İçinde se olan 5 harfli 152 kelime var. İçerisinde SE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında se olan kelimeler listesine ya da Sonu se ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ES, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CELSE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Oturum
- "Celse gürültüler arasında tatil edildi." (Haldun Taner)
- "Evvela Nihat bir nutukla celseyi açtı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Oturum
- DESEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tahta, çini, kumaş, kâğıt vb. yüzeylerin üzerine yapılan çizim
-
Tahta, çini, kumaş, kâğıt vb. yüzeylerin üzerinde varlıkları, nesneleri belirli çizgilerle gösterme, tasvir
-
Görsel bir etki yaratmak amacıyla yapılmış çizgi resimlerin hepsi
-
Desen yapma sanatı
- "O, desen öğreniyor."
-
[isim]
Tahta, çini, kumaş, kâğıt vb. yüzeylerin üzerine yapılan çizim
- SEMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Semizlik
-
[isim]
Semizlik
- NEYSE
-
-
[bağlaç]
"Önemi yok, olan oldu" anlamında kullanılan bir söz
- "Erkekler neyse ne ama kadınlar..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[ünlem]
"Çok şükür, bereket versin" anlamında kullanılan bir söz
-
[zarf]
"Konuyu kapatalım, uzatmayalım, her ne ise" anlamında kullanılan bir söz
-
[bağlaç]
"Önemi yok, olan oldu" anlamında kullanılan bir söz
- SERGİ
-
-
[isim]
Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer
- "Bir karpuz sergisi açabilmek için projeler yapmakta idi." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Şehir Galerisi'nde açtığı ilk sergide, yalnız zevkine ve hünerine değil, sabrına da şaştım." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Halkın gezip görmesi, tanıması için uygun biçimde yerleştirilmiş ürünlerin, sanat eserlerinin tümü
- "Resim, heykel, seramik, el işleri sergisi ne olursa gidiyorum." (Haldun Taner)
-
Bir yerin, bir ülkenin veya çeşitli ülkelerin kendine özgü tarım, sanayi vb. ürünlerini tanıtmak için bunların uygun bir biçimde gösterildiği yer, meşher
-
Yaygı, kilim
-
[isim]
Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer
- CÜSSE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsan gövdesi
-
[isim]
İnsan gövdesi
- KORSE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnce görünmek için kullanılan esnek iç giysisi
-
Herhangi bir darbeden zarar görmemesi için boyna takılan, bel fıtığı gibi durumlarda bedeni düzgün tutmaya yarayan nesne
-
[isim]
İnce görünmek için kullanılan esnek iç giysisi
- SEMAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alevi ve Bektaşi topluluklarında yaygın olan ve müzik eşliğinde uygulanan tören nitelikli oyun
-
[isim]
Alevi ve Bektaşi topluluklarında yaygın olan ve müzik eşliğinde uygulanan tören nitelikli oyun
- EVSEL
-
-
[sıfat]
Evle ilgili
- "Evsel atıklar."
-
[sıfat]
Evle ilgili
- GLASE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yumuşak deri
-
[sıfat]
Üzerine saydam bir cila tabakası çekilmiş olan (eşya)
-
[isim]
Yumuşak deri
- EKSEN
-
-
[isim]
Bir cismi iki eşit parçaya bölen çizgi, mihver
- "Politikacıların kendilerini evrenin ekseni saymamaları gereğini anlamaları için..." (Haldun Taner)
-
Üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru
-
Dingil
-
[isim]
Bir cismi iki eşit parçaya bölen çizgi, mihver
- SENCE
-
-
[zarf]
Sana göre, senin düşüncence
-
[zarf]
Sana göre, senin düşüncence
- NESEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soy, baba soyu
-
[isim]
Soy, baba soyu
- SENİT
-
-
[isim]
Hamur tahtası
-
[isim]
Hamur tahtası
- SEKME
-
-
[isim]
Sekmek işi
-
Bir merminin bir yere veya bir cisme vurduktan sonra sıçraması
-
[isim]
Sekmek işi
- SETİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi örtme, gizleme
-
[isim]
Bir şeyi örtme, gizleme
- SÜKSE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Başarı
- "Paris sosyetesinde büyük sükse yapmıştı." (Aka Gündüz)
-
Gösteriş, ilgi çekecek durum
- "Nefsime itimadım, spordaki süksemle başlamıştır." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Başarı
- SERAK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dik yerlerden inen buzullarda, derin yarılmalar sebebiyle buz parçalarının koparak aşağıya düşmesi
-
[isim]
Dik yerlerden inen buzullarda, derin yarılmalar sebebiyle buz parçalarının koparak aşağıya düşmesi
- SEPEK
-
-
[isim]
Değirmen taşının ekseni
-
[isim]
Değirmen taşının ekseni
- EKSER
-
-
[isim]
Büyük çivi, enser
-
[isim]
Büyük çivi, enser