İçinde sin olan 6 harfli 24 kelime var. İçerisinde SİN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sin olan kelimeler listesine ya da Sonu sin ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
N S İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SİN
2 Harfli Kelimeler
İN, İS, Sİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAMSİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Erbainden sonra gelen, 31 Ocakta başlayan elli günlük kış dönemi
-
[isim]
Erbainden sonra gelen, 31 Ocakta başlayan elli günlük kış dönemi
- SİNCAN
- ...
- MİSİNA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yapay ve sentetik ham maddeden tek kat çekilmiş, değişik kalınlıkta iplik
-
Balıkçıların olta ipi olarak kullandıkları kıl veya naylondan iplik
- "Kopmuş, çürümüş misinaları tamir ediyor, paslı iğneleri değiştiriyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Yapay ve sentetik ham maddeden tek kat çekilmiş, değişik kalınlıkta iplik
- SİNARA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Büyük zoka
-
[isim]
Büyük zoka
- SİNGLE
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız tekli (1)
-
[isim]
Bakınız tekli (1)
- MERSİN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Mersingillerden, Güney ve Batı Anadolu dağlarında yetişen, yaprakları yaz kış yeşil kalan, gıda ve parfüm sanayisinde ham madde olarak kullanılan, meyvesi murt adıyla bilinen, esansı çıkarılan, beyaz çiçekli, güzel kokulu bir ağaç, mersin ağacı, sazak (Myrtus communis)
-
[isim]
Mersingillerden, Güney ve Batı Anadolu dağlarında yetişen, yaprakları yaz kış yeşil kalan, gıda ve parfüm sanayisinde ham madde olarak kullanılan, meyvesi murt adıyla bilinen, esansı çıkarılan, beyaz çiçekli, güzel kokulu bir ağaç, mersin ağacı, sazak (Myrtus communis)
- TARSİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sağlamlaştırma
- "Rusya, Fransa, İngiltere ve Avusturya ile o didintiler olmasaydı eserini daha az bir zamanda tarsin ederek halk karşısında da muvaffak olacaktı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Sağlamlaştırma
- SİNYAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir şey bildirmek için verilen işaret
-
Telefonda, hat bağlantısının olduğunu, numaraları çevirmeye başlanabileceğini haber veren ses, çevir sesi
-
[isim]
Bir şey bildirmek için verilen işaret
- SİNYOR
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İtalya'da "bay" anlamında kullanılan bir unvan
-
[isim]
İtalya'da "bay" anlamında kullanılan bir unvan
- GİTSİN
-
-
emir kiplerinden sonra gelerek buyrulan işin yapılmasından sorunun kapanması istendiğini anlatan bir söz
- "Bu parayı verelim gitsin. İmzanı atıver gitsin."
- "Çolak Mehmet adında birini kapının arkasında ölmüş buldular ancak sayılan bir adam değildi, gömdüler gitti." (Memduh Şevket Esendal)
-
emir kiplerinden sonra gelerek buyrulan işin yapılmasından sorunun kapanması istendiğini anlatan bir söz
- SİNSİN
-
-
[isim]
Geceleyin, ateş çevresinde, genç erkeklerin davul, zurna eşliğinde oynadıkları bir halk oyunu
-
Bu oyunun müziği
-
[isim]
Geceleyin, ateş çevresinde, genç erkeklerin davul, zurna eşliğinde oynadıkları bir halk oyunu
- AKSİNE
-
-
[zarf]
Tersine
- "Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Tersine
- SİNİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsanın erdem ve mutluluğa, hiçbir değere bağlı olmadan, bütün gereksinmelerden sıyrılarak bağımsız olarak erişebileceğini savunan Antisthenes'in öğretisi, kinizm
-
[isim]
İnsanın erdem ve mutluluğa, hiçbir değere bağlı olmadan, bütün gereksinmelerden sıyrılarak bağımsız olarak erişebileceğini savunan Antisthenes'in öğretisi, kinizm
- ESİNTİ
-
-
[isim]
Belli belirsiz hissedilen hafif yel, nefha
- "Güneş gene alevlendi, kavak yapraklarına türkü söyleten serin esinti dindi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Belli belirsiz hissedilen hafif yel, nefha
- SİNEMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi
-
Film göstermeye yarayan özel bir makineyle görüntülerin beyaz perdeye yansıtıldığı salon veya yapı
- "Bir haber bırakıp mahallenin sinemasına girdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güzel sanatların dalı olarak yansıtılmaya uygun olan filmleri gerçekleştirme ve yaratma sanatı, beyaz perde
- "Sinemanın zevkimizi dışarıdan idare ettiği devirde yaşıyoruz." (Hasan Âli Yücel)
-
[isim]
Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi
- SİNCİK
- ...
- SİNKAF
- ...
- TAHSİN
- ...
- SİNMEK
-
-
[nsz]
Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak
- "Salonda bulunan yirmiyi aşkın insan ürkmüş, sinmişti." (Tarık Buğra)
-
Korku, yılgınlık vb. sebeplerle konuşmamak, hareket etmemek veya tepki göstermemek
- "Artık Emine'nin takdirine, maskaralıklarına mukabele etmiyor, bir köşeye siniyor, düşünüyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[-e]
Hiç çıkmayacak veya güç çıkacak biçimde işlemek, nüfuz etmek
-
Huy, alışkanlık vb. iyice yerleşmek
- "Doktorun bütün ömrüne sinecek bir çirkin dedikodu başlayacak." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak
- PEPSİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mide mukozasının salgıladığı albüminli besinleri peptona çeviren enzim
-
[isim]
Mide mukozasının salgıladığı albüminli besinleri peptona çeviren enzim