İçinde saat olan 12 kelime var. İçerisinde SAAT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında saat olan kelimeler listesine ya da Sonu saat ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KİLOVATSAAT
AMPERSAAT, LÜMENSAAT, SAATÇİLİK, SAATLERCE
SAATİNDE
SAATİNE, SAATLİK, VATSAAT
SAATÇİ, SAATLİ
SAAT
A A S T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
SAAT, TASA
3 Harfli Kelimeler
ASA, AST, ATA, TAS
2 Harfli Kelimeler
AS, AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KİLOVATSAAT
- ...
- SAATLERCE
-
-
[zarf]
Uzun süre, uzun uzadıya
- "Yemekten sonra yukarı çıktı, saatlerce gezindi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Uzun süre, uzun uzadıya
- AMPERSAAT
- ...
- LÜMENSAAT
-
-
[isim]
Işık miktarı birimi lümenlik ışık akısıyla 1 saatte yayılan ışık ölçüsü
-
[isim]
Işık miktarı birimi lümenlik ışık akısıyla 1 saatte yayılan ışık ölçüsü
- SAATÇİLİK
-
-
[isim]
Saat yapma, onarma veya satma işi
-
[isim]
Saat yapma, onarma veya satma işi
- SAATİNDE
-
-
[zarf]
Önceden belirlenen, düşünülen vakitte
-
[zarf]
Önceden belirlenen, düşünülen vakitte
- SAATİNE
- ...
- VATSAAT
- ...
- SAATLİK
-
-
Herhangi bir saat süresince yapılan veya olan
- "Yeniköy bu yandan Banarlı nahiyesine yarım saatlik, kaza merkezine de olsa olsa bir buçuk saatlik bir yerde..." (Memduh Şevket Esendal)
-
Herhangi bir saat süresince yapılan veya olan
- SAATÇİ
-
-
[isim]
Saat yapan, onaran veya satan kimse
-
[isim]
Saat yapan, onaran veya satan kimse
- SAATLİ
-
-
[sıfat]
Saati olan, saati bulunan
- "Sınıfın bir tek saatlisi olduğu için onu her derste birkaç defa çıkarıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Saati olan, saati bulunan
- SAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası
- "Karabalçıklı çiftliği kasabadan sıkı yürüyüşlerle bir saat çeker." (Reşat Nuri Güntekin)
- "... herkes ona artık vaktini ibadete hasretmek zamanının geldiğini, daha doğrusu ahireti düşünmek saati çaldığını ima ediyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Vakit, zaman
- "Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir işin yapıldığı belli bir zaman
- "Yemek saati."
- "Kahvaltı saati. Uyku saati. Çalışma saati."
-
Günün hangi anı olduğunu gösteren alet
- "Kolundaki krom saate göz attı." (Refik Halit Karay)
-
Sayaç
- "Elektrik saati. Su saati."
-
[isim]
Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası