İçinde sa olan 7 harfli 340 kelime var. İçerisinde SA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sa olan kelimeler listesine ya da Sonu sa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BURSALI
- ...
- SAYILTI
- ...
- UYUMSAL
- ...
- KISAYOL
- ...
- MASACIK
- ...
- SANDVİÇ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
İki ince ekmek dilimi arasına tereyağı, peynir, sucuk vb. konularak hazırlanan yiyecek
-
[isim]
İki ince ekmek dilimi arasına tereyağı, peynir, sucuk vb. konularak hazırlanan yiyecek
- GALSAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Solungaç
-
[isim]
Solungaç
- POLİSAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dokunmuş kumaşlardaki tarak izlerini yok etmek için bu kumaşları bir bıçaktan geçirme işlemi
-
Parlaklık verme
-
[isim]
Dokunmuş kumaşlardaki tarak izlerini yok etmek için bu kumaşları bir bıçaktan geçirme işlemi
- MUSAFFA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Temizlenmiş, arıtılmış
-
[sıfat]
Temizlenmiş, arıtılmış
- SARIKLI
-
-
[sıfat]
Başına sarık sarmış olan, sarığı olan
- "Aralarında iki asker, birkaç da sarıklı efendi var." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Müslüman din adamı, hoca
-
[sıfat]
Başına sarık sarmış olan, sarığı olan
- YURTSAL
-
-
[sıfat]
Yurtla ilgili, vatani
-
[sıfat]
Yurtla ilgili, vatani
- SACAYAK
-
-
[isim]
Sacayağı
- "Kimi kocaman kazanı sacayak şeklinde dizilmiş üç büyük taşın üstüne oturtmaya çalışıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Sacayağı
- SAFİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saflık
-
[isim]
Saflık
- SAPLAMA
-
-
[isim]
Saplamak işi
-
İç içe geçen veya başka bir parça üzerine eklenen parçaların bağlantısı için kullanılan, türlü kalınlık ve uzunlukta, bir yanı yivli, yuvarlak metal kama
-
Bir menteşenin iki oynak parçasını birleştirmeye yarayan küçük, ince metal mil
-
[isim]
Saplamak işi
- SAPTAMA
-
-
[isim]
Saptamak işi, tespit
- "Bazı açıklamalar ve saptamaları, şimdi yapmanın zorunlu olduğu anlaşılıyor." (Aydın Boysan)
-
Gümüş bromür kalıntılarını eritmek için filmin kimyasal bir eriyikten geçirilmesi
-
[isim]
Saptamak işi, tespit
- SATAŞMA
-
-
[isim]
Sataşmak işi
- "Bunu yalnız vaktini gözetleyip bacak kadar kıza sataşmaya geldi sanacak." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Sataşmak işi
- CESARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güç veya tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu güven
- "Hayvanın sokulganlığından cesaret alan bir başka kız da usulca yanına yaklaştı." (Haldun Taner)
- "Bana bir şey söylemeye cesaret ettiğini gördünüz mü şimdiye kadar?" (Tarık Buğra)
- "Demek ki işi açığa vurmak cesaretini gösterdi." (Refik Halit Karay)
- "Sabahın ışıkları bana yeniden bir cesaret verdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yüreklilik, yiğitlik, yürek ve göz pekliği
- "Bütün halk türküleri gibi ölenin örnek cesaretini öven türkülerdi bunlar." (Necati Cumalı)
-
Cüret
-
Çekinmezlik, atılganlık
-
[isim]
Güç veya tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu güven
- İNSANCI
-
-
[sıfat]
İnsancıl
-
[sıfat]
İnsancıl
- SAKIRTI
-
-
[isim]
Korkudan veya soğuktan titreme
-
[isim]
Korkudan veya soğuktan titreme
- SALNAME
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yıllık
-
[isim]
Yıllık