İçinde ret olan 6 harfli 37 kelime var. İçerisinde RET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ret olan kelimeler listesine ya da Sonu ret ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E R T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

RET, TER

2 Harfli Kelimeler

ER, ET, RE, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İBARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Oluşan, meydana gelen
    • "Gene hep beraber, bir iki parçadan ibaret bulaşıklarını yıkamaya oturdular." (Necati Cumalı)
    • "Büyük önderin bize verdiği mükâfat bundan ibaret değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ÜRETME

  1. [isim] Üretmek işi veya durumu, çoğaltma

MÜFRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Teklik

GAYRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çalışma, çaba, çalışma isteği
    • "Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu." (Mahmut Yesari)
    • "Gayret dayıya düştü; bu işe sen el atmazsan olmayacak."
    • "Eh, dedi, elimizden geldiği kadar gayret ederiz." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Azar azar fakat ısrarlı bir gayret göstermeye başladı." (Peyami Safa)
  2. Koruma, esirgeme, kayırma duygusu
    • "Hemşehrilik gayreti."
  3. Kutsal sayılan şeylere yabancıların saldırmasını görmekten doğan dayanamama duygusu

ŞİRRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Geçimsiz, huysuz, kavga çıkarmaktan hoşlanan, edepsiz (kimse)
    • "Melek kadar masum / Yok canım şeytan kadar şirret." (Behçet Necatigil)

SURETA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Görünüşe göre, görünüşte
  2. Yalandan

SUBRET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Komedilerde hafifmeşrep genç kadın veya işveli hizmetçi rollerine çıkan kadın oyuncu

AHİRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dinî inanışa göre, insanın öldükten sonra dirilip sonsuza dek kalacağı ve Tanrı'ya hesap vereceği yer, öbür dünya, öteki dünya
    • "Artık sana dünyada rastlayamazsam yarın ahirette on parmağım yakanda olsun!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

MEFRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kocaman, iri, büyük, muazzam
    • "Cehennem, zincire vurulmuş mefret bir ejderhadır. Bırakınız beni, günahkârları yutayım diye nara atar durur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

HAYRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Beklenmedik, garip bir şeyin sebep olduğu şaşkınlık, şaşırma
    • "... hayret ve teessüründen masanın yanındaki sandalyeye yığılmıştı." (Ömer Seyfettin)
    • "Bunları oyuncak sanır ve niçin satmadığına hayret ederdi." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "... gerçek karşısında hayrete düşmekten kendimi alamıyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [ünlem] Şaşılan bir şey karşısında söylenen söz

ÖĞRETİ

  1. [isim] Bilimde bir düzenli görüşü oluşturan ilke ve dogmaların bütünü, meslek, doktrin
    • "Öğretisini başkalarına iletebilmekten umudunu kestiği anlar bile oluyordu." (Haldun Taner)
  2. Belli bir anlayışa, düşünceye dayalı olan ilke veya ilkeler dizisi, doktrin
    • "Bunlar Çinli düşünürün kitaplarını yaktıkları gibi öğretilerini izleyenleri de öldüreceklerdir." (Salâh Birsel)

ÜRETİŞ

  1. [isim] Üretme işi ve biçimi

İMARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İmarethane

ŞÖHRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Herkesçe bilinme, tanınma durumu, ün
    • "Kıran Bey, çetesinin şöhretini her tarafa yaydı." (Refik Halit Karay)
    • "Fakat Nedim'den hoşlanan kızlarla kadınların çoğu onu, yeni şöhret bulan bir sinema aktörüne benzetmektedir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Her mahallede hatta satıcılar arasında şöhret kazanmış olan güzel sesliler bulunurdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Burada jandarma teğmeni olsun da daha bir defa, Ankara'da şöhret salmış olan o gözleri görmesin." (Refik Halit Karay)
  2. Tanınmış, ünlü kimse
    • "Bu salonda hepsini ilk defa gördüğüm altı şöhret var." (Yusuf Ziya Ortaç)

ESARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kölelik, tutsaklık, esirlik
    • "Esaretimin geri kalan müddetini bu ümitle geçirmeye başladım." (Ahmet Mithat)
  2. Boyunduruk
  3. Hâkimiyet altında bulunma

ÜRETRA
...
OPERET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Eğlenceli, hafif konulu, içinde bestesiz konuşmalar bulunan sahne eseri
    • "Onun çalıp söylediği bir operet parçasını tekrarlıyordum." (Refik Halit Karay)
  2. Bu eseri oynayan oyunculardan oluşan kuruluş
    • "Bizim, operetlerimiz cinsinden bir sürü halk tiyatroları var." (Haldun Taner)

ÜRETİM

  1. [isim] Belirli faaliyet ve işlemler sonucu yeni bir mal veya hizmet meydana getirme, istihsal, tüketim karşıtı

EMARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Beylik

KESRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çok olma durumu, çokluk

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü