İçinde sa olan 5 harfli 231 kelime var. İçerisinde SA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sa olan kelimeler listesine ya da Sonu sa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PASAK

  1. [isim] Kir
    • "Başta yağlı bir fes, boyunda pasak içinde yakalık ve kravat." (Salâh Birsel)

SABAN

  1. [isim] Çift süren hayvanların koşulduğu demir uçlu tarım aracı

SANMA

  1. [isim] Sanmak işi

SAYAÇ

  1. [isim] Hava gazı, elektrik, su vb.nin kullanılan miktarını veya mekanik etkilenmeleri ölçen alet, saat

SABUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kirli ve yağlı şeyleri temizlemekte kullanılan, türlü yağlarla alkaliler birleştirilerek yapılan madde
  2. Bu maddenin kalıp durumunda olan biçimi

SAÇIŞ

  1. [isim] Saçma işi veya biçimi

ESAME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Adlar, isimler
    • "Sen babasının gönlünü ettikten sonra kızın esamesi mi okunur bre usta!" (Orhan Kemal)

SADET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Konuşulan asıl konu, asıl madde
    • "Ne ise bunlar hep dedikodu. Sadede gelelim." (Halide Edip Adıvar)

SAPMA

  1. [isim] Sapmak işi
  2. Serbest bir mıknatıslı iğnenin denge konumundayken gösterdiği doğrultudan geçen düşey düzlemle, bulunulan noktanın meridyen düzlemi arasındaki açı
  3. Bir ışının saydam bir biçmeden geçtikten sonraki doğrultusu arasında oluşan açı
  4. Bazı kelimelerin kurallara göre almaları gereken biçimlerden uzaklaşması durumu: Ben-ge > bene yerine bana, sen-ge > sene yerine sana olması gibi

SANLI

  1. [sıfat] Sanı olan, ünlü
    • "Adlı sanlı bir adam."

SAĞMA

  1. [isim] Sağmak işi

SAKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü
    • "Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Şimdi koltuğumdan kımıldayamıyorum, bu yaşımda sakat oldum." (Refik Halit Karay)
  2. Bozuk veya eksik
    • "Sakat bir anlatım."
    • "Sakat bir iş."

SAYFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üzerine yazı yazılan veya basılan bir kâğıt yaprağın iki yüzünden her biri, sahife
    • "Sayfayı öyle sıkı bağlardı ki satırlar âdeta birbirine kenetlenirdi." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Gazete, dergi vb. yayınlarda özel bir alan için ayrılmış bölüm
    • "Sanat sayfası."
  3. Konu

SAZCI

  1. [isim] Saz çalan kimse, sazende
    • "Bir sazcı ile beraber halk türküleri söylemeye razı olursanız ne âlâ..." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Saz yapan veya satan kimse

SABAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sabahleyin
    • "Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bu koskoca şehirde açlıktan ölecek değilim ya? Sabah ola hayrola. Bir çaresini bulurum elbet." (Orhan Hançerlioğlu)
    • "Akşama doğru birdenbire ağırlaştı. Altı saatten beri kendini bilmiyor. Sabaha çıkmayacak." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Hiç uyuyamadım. Her dakika gelip kaldıracaklar sanıyorum. Ama işte sabahı ettik." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Sabah ezanı
  3. Sabah namazı
    • "Sabahı kıldım."
  4. [zarf] Güneşin doğduğu andan öğleye kadar geçen zaman
    • "Bütün ev işlerini sabah bitirdim."

SAÇAK

  1. [isim] Bazı giyim eşyalarında veya döşemeliklerde kumaş kenarlarına dikilen süslü iplikten püskül
    • "Perdenin saçağı."
  2. Görünüşü bu püskülü andıran
    • "Bak gene bir tutam saçak tütün kalmadı. bana yalnız tozları kalıyor." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Havlu, halı vb.nin kenarı boyunca sarkan püskül
  4. Bir yapının herhangi bir bölümünü güneş ve yağmurdan koruması için, o bölümden dışa taşkın ve altı boşta olarak yapılan örtü
  5. Bir gaz ortama yerleştirilen ve yüksek bir potansiyel verilen ve nesnenin yüzeyinde oluşan ışık olayı

SAKSI

  1. [isim] Pişmiş toprak, plastik vb.nden yapılan, çiçek yetiştirmekte kullanılan kap
    • "Yaz kış yeşil, bir saksı ıtır pencerede." (Ahmet Muhip Dranas)
  2. Baş, kafa

SABİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yerinden oynamayan, yerini değiştirmeyen, durağan
    • "Önceden koyduğu teşhislerin doğruluğu sonradan kaç defa sabit olmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Gerçekliği tespit edilmiş, kanıtlanmış olan
  3. Değişmeyen, hep aynı kalan, önceden ayarlanmış
    • "Sabit gelir."

YASAL

  1. [sıfat] Yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğru bulduğu, yasalara uygun, kanuni (I), meşru, legal

SAPLI

  1. [sıfat] Sapı olan
  2. [zarf] Saplanmış olarak
    • "Bıçak karpuza saplı duruyor."
  3. [isim] Büyük kepçe

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü