İçinde sal olan 5 harfli 35 kelime var. İçerisinde SAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sal olan kelimeler listesine ya da Sonu sal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A L S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

SAL

2 Harfli Kelimeler

AL, AS, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SALMA

  1. [isim] Salmak işi
    • "Sokaklarda salma geziyor."
    • "Ne olacak çobansız köyde kurtlar boş oturacak değil ya işte böyle salma dolaşırlar." (Ragıp Akyavaş)
  2. Pirinçle pişirilen bir tür yemek
    • "Midye salması."
  3. Genellikle köylerde işlerin görülmesi için ihtiyar heyetinin kararıyla her evden toplanması gereken para
  4. Bazı köylü giysilerinde kolun yeninden sarkan kumaş parçası
  5. Kuşların üretilmesine ayrılan oda
  6. [sıfat] Başıboş gezen (hayvan)
    • "Salma sığır."
  7. [sıfat] Sürekli akan (su)
  8. Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri

SALAK

  1. [isim] Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan kimse

USSAL

  1. [sıfat] Akla uygun, yalnız akla dayanan, akli, rasyonel

SALİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Haç

SALAM

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Sığır, hindi vb. etinden yapılan, genellikle dilimlenerek soğuk yenen bir yiyecek

SALTO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Rakibin bedenini kollarıyla birlikte kavrayarak yana veya arkaya savurma, devirerek bastırma biçiminde uygulanan bir güreş oyunu

SALCI

  1. [isim] Sal ile yolcu ve yük taşıyan kimse

SALOZ

  1. [sıfat] Salak

ADSAL

  1. [sıfat] Adla ilgili, ad niteliğinde olan

SALLI

  1. [sıfat] Büyük ve geniş, sal gibi yayvan
    • "Sallı bir yapı."

EMSAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Benzer
    • "Tarihte o ana kadar emsali görülmedik bir ticari kepazelik devri açılmıştı." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Yaşıt, eş, denk
    • "Emsali bir üst derece maaş aldığı hâlde zavallı resim hocamız mağdur duruma düşmüş bulunuyordu." (Haldun Taner)
  3. Örnek
  4. Kat sayı

SALYA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Ağızdan sızan tükürük
    • "Uyuyan, ağzından sızan salyasını yeniyle sildi." (Sait Faik Abasıyanık)

UYSAL

  1. [sıfat] Başkalarına kolayca uyabilen, sözlerini dinleyip karşı gelmeyen, yumuşak başlı
    • "Kadın uysal olduğu zaman kuvvetlidir." (Aka Gündüz)

SALAŞ

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân
    • "Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış?" (Aka Gündüz)
  2. Tahtadan yapılmış (baraka)
    • "Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. [sıfat] Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen

YASAL

  1. [sıfat] Yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğru bulduğu, yasalara uygun, kanuni (I), meşru, legal

İSALE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Akıtma

SALAR
...
MİSAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek
    • "Cumhuriyet tarihimizde bunun iki misali vardır." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Benzer
    • "Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında." (Cahit Sıtkı Tarancı)

SALVO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Genellikle topla yapılan yaylım ateş
    • "Ben, düşman donanmalarının göğüslerimize savurduğu salvoları da seyrettim, onları da seyrettim, onları da dinledim." (Aka Gündüz)

SALON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir evde konukları ağırlamakta kullanılan en geniş oda
    • "Hasta alt kattaki salona kadar gitti ve bir kanepenin üstüne düştü." (Peyami Safa)
  2. Toplantıların, kutlamaların, gösterilerin yapıldığı geniş yer
    • "Düğün salonu. Konferans salonu."
  3. Dükkân, mağaza
    • "Çay salonu. Berber salonu."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü