İçinde ret olan 7 harfli 39 kelime var. İçerisinde RET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ret olan kelimeler listesine ya da Sonu ret ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E R T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

RET, TER

2 Harfli Kelimeler

ER, ET, RE, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DİRETME

  1. [isim] Diretmek işi, inat

KÜRETAJ
...
SEFARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Elçilik, sefarethane
    • "Bu ismi bana İranlı bir sefaret kâtibi buldu." (Refik Halit Karay)

ÜRETMEK

  1. [nsz] Aynı türden canlıları çoğaltmak
    • "Tavuk üretmek."
  2. Ekonomik bir etkinlik sonucu ürün elde etmek
    • "Petrol üretmek. Çimento üretmek."
  3. Oluşturmak, yaratmak, meydana getirmek
    • "Şiir üretmek."

TİCARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ürün, mal vb. alım satımı
    • "Ne ziraat ne ticaret için kâfi nüfus kaldı." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Kazanç amacıyla yürütülen alım satım etkinliği
    • "Yolcuların çoğu çıkmış, artık ticareti dönüşe bıraktım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Bu etkinlikle ilgili bilim
  4. Alışveriş sonucu elde edilen, yararlanılan fiyat farkı, kâr

ZARURET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zorunluluk
    • "Kültür hâkim olduktan sonra, sanat ve hayat, mazi ve yeni zaruretler ne güzel uyuşuyor." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Gereklilik
  3. Sıkıntı, yoksulluk, fakirlik
    • "Kıyafetinden dışarılıklı ve zarurette olduğu anlaşılan bir kadın ... kahvelerden birine girdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KRETASE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle alt bölümü killi ve kumlu, üst bölümü tebeşir olan İkinci Çağın son dönemi

TÜRETME

  1. [isim] Ad ve fiillerin kök veya gövdelerine yapım eki getirilerek kelime kurma, iştikak: Göz-lük-çü, söyle-n-ti, sev-gi gibi
  2. Bilinen bazı şeylerden yararlanarak düşünce gücüyle yeni bir şey bulma, ihtira

TAHARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Temizlik, temiz olma
  2. Tuvalet ihtiyacınbı giderdikten sonra suyla temizlenme
  3. İslam dini inanışlarına uygun olarak yapılan temizlik

MERARET
...
BASİRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğru görüş, uzağı görüş, seziş, uyanıklık, anlayış, kavrayış, dikkat, sağgörü, önsezi
    • "Kanal'ı müdafaa edenler, yüz millik cephe üzerinde çok basiretle vazife görmeye mecbur idiler." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Bazen en mahir canilerin bile böyle mühim nisyanlarda bulunacak kadar basiretleri bağlanır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

TÜRETİŞ
...
HAKARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Onur kırma, onura dokunma
    • "Bana hakaret ettiği için davacıyım, efendim." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Hakkı da var, tecavüze uğramayan, hakaret görmeyen kalmıyor." (Aka Gündüz)
  2. Küçültücü söz veya davranış

ZİYARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
    • "Haftada iki gece ziyaretine giderdik." (Halit Fahri Ozansoy)
    • "Eli rehberli Amerikan turistleri gibi, geldikleri şehrin önce tarihî anıtlarını ziyaret ederler." (Haldun Taner)

NEZARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bakma, gözetme, gözetim
    • "Sevincimi belli etmemek için tekerleklerin çıkarılmasına hâlâ nezaret ediyorum." (Aka Gündüz)
  2. Gözaltı
  3. Nezarethane
    • "Zaptiye nezaretinde temiz bir dayaktan sonra hepimizi bir yere sürdüler." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Bakanlık
  5. Görü

ÜCRETLİ

  1. [isim] Ücretle çalıştırılan kimse
    • "Bu saydığım bayram günleri bizim gibi ücretlilerin aylığını artırır." (Burhan Felek)
  2. [sıfat] Ücret karşılığı yapılan

SERETAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yengeç

SADARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sadrazamlık

MAZERET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendini veya başka birini özürlü göstermek için ileri sürülen sebep, özür, bahane
    • "Kabahatime mazeret, haklı sebep aramıyorum." (Aka Gündüz)
    • "Kendini gösterdiğine pişman olmuş gibi görünüyor, bir mazeret bulmaya çalışıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bir şeyden kurtulmak veya kaçınmak için ileri sürülen gerekçe, bahane

ÖĞRETME

  1. [isim] Öğretmek işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü