İçinde sez olan 29 kelime var. İçerisinde SEZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sez olan kelimeler listesine ya da Sonu sez ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SEZARYENSİZ, SEZİNDİRMEK
SEZARYENLİ, SEZGİCİLİK, SEZİNDİRME, SEZİNLEMEK, SEZİNLEYİŞ
SEZDİRMEK, SEZİNLEME
ÖNSEZİLİ, SEZARYEN, SEZDİRİŞ, SEZDİRME, SEZGİSEL, SEZİLMEK, SEZONLUK
SEZDİRİ, SEZGİLİ, SEZİLME
ÖNSEZİ, SEZMEK, SEZYUM
SEZGİ, SEZİŞ, SEZME, SEZON
SEZA, SEZİ, SEZÜ
E S Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ES, SE, ZE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SEZARYENSİZ
-
-
[sıfat]
Sezaryen ameliyatı olmamış (kadın veya doğum)
-
[sıfat]
Sezaryen ameliyatı olmamış (kadın veya doğum)
- SEZİNDİRMEK
-
-
[-i]
Sezinlemesini sağlamak, sezdirmek
-
[-i]
Sezinlemesini sağlamak, sezdirmek
- SEZGİCİLİK
-
-
[isim]
Bilginin sezgiyle elde edilebileceğini savunan öğretilerin genel adı
-
[isim]
Bilginin sezgiyle elde edilebileceğini savunan öğretilerin genel adı
- SEZİNLEYİŞ
-
-
[isim]
Sezinleme işi veya biçimi
-
[isim]
Sezinleme işi veya biçimi
- SEZARYENLİ
-
-
[sıfat]
Sezaryen ameliyatı olmuş (kadın veya doğum)
-
[sıfat]
Sezaryen ameliyatı olmuş (kadın veya doğum)
- SEZİNDİRME
-
-
[isim]
Sezindirmek işi
-
[isim]
Sezindirmek işi
- SEZİNLEMEK
-
-
[-i]
Sezer gibi olmak, sezmek
- "Arkadaşlarından ayrıldığını, tam ters yola düştüğünü sezinlemedi bile." (Abbas Sayar )
-
[-i]
Sezer gibi olmak, sezmek
- SEZİNLEME
-
-
[isim]
Sezinlemek işi, sezme
- "Bu albenili genç kadını, önce kişisel eşyasıyla sezinleme imkânı buluruz." (Selim İleri)
-
[isim]
Sezinlemek işi, sezme
- SEZDİRMEK
-
-
[-i]
Sezmesine yol açmak, belli etmek, hissettirmek
- "Doktorlar ona bir şey sezdirmediler. O da çektiği acılardan, karısına, kızına hiçbir şey belli etmedi." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-i]
Sezmesine yol açmak, belli etmek, hissettirmek
- SEZİLMEK
-
-
[nsz]
Bir şey, bir durum anlaşılmak, hissedilmek
- "Dudak uçlarında ancak sezilebilen bir memnunluk yanıp sönmüştü." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Bir şey, bir durum anlaşılmak, hissedilmek
- ÖNSEZİLİ
-
-
[sıfat]
Önsezisi olan
-
[sıfat]
Önsezisi olan
- SEZGİSEL
-
-
[sıfat]
Sezgili
-
[sıfat]
Sezgili
- SEZDİRİŞ
-
-
[isim]
Sezdirme işi veya biçimi
-
[isim]
Sezdirme işi veya biçimi
- SEZARYEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Doğal olmayan durumlarda karın ve döl yatağının kesilerek bebeğin alınmasına dayanan doğum yöntemi
-
[isim]
Doğal olmayan durumlarda karın ve döl yatağının kesilerek bebeğin alınmasına dayanan doğum yöntemi
- SEZONLUK
-
-
[sıfat]
Belirli bir süre içinde uygulanan
- "Sezonluk yarış."
-
Mevsimlik
- "Bir sezonluk bilet aldım."
-
[sıfat]
Belirli bir süre içinde uygulanan
- SEZDİRME
-
-
[isim]
Sezdirmek işi
-
[isim]
Sezdirmek işi
- SEZGİLİ
-
-
[sıfat]
Sezgi ile edinilen, sezgiye dayanan
-
[sıfat]
Sezgi ile edinilen, sezgiye dayanan
- SEZİLME
-
-
[isim]
Sezilmek durumu
-
[isim]
Sezilmek durumu
- SEZDİRİ
-
-
[isim]
Sezdirmek işi
- "İkiyüzlü bir tutum içinde olduğu, yine çok ince ama acımasız sezdirilerle belirtilir." (Selim İleri)
-
[isim]
Sezdirmek işi
- SEZMEK
-
-
[-i]
Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş veya olacak bir şeyi anlamak, kestirmek, hissetmek
- "İkinci Dünya Savaşı'na doğru gittiğimizi en evvel sen sezmiştin." (Refik Halit Karay)
-
Anlamak, fark etmek
- "Onun deli sayılmasının sebeplerini gizlice biz de sezerdik." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[-i]
Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş veya olacak bir şeyi anlamak, kestirmek, hissetmek