İçinde sal olan 8 harfli 93 kelime var. İçerisinde SAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sal olan kelimeler listesine ya da Sonu sal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AS, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TARIMSAL
-
-
[sıfat]
Tarımla ilgili, zirai
-
[sıfat]
Tarımla ilgili, zirai
- MUVASALA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Muvasalat
-
[isim]
Muvasalat
- SORUNSAL
-
-
[sıfat]
Çözümü belli olmayan
-
Doğru olma ihtimali bulunmakla birlikte, şüphe uyandıran, kesin olmayan, problematik
-
[sıfat]
Çözümü belli olmayan
- MANİSALI
- ...
- ORSALAMA
-
-
[isim]
Orsalamak işi
-
[isim]
Orsalamak işi
- TUTKUSAL
-
-
[sıfat]
Tutkulu, aşırı bağlı veya düşkün
- "... bazıları insanları cinsel ve tutkusal kaymalarıyla ele alıp işleyen eserleri dudak bükerek eleştiriyorlar." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Tutkulu, aşırı bağlı veya düşkün
- SALOZLUK
-
-
[isim]
Saloz olma durumu, salaklık
-
[isim]
Saloz olma durumu, salaklık
- MAGMASAL
-
-
[sıfat]
Magmatik
-
[sıfat]
Magmatik
- KISALTIŞ
-
-
[isim]
Kısaltma işi veya biçimi
-
[isim]
Kısaltma işi veya biçimi
- ASALETEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Bir görevde temelli olarak, asıl olarak, vekâleten karşıtı
- "Asaleten atamak."
-
Kendi adına hareket ederek
-
[zarf]
Bir görevde temelli olarak, asıl olarak, vekâleten karşıtı
- SALDIRIŞ
-
-
[isim]
Saldırma işi veya biçimi
- "Her türlü saldırış ve sataşma sahneleri gene eksik değildi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Saldırma işi veya biçimi
- EMSALSİZ
-
-
[sıfat]
Eşsiz, eşi benzeri olmayan, bir benzeri daha bulunmayan
- "Yüzünde, bakışlarında, her konuya göre değişen emsalsiz bir ifade kudreti vardı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Eşsiz, eşi benzeri olmayan, bir benzeri daha bulunmayan
- TANRISAL
-
-
[sıfat]
İlahî
-
[sıfat]
İlahî
- KONUMSAL
- ...
- SALYAMSI
- ...
- DOĞUMSAL
-
-
[sıfat]
Doğumdan, soydan gelen
- "Doğumsal kalp hastalıkları."
-
[sıfat]
Doğumdan, soydan gelen
- SALLANIŞ
-
-
[isim]
Sallanma işi veya biçimi
-
[isim]
Sallanma işi veya biçimi
- YAZINSAL
-
-
[sıfat]
Edebî
- "Yaşayan şiirler yazdı, ille yazınsal gerçeklik diye tutturmaktan vazgeçti." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Edebî
- SALGINCI
-
-
[isim]
Salgın toplayan kimse
-
[isim]
Salgın toplayan kimse
- SALINMAK
-
-
[nsz]
Yürürken uyumlu hareketlerle hafifçe bir yandan bir yana eğilmek
- "Vücudu o kadar narindi ki hafif rüzgârlarla sallanan salkım söğütler gibi oradan oraya salınıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Salma işine konu olmak
- "İlaçlar yazıldı. Eczaneye adam salındı. Hekime kahve pişti, getirildi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Yürürken uyumlu hareketlerle hafifçe bir yandan bir yana eğilmek