VARDAKOSTA

7 Harfli Kelimeler

KANASTA, NİŞASTA

6 Harfli Kelimeler

ALESTA, ARASTA, ESASTA, REOSTA, SİESTA

5 Harfli Kelimeler

HASTA, LASTA, PASTA, POSTA, SUSTA

4 Harfli Kelimeler

USTA


Kelime bulma makinesi

A S T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

AST, TAS

2 Harfli Kelimeler

AS, AT, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

VARDAKOSTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Kıyıları koruyan gemi
  2. [sıfat] İri yarı ve gösterişli (kadın)
    • "Bir bakanlık arabasından çıkan vardakosta bir hanımefendi resmen gelip Kevser Hanım'ın naçiz helasına şeref vermişti." (Haldun Taner)

NİŞASTA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tahıl tanelerinden, mercimek, bezelye vb. bakla türleri veya patates gibi birtakım yumrulardan özel yöntemlerle çıkarılan una benzer bir madde
    • "Buğday nişastası. Mısır nişastası. Patates nişastası. Pirinç nişastası."

KANASTA

Kelime Kökeni : İspanyolca

  1. [isim] Bir tür kâğıt oyunu

ALESTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [sıfat] Harekete hazır, tetikte
    • "Meğerse sokak kapısının önünde her şey hazır, her şey alesta imiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Artık koridorda ufak bir gürültü olsa Leman Hoca'nın ikazı ile evvelden işaretlediğimiz La pipe Turque sayfasını açıp alesta bekliyorduk." (Haldun Taner)

ARASTA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm
    • "Belediye çavuşu çarşıyı ve arastaları dolaşmış, esnafa kepenk kapattırmıştır." (Tarık Buğra)

ESASTA
...
SİESTA
...
REOSTA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elektrik akımının şiddetini azaltıp çoğaltmaya yarayan araç, dimmer

HASTA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Sağlığı bozuk olan, esenliği yerinde olmayan, hastalanmış, rahatsız
    • "Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Aşırı düşkün, tutkun
    • "Maç hastası."
  3. Parasız, züğürt
  4. Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan

PASTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] İçine katılmış türlü maddelerle özel bir tat verilmiş, fırında veya başka bir yolla pişirilerek hazırlanmış bir tür hamur tatlısı

POSTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir yere gelen veya bir yerden gönderilen mektup ve emanetlerin tümü
    • "Eşyalarımı ilk posta ile bir denk yapıp İstanbul'a gönderdim." (Ömer Seyfettin)
    • "Daha dün Kel Mahmut'u yıkayıp yağlayan yavşak bugün kalkmış ona posta koyuyor." (Rıfat Ilgaz)
    • "Araba şehre günde üç posta yapar."
    • "Evet. Dilekçeyi de şimdi verdim postaya." (Tarık Buğra)
  2. Genellikle bu emanetleri götüren taşıt
    • "Ben postayı kestim, artık toplantılara gitmeyeceğim."
  3. Bu emanetleri toplayan ve dağıtan kuruluş ve bu kuruluşun bulunduğu yer
    • "Yazısı silinmiş, kâğıdı sarı / Mektubunu geri getirdi / Dünya postaları." (Arif Nihat Asya)
  4. Takım, kol
    • "Sağa sola postalar çıkarıldı. İşçi postaları nöbetleşe çalışırlar."
  5. Kez, defa, sefer
    • "Bu araba bütün eşyayı dört postada taşır."
  6. Yirmi dört saatlik çalışma gününün, çalışma bölümlerinden her biri, vardiya
  7. Bir sanayi veya ticaret işletmesinde aynı süre içinde çalışanların tümü
  8. Hizmet nöbetinde bulunan er
    • "Posta, şu zarfı komutana götür."
  9. Tatar
  10. Vapur, tren, uçak vb. taşıtlarla yapılan yolculuk
    • "Karadeniz postası. Avrupa postası."

LASTA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kuzey Avrupa'da kullanılan, 2000 kg'a yakın gemi yüklerine ve büyük miktardaki ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi

SUSTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Köpeğin arka ayakları üzerinde durması

USTA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse
    • "Sırtında koyu lacivert, usta elinden çıkmış bir kostüm." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Zanaat öğreticisi
  3. Zanaatçılar için unvan
    • "Üzeyir usta yoldan geçmeyeceğimizi söyledi." (Refik Halit Karay)
  4. [sıfat] Eli uz, işinin eri, becerikli, mahir
    • "Bunların hepsi de çok güzel sesli ve oyunun en ustaları arasından seçildi." (Tarık Buğra)
  5. Osmanlı İmparatorluğu'nda saraydaki cariye ve hizmetlilerin kıdemlisi
  6. Akıl veren veya öğreten kimse
    • "Kız sana bir hâl olmuş, kim senin ustan?" (Refik Halit Karay)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü