İçinde sebe olan 23 kelime var. İçerisinde SEBE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sebe olan kelimeler listesine ya da Sonu sebe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MÜNASEBETSİZLİK
MÜNASEBETSİZCE, SEBEPLENDİRMEK
MUHASEBECİLİK, MÜNASEBETİYLE, SEBEPLENDİRME
MÜNASEBETSİZ
BİLMÜNASEBE, MÜNASEBETLİ, SEBEPLENMEK, SEBEPSİZLİK
MUHASEBECİ, SEBEPLENME, SEBEPSİZCE
BİLASEBEP, MÜNASEBET, SEBEBİYET, SEBEBİYLE
MUHASEBE, SEBEPSİZ
SEBEPLİ
SEBEN, SEBEP
B E E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
EBE
2 Harfli Kelimeler
BE, ES, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MÜNASEBETSİZLİK
-
-
[isim]
Münasebetsiz olma durumu veya münasebetsiz davranış, saygısızlık
- "Bir daha böyle münasebetsizlik yapmayacağına yemin etmesi şartıyla karımı affettim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Münasebetsiz olma durumu veya münasebetsiz davranış, saygısızlık
- MÜNASEBETSİZCE
- ...
- SEBEPLENDİRMEK
- ...
- MUHASEBECİLİK
-
-
[isim]
Saymanın görevi, saymanlık
- "Babam muhasebecilikle Serez'e gittiği ve bizi de birlikte götürdüğü zaman sekiz yaşındaydım." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Saymanın görevi, saymanlık
- SEBEPLENDİRME
- ...
- MÜNASEBETİYLE
-
-
[zarf]
Dolayısıyla, sebebiyle, itibarıyla, ilgisinden dolayı
-
[zarf]
Dolayısıyla, sebebiyle, itibarıyla, ilgisinden dolayı
- MÜNASEBETSİZ
-
-
[sıfat]
Uygun olmayan, yakışıksız, çirkin
- "Münasebetsiz bir davranış."
-
Ters, aksi
- "Hep böyle münasebetsiz sıralarda beni arar." (Necati Cumalı)
-
Yakışıksız iş gören, sıra, saygı gözetmeyen (kimse)
- "Doğrusu kızın huyunu bozan, bütün bu münasebetsiz kimselerdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Uygun olmayan, yakışıksız, çirkin
- BİLMÜNASEBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Sırası gelince, sırası düşünce
-
[zarf]
Sırası gelince, sırası düşünce
- SEBEPLENMEK
-
-
[nsz]
Kendisine dolaylı olarak yarar sağlamak, yararlanmak
- "Evet bunda pek bir fenalık yoktu. Fazla olarak arada bir fakir kör, sebeplenmiş olacak." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Kendisine dolaylı olarak yarar sağlamak, yararlanmak
- MÜNASEBETLİ
-
-
[sıfat]
İlişiği olan, ilişkili
-
Uygun, yakışık alan
-
[sıfat]
İlişiği olan, ilişkili
- SEBEPSİZLİK
- ...
- MUHASEBECİ
-
-
[isim]
Sayman
-
[isim]
Sayman
- SEBEPSİZCE
-
-
[zarf]
Bir sebebi olmaksızın
- "Sebepsizce ağlamamak hayatta nafile yere katlandığımız mahrumiyetlerden biridir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[zarf]
Bir sebebi olmaksızın
- SEBEPLENME
-
-
[isim]
Sebeplenmek işi
-
[isim]
Sebeplenmek işi
- SEBEBİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeye, bir olaya sebep olma, yol açma
-
[isim]
Bir şeye, bir olaya sebep olma, yol açma
- SEBEBİYLE
-
-
[zarf]
Nedeniyle
- "Hırçınlığı sebebiyle hiçbir yerde tutunamıyor."
-
[zarf]
Nedeniyle
- MÜNASEBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlişik, ilişki, ilinti
- "İzmir'den ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım." (Atatürk)
- "Onunla temas ve münasebete girmektense hiçbir şey yapmamayı ve hazır paradan yemeyi tercih ediyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bir münasebeti düşerse söylerim."
-
İki şey arasındaki uygunluk
- "Yüzle ahlak arasında herhâlde müthiş bir münasebet vardır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Sebep, vesile, gerekçe, neden
-
[isim]
İlişik, ilişki, ilinti
- BİLASEBEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Sebepsiz yere, gereksizce
- "Talihin sana bilasebep verdiği nahak bir mükâfatın kıymetini takdir edemiyorum." (Ömer Seyfettin)
-
Sebepsiz yere, gereksizce
- MUHASEBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hesaplaşma, karşılıklı hesap görme
-
Hesap işleriyle uğraşma
-
Hesapların bütünü
-
Hesap işlerinin yürütüldüğü yer, saymanlık
- "Nedir bu benim çilem / Hesap bilmem / Muhasebede memurum." (Oktay Rifat)
-
[isim]
Hesaplaşma, karşılıklı hesap görme
- SEBEPSİZ
-
-
[sıfat]
Sebebi olmayan, nedensiz
- "Sebepsiz bir öfke."
-
[zarf]
Bir sebebi olmadan
- "Bazen gece yarıları uyuyamıyorum ve sebepsiz korkuyorum." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Sebebi olmayan, nedensiz