İçinde sa olan 6 harfli 244 kelime var. İçerisinde SA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sa olan kelimeler listesine ya da Sonu sa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PASATA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bir tür kumar oyunu

KASACI

  1. [isim] Veznedar, vezneci

SALKIM

  1. [isim] Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve
    • "Bunu görünce Behzat da iki salkım muzu oradakilere dağıtmış." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Ana saptan çıkan yan çiçekleri, sapları hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu
  3. Baklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan ağaç türü ve çiçeği (Wistaria sinensis)
  4. Topla atılan demir parçaları

BATSAT

  1. [zarf] Ara sıra, seyrek olarak, tek tük

EFSANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence
  2. Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz, hikâye vb
    • "Hamdi'nin hayatına dair uydurulmuş efsanelerden birisi de onun müthiş bir aşk yüzünden bu hâle geldiğidir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SİMSAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Komisyoncu
    • "Bu adam kıyafet itibarıyla öbür sandaldaki simsar tercüman, satıcı, gezdirici vesaireden farklı değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ASALAK

  1. Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit
  2. [sıfat] Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, tufeyli

SAKALI

  1. [sıfat] Saka hastalığına tutulmuş
    • "İçlerinden biri sakalı bir at gibi fena fena öksürüyordu." (Refik Halit Karay)

KARSAK

  1. [isim] Köpekgillerden, soluk kahverengi, karnı beyaz tüylü, kısa kulaklı, postundan kürk yapılan bir memeli türü (Vulpes corsac)

KORSAJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Küçük, kısa korse
    • "İnce belini önden bağcıklarla bağlanmış bir korsaj sıkmıştı." (Nazlı Eray)

SAĞMAK

  1. [-i] Memeyi parmaklar arasında sıkarak sütünü akıtmak
    • "Gözümüzün önünde keçilerden sağdıkları köpüklü sütlerimizi yarıda bırakıp kalktık." (Aka Gündüz)
  2. Kovandaki balı peteklerden almak
  3. Yumak durumundaki bir şeyi çözüp açmak
    • "İpek kozalarını sağmak."
  4. Aldatarak parasını çekmek

SARMAK

  1. [-i] Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
    • "Bak o zaman nasıl yakınlaşacaksınız. Güven nasıl sarıp sarmalayacak ikinizi." (Adalet Ağaoğlu)
  2. Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek
    • "Ordu düşmanı sardı."
  3. Dolayında yer almak
  4. Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak
    • "Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu." (Necati Cumalı)
  5. Örtmek
  6. Kucaklamak
  7. Yumak yapmak
    • "İpliği sarmak."
  8. Şerit, ip vb. şeyler dolaşmak
  9. Kâğıt veya bir bitki yaprağıyla dürmek
    • "Dolma sarıyorum diye yaprağı parmağıma doladım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Sardığı sigarayı tabakasına yerleştiriyor." (Tarık Buğra)
  10. [-e] Sarılıp tırmanmak
    • "Asma çardağı sardı."
  11. [-i] Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak
    • "Kitabı kâğıda sarmak."
  12. Taşıt tırmanmak, yükseğe doğru çıkmak
  13. Saldırmak, hücum etmek
    • "Faik Efendi biliyordu ki saracaklar hem de fena saracaklar." (Memduh Şevket Esendal)
  14. Bir görev veya işin yerine getirilmesini başkasına yüklemek
  15. Sözle saldırmak, tedirgin etmek
    • "Evdekilerin hepsi bana sarıyor."
  16. Hoşuna gitmek, zevkini okşamak
    • "Bu canlılık, insanı on yıl önce görmüş olduğum muhteşem yazdan daha başka türlü sarıyordu." (Ahmet Hamdi Tanpınar)

SARRAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kuyumcu
  2. Mesleği, değerli kâğıt ve metal paraları birbiriyle değiştirmek, tahvil alışverişi yapmak olan kimse

SARSIK

  1. [sıfat] Sarsılmış

SAĞLIK

  1. [isim] Vücudun hasta olmaması durumu, vücut esenliği, esenlik, sıhhat, afiyet
    • "Sağlığa zarar veren şeylerden kaçınmalı."
    • "Sürahi kırıldı diye üzülme, sağlık olsun!"
  2. Sağ, canlı, diri olma durumu
    • "Aradan dört beş yıl geçince bir yerden de haber gelmeyince sağlığından umutlarını kesmişler." (Memduh Şevket Esendal)

MAFSAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eklem
  2. Birbirine bağlanmış parçaların her yönden dönmesini sağlayan bağlantı ögesi

SİYASA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Politika
    • "Güdümlü siyasanın kurbanı olmuş kimi değerli yazarların ivecen yargısı rol oynamıştır." (Selim İleri)

SARDUN

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Balıkçıların kullandığı bir tür halat

SAVANA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ekvator kuşağındaki otsu bitkilerle kaplı çayırlar

SAZLIK

  1. [isim] Sazları (I) çok olan yer
    • "Bu sık sazlığın gölgesinden kurtulan yerlerde, derenin sakin suları, buğulanmış bir gümüş rengiyle görünüyordu." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü