İçinde sal olan 6 harfli 37 kelime var. İçerisinde SAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sal olan kelimeler listesine ya da Sonu sal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A L S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

SAL

2 Harfli Kelimeler

AL, AS, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İPSALA
...
SOYSAL

  1. [sıfat] Soyla ilgili

TASALI

  1. [sıfat] Tasası olan, kaygılı
    • "Bulutlu, tasalı gözlerle önüne bakıyordu, fazla bir şey söylemiyordu." (Halide Edip Adıvar)

MASALI
...
KUMSAL

  1. [isim] Su kıyılarında oluşan kumlu yer, plaj
    • "Kumsal boyunca deli gibi koşuyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [sıfat] Kumlu
    • "Kumsal toprak."

ASALAK

  1. Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit
  2. [sıfat] Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, tufeyli

FASSAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İftira atan, gerçek olmayan isnatlarda bulunan (kimse)
    • "Gayet fassal, dedikoducuydu da..." (Refik Halit Karay)

SALMAK

  1. [-i] Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek
    • "Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. İvedilikle yollamak, hemen göndermek
    • "Bununla beraber peşine adam salmak gerekir." (Aka Gündüz)
  3. Koymak, katmak
    • "Halk ruhunun benliğinizde yeniden uyanıp hararetini gönlünüze saldığını duyarsınız." (Refik Halit Karay)
  4. Sürmek
    • "Bunun içindir ki dal budak saldı, yemiş vermeye başladı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  5. Uğratmak
    • "Başını derde salmak."
  6. Vergi yüklemek
    • "Ona elli bin lira salmışlar."
  7. Üzerine yürütmek
    • "Tazıyı tavşana salmak."
  8. [-e] Saldırmak
    • "Aç kurt, yılana da salar, taşa da! dedi." (Memduh Şevket Esendal)
  9. Sarkıtmak
    • "Soğutmak için kuyuya su kabı saldı."
  10. Gemi demir üzerinde dört yana dönmek
  11. [-i] Bakmamak, ilgilenmemek, özen göstermemek

SALGIN

  1. [sıfat] Kısa zamanda çevredeki insan, hayvan veya bitkilerin büyük bir bölümüne bulaşan, müstevli
    • "Salgın hastalık."
  2. [isim] Bir hastalığın veya başka bir durumun yaygınlaşması ve birçok kimseye birden bulaşması
    • "Tifo salgını. Kumar salgını."
  3. [isim] Gereğinde herkesten para veya mal olarak toplanan geçici vergi
  4. [isim] Bir şeyin bir yere girip her yanı kaplaması, istila
    • "Çekirge salgını."
  5. [isim] Belli bir hareketin, davranışın, sözün toplumda yaygınlaşması

BAYSAL

  1. [sıfat] Huzur ve refah içinde olan

SALİSE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saniyenin altmışta biri olan zaman birimi

YASALI

  1. [sıfat] Yasaya uygun veya yasanın buyurduğu, kanuni

ANISAL

  1. [sıfat] Anıyla ilgili, anıya ait
    • "Onlara göre yaşlı yazarların anısal birikimi daha fazlaydı."

AÇISAL

  1. [sıfat] Açı ile ilgili, zaviyevi
    • "Açısal hız."

SALTÇI
...
DUYSAL

  1. [sıfat] Duyuyla alınan

SALTIK

  1. [sıfat] Mutlak
    • "Sonra ziller ve ansızın saltık bir gülümseyiş bu genç kız." (Selim İleri)
  2. Bağımsız, göreli olmayan ve kendi başına tam sayılan (bir olgunun niteliği)

DIŞSAL

  1. [sıfat] Dışla ilgili, dışa ilişkin, haricî

KIRSAL

  1. [sıfat] Kır ile ilgili
  2. [isim] Az insanın barındığı, genellikle kır durumunda olan yer

ULUSAL

  1. [sıfat] Millî

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü