İçinde sil olan 8 harfli 37 kelime var. İçerisinde SİL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sil olan kelimeler listesine ya da Sonu sil ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
L S İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İL, İS, Sİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SİLAHLIK
-
-
[isim]
Kışlada erlerin silahlarını yerleştirip bıraktıkları yer
-
Tabanca, bıçak vb. silahları yerleştirmek için kullanılmış olan, kat kat, enli, meşin kemer
-
[isim]
Kışlada erlerin silahlarını yerleştirip bıraktıkları yer
- SİLAHŞOR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyi silah kullanan kimse, savaşçı
-
[isim]
İyi silah kullanan kimse, savaşçı
- GENİZSİL
-
-
[sıfat]
Geniz özelliği taşıyan, nazal
-
[sıfat]
Geniz özelliği taşıyan, nazal
- SİLÜRYEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Birinci Çağın ikinci dönemi ve bu dönemde oluşan yer katmanları
-
[isim]
Birinci Çağın ikinci dönemi ve bu dönemde oluşan yer katmanları
- EKSİLMEK
-
-
[nsz]
Azalmak, az duruma gelmek
- "Doktorun eksilmeyen güleçliğini, cana yakınlığını maske sanıyor." (Tarık Buğra)
-
Bulunmamak, var olmamak, rastlanmamak
- "Bu dağdan kar eksilmez."
-
[nsz]
Azalmak, az duruma gelmek
- SİLİSÇİL
-
-
[sıfat]
Silisli yerde yetişen (bitki)
-
[sıfat]
Silisli yerde yetişen (bitki)
- SİLDİRME
-
-
[isim]
Sildirmek işi
-
[isim]
Sildirmek işi
- SİLKİNME
-
-
[isim]
Silkinmek işi
-
[isim]
Silkinmek işi
- HİSSİLİK
- ...
- SİLKİNTİ
-
-
[isim]
Ürkerek sıçramak
-
Bitkilerde çiçek düşürme durumu
-
[isim]
Ürkerek sıçramak
- EKSİLTİM
- ...
- SİLAHSIZ
-
-
[sıfat]
Silahı olmayan
-
[sıfat]
Silahı olmayan
- BRASİLİA
- ...
- SİLİSYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom sayısı 14, atom ağırlığı 28,09, yoğunluğu 2,34 olan, 1420 °C'de eriyen, endüstride geniş ölçüde kullanılan ve doğada oksijenden sonra en bol bulunan element (simgesi Si)
-
[isim]
Atom sayısı 14, atom ağırlığı 28,09, yoğunluğu 2,34 olan, 1420 °C'de eriyen, endüstride geniş ölçüde kullanılan ve doğada oksijenden sonra en bol bulunan element (simgesi Si)
- MÜMESSİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temsilci
- "Her sandala böyle bütün devrin mümessili bir hanımefendi oturtulmuş gibi..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Temsilci
- SİLİKSİZ
- ...
- GİYSİLİK
- ...
- KESİLMEK
-
-
[nsz]
Kesme işi yapılmak
-
Bitkin duruma gelmek, gücü, takati kalmamak, çok yorulmak
- "Sonunda elleri, ayakları yorgunluktan kesilerek uzanıyorlardı yattıkları hasırlara." (Necati Cumalı)
-
Gibi olmak, benzemek, dönmek
- "Senelerden beri hizmetçinin, sütninenin türlü çeşidi ile uğraşa uğraşa insan sarrafı kesilmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Süt, ayran vb. bozulmak, ekşimek
-
Dinmek
- "Rüzgâr kesilmiş, toprak üstüne yalın ayak basılmayacak kadar ısınmıştı." (Necati Cumalı)
-
Sona ermek
- "Tam umudumuz kesilecek gibi olup da epey üzüldükten sonra kapı tokmağı tak ederdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Akmamak
- "Su kesilmek."
-
Akım gelmez olmak
- "Dışarıdan biri mi geldi de onları söndürdü yoksa şehir cereyanı mı kesilmiş?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kendinden önceki kelimeyi "olmak" anlamıyla pekiştiren bir fiil
- "Acele yürümeden nefesi tıkanmış ve heyecandan yüzü kıpkırmızı kesilmiş bir hâlde ihtiyarın yanına girdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Son veya aralık verilmek
- "Dersler kesildi."
-
Kendini herhangi bir şey gibi göstermek
- "Üçüncü gün sabahı, o bir kuzu oldu, ben bir iradeli aslan kesildim." (Aka Gündüz)
-
Tutulmak, kapatılmak
-
Makaslanmak
-
Durmak
- "Muazzez cevap vermedi ve münakaşa kesildi." (Peyami Safa)
-
[-den]
Yoksun kalmak
- "Çocuk yiyip içmeden kesildi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sünnet olmak
- "Galip Baba, çeker gider, diye çocuk kesilinceye dek böyle yapmayı uygun görmüştü." (Muammer İzgü)
-
Çok beğenmek, çok hoşlanmak
-
[nsz]
Kesme işi yapılmak
- SİLKİLME
- ...
- SİLİNDİR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Alt ve üst tabanları birbirine eşit dairelerden oluşan bir nesnenin eksenini dikey olarak kesen, birbirine paralel iki yüzeyin sınırladığı cisim, üstüvane
-
Metalleri inceltme, kumaşları parlatma, kâğıt üzerine baskı yapma vb. işler için sanayide kullanılan merdane
-
Motorlu taşıtların motorunda pistona güçlü bir itiş sağlamak için gaz karışımının yandığı veya patladığı yer
-
Yol yapımında toprağı sıkıştırarak düzleştirmek için kullanılan genellikle motorlu araç
-
[isim]
Alt ve üst tabanları birbirine eşit dairelerden oluşan bir nesnenin eksenini dikey olarak kesen, birbirine paralel iki yüzeyin sınırladığı cisim, üstüvane