İçinde se olan 4 harfli 44 kelime var. İçerisinde SE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında se olan kelimeler listesine ya da Sonu se ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ES, SE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ESEN

  1. [sıfat] Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli, salim
    • "Şen ve esen kalınız."

SERE

  1. [isim] Açık duran başparmağın ucundan işaret parmağının ucuna kadar olan uzaklık, sele

SEZİ

  1. [isim] Sezgi

ÖKSE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Ökse otu saplarından veya çobanpüskülü kabuklarından çıkarılan yapışkan macun
  2. Bu macunla bulanarak kuş tutmakta kullanılan değnek
    • "Tepelere çıkıp kuşlara ökse kuralım." (Aka Gündüz)
  3. Erkekleri kendine bağlamasını bilen alımlı kadın

ENSE

  1. [isim] Boynun arkası
    • "Cebinden küçücük siyah bir mendil çıkardı. Yüzünü, gözünü, ensesini, boynunu sildi." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş, vücutlarının teri mintanlarının üstüne çıkmıştı." (Haldun Taner)
    • "Polisler ikametgâhsız diye ensene yapışırlar, seni deliğe tıkarlar." (Yahya Kemal Beyatlı)

SEVİ

  1. [isim] Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, aşk
    • "Ben gelmedim dava için / Benim işim sevi için." (Yunus Emre)

DÜSE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Oyunda, atılan zarlardan ikisinin de üç benekli olan yanlarının üste gelmesi

SEPİ

  1. [isim] Deri, post vb.ni kullanabilecek duruma getirmek için uygulanan işlemlerin tümü, tabaklık

ŞASE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İçine mendil, gecelik vb. şeyleri koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte, kumaştan koruncak

ESER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt
    • "Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "İdare dizginlerini eline aldığından beri burada artık ne kan kavgalarından, ne dağ eşkıyalığından kabadayılığından eser kalmamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Yayın, kitap, yapıt
    • "Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  3. İz, işaret, im
    • "Buralarda sudan eser yok."
  4. Soyut kavramlarda belirti
    • "Sarı sakalları uzamış, bu yanık yüzde, en küçük bir pişmanlık eseri yoktu." (Haldun Taner)

SERİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi
    • "Bu, seri hâlinde yazılmış bir yazı değildir." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir fabrika veya atölyenin uzun bir süre aynı iş üzerinde çalıştığı üretim tipi
    • "Fabrika seri imalata başlayınca fiyatlar düştü."

AKSE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Hastalık nöbeti, kriz
    • "Hafif bir kalp aksesi geçirdi."

SEDA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ses
    • "Alenen ortaya çıkmak ve milletin hukuku namına, yüksek seda ile bağırmak ve bütün milleti bu sedaya iştirak ettirmek lazımdır." (Atatürk)

SEFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma
    • "Her şahsa kendi ismiyle sefa geldin derdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Şöyle bir iki parça, sağlam nevinden irat ve akar edinip efendi efendi yan gel, sefana bak." (Ercüment Ekrem Talu)
    • "Uzun yıllar cefasını çektiği Yokuş'un sefasını sürecekti artık." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Eğlence, zevk, neşe
    • "Beni tam manasıyla mesut eden de asıl bu çeşit tatil sefalarıydı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SEVK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gönderme, götürme
    • "Sevk gününü, raporun ismini, uğrayacağı limanları yazdım." (Refik Halit Karay)
    • "Bayanı emekliye sevk ederek kendisinin evleneceğini söyledi." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Sürükleme, itme
    • "Burada başka bir olay anlatacağım ki bu, Türk'ü şuuraltı bir kuvvetle İstiklal Savaşı'na sevk eden amillerin biridir." (Halide Edip Adıvar)

SENE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yıl
    • "Önde zeytin ağaçları arkasında yâr / Sene 1946 / Mevsim sonbahar" (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

KESE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba
    • "Boynundan bir kese çıkardı fakat içine bakmadan ani bir fikirle yüzü kızardı." (Halide Edip Adıvar)
    • "Balo ve kokteyl partisine bir davetiye alabilmek için keselerinin ağzını açmak kifayet etmezse avuçlarını açarlar." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bunda benim keseme bir girecek yok ki sana yalan söyleyeyim." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Böylece Tecirlilerin yanına varan bir hoca, kesesini pek çok doldururmuş." (Salâh Birsel)
  2. [sıfat] Bu küçük torba miktarında olan
    • "Üç kese tütün."
  3. Bazı şeylerin üzerine geçirilen, kumaştan çanta biçiminde kap
    • "Kur'an kesesi."
  4. Yıkanırken kir çıkartmak için ele geçirilen, vücudu ovmaya yarayan, bürümcükten, cep biçiminde bez
  5. Bir kimsenin mal varlığı
    • "Bu sadeleşme vücut ve keseye daha elverişli idi." (Falih Rıfkı Atay)
  6. Organizmanın bazı boşlukları
  7. Su bitkilerinde içi hava ile dolu olan ve bitkinin suda yüzer durumda kalmasını sağlayan şişkinlik
  8. Beş yüz kuruşluk para birimi

SELE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yayvan, genişçe sepet

SEKİ

  1. [isim] Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
  2. Oturulacak sedir biçiminde taş veya set
  3. Toprak üstündeki yükseklik, doğal set, taraça
  4. Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, teras

ÇİSE

  1. [isim] İnce yağmur, çisenti

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü