İçinde se olan 6 harfli 169 kelime var. İçerisinde SE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında se olan kelimeler listesine ya da Sonu se ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ES, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SEFALI
-
-
[sıfat]
Şenlikli, eğlenceli
-
[sıfat]
Şenlikli, eğlenceli
- YÜKSEK
-
-
[sıfat]
Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan
- "... mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı." (Ömer Seyfettin)
- "Karşımdakilerin içtimai mevkileri ne kadar yüksek olursa ben o kadar yüksekten alırım." (Reşat Nuri Güntekin)
- "O kadar nefret ettiğim İsmail, kim bilir bana ne yüksekten bakacak." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bekçi, onlardan cesaret almış gibi şimdi daha yüksekten konuşuyordu." (Haldun Taner)
-
Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan
- "İri kanatları ile bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor." (Haldun Taner)
-
Güçlü, etkili, şiddetli
- "Yüksek basınç. Yüksek gerilim."
- "Güya bütün memleket arkamızda imiş gibi yüksek perdeden konuşmaya başlamıştık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Derece veya makamı bakımından üstün
- "Yüksek kurul."
-
Normal değerlerin üstünde olan, çok
- "Türk milletinin karakteri yüksektir." (Atatürk)
-
Erdemli, faziletli
- "Yüksek duygu."
-
Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan
- "Yüksek sosyete."
-
[isim]
Yukarıda, üst tarafta olan yer
- "Yüksekten avluya açılmış iki pencereden aydınlık alıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Büyük para ile
- "Yüksek oynamak."
-
[sıfat]
Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan
- SERVİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sofrada hizmet etmekle görevli kimsenin yaptığı iş ve bu işin yapılma biçimi, sofra hizmeti
- "Özel olarak iki aşçıyla iki de ayrıca servis yapacak garson çağrıldı." (Çetin Altan)
-
Yemekte gerekli olan tabak, çatal, bıçak, kaşık, peçete vb. şeylerin tümü
-
Bir yönetimde, bir kurum veya kuruluşta, bütünün bir parçasını oluşturan iş, hizmet; bu işin yapıldığı yer
-
Burada görevli kimselerin tümü
-
Herhangi bir kuruluşun ulaşım işlerinde kullanılan taşıma aracı
-
Otomobil, beyaz eşya vb. ürünlerin bakım ve onarımlarının yapıldığı yer
-
Voleybol, masa tenisi, tenis vb. oyunlarda oyuna başlama vuruşu
-
[isim]
Sofrada hizmet etmekle görevli kimsenin yaptığı iş ve bu işin yapılma biçimi, sofra hizmeti
- SEKSEK
-
-
[isim]
Sekerek oynanan bir çocuk oyunu
-
[isim]
Sekerek oynanan bir çocuk oyunu
- SENEYE
-
-
[zarf]
Gelecek sene
-
[zarf]
Gelecek sene
- MESELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sorun
- "Nevin meseleyi derhâl anlayarak kapıya geldi, arabacıya seslendi." (Peyami Safa)
- "Orada kimseyi kıskanmamışken bu sonuncu kumasını büyük mesele yaptı." (Refik Erduran)
-
Güç iş
- "Bunların Fransızcasını sökmek bir mesele, manalarını sökmek ikinci bir meseledir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Problem
-
[isim]
Sorun
- SEPTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kuşkucu
-
[sıfat]
Kuşkucu
- ESEFLE
-
-
[zarf]
Üzülerek, acınarak
- "Gencecik karısı varken ... diye esefle başını salladı." (Nezihe Araz)
-
[zarf]
Üzülerek, acınarak
- SENDİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir birliğin, ortaklığın veya alacaklılar grubunun haklarını korumakla görevli kimse
-
[isim]
Bir birliğin, ortaklığın veya alacaklılar grubunun haklarını korumakla görevli kimse
- SERTAP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Mıklebin açıkta duran kısmı
-
[isim]
Mıklebin açıkta duran kısmı
- LİSELİ
-
-
Lise okuyan (öğrenci)
- "Kadın liseli bir öğrenci, adam delikanlı..." (Çetin Altan)
-
Lise okuyan (öğrenci)
- SEVİCİ
-
-
[isim]
Kendi cinsinden kimselerle cinsel ilişkide bulunan kadın, lezbiyen
-
[isim]
Kendi cinsinden kimselerle cinsel ilişkide bulunan kadın, lezbiyen
- LAMİSE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dokunum
-
Duyarga
-
[isim]
Dokunum
- PİLİSE
- ...
- SERVER
- ...
- SEPİLİ
-
-
[sıfat]
Sepilenmiş, tabaklanmış (deri, post)
-
[sıfat]
Sepilenmiş, tabaklanmış (deri, post)
- ASETON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Birçok organik maddeyi eritmekte kullanılan uçucu, kolayca alev alır, eter kokusunda bir sıvı
-
[isim]
Birçok organik maddeyi eritmekte kullanılan uçucu, kolayca alev alır, eter kokusunda bir sıvı
- ESEFLİ
-
-
[sıfat]
Üzüntülü, tasalı, kaygılı
- "Cevat'ın yüreğinde esefli bir duygu başkaldırıyordu." (Cahit Uçuk)
-
[sıfat]
Üzüntülü, tasalı, kaygılı
- SEKMEN
-
-
[isim]
Tabure
-
Basamak
-
[isim]
Tabure
- SERBAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yürekli, yiğit, korkusuz olan (kimse)
-
[sıfat]
Yürekli, yiğit, korkusuz olan (kimse)