İçinde ret olan 6 harfli 37 kelime var. İçerisinde RET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ret olan kelimeler listesine ya da Sonu ret ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E R T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

RET, TER

2 Harfli Kelimeler

ER, ET, RE, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ŞÖHRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Herkesçe bilinme, tanınma durumu, ün
    • "Kıran Bey, çetesinin şöhretini her tarafa yaydı." (Refik Halit Karay)
    • "Fakat Nedim'den hoşlanan kızlarla kadınların çoğu onu, yeni şöhret bulan bir sinema aktörüne benzetmektedir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Her mahallede hatta satıcılar arasında şöhret kazanmış olan güzel sesliler bulunurdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Burada jandarma teğmeni olsun da daha bir defa, Ankara'da şöhret salmış olan o gözleri görmesin." (Refik Halit Karay)
  2. Tanınmış, ünlü kimse
    • "Bu salonda hepsini ilk defa gördüğüm altı şöhret var." (Yusuf Ziya Ortaç)

SURETA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Görünüşe göre, görünüşte
  2. Yalandan

MEFRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kocaman, iri, büyük, muazzam
    • "Cehennem, zincire vurulmuş mefret bir ejderhadır. Bırakınız beni, günahkârları yutayım diye nara atar durur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

GOFRET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Üzeri petek biçiminde, arasında krema bulunan, bisküviye benzer tatlı, hafif bir yiyecek

EMARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Beylik

EĞRETİ

  1. [sıfat] Belirli bir süre sonra kaldırılacak olan, geçici, muvakkat
    • "O gün için oraya eğreti olarak getirilmişe benziyordu." (Atilla İlhan)
  2. Takma
    • "Eğreti diş. Eğreti bacak."
  3. Belli belirsiz
  4. Uyumsuz, yakışmamış
  5. [zarf] İyi yerleşmemiş, yerini bulmamış bir biçimde
    • "Ayakları karada ama eğreti duruyorlar rıhtım taşları üzerinde." (Zeyyat Selimoğlu)
  6. [zarf] Üstünkörü, ciddiye almadan
    • "Her işi eğreti yapar oldun, her işi ucundan tutar oldun." (Samiha Ayverdi)

ÜRETME

  1. [isim] Üretmek işi veya durumu, çoğaltma

KESRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çok olma durumu, çokluk

AŞİRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dil ve kültür yönünden büyük bir türdeşlik gösteren, birçok boydan oluşan, yapısındaki aileler arasında toplum, ekonomi, din, kan veya evlilik bağları bulunan göçebe veya yerleşik nitelikteki topluluk, oymak
    • "Anası Türkmen soyundan bir dağ aşiretinden gelirdi." (Haldun Taner)

NEDRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nicelik bakımından alışılanın, umulanın veya gerekenin altında olma durumu, azlık, seyreklik

MÜFRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Teklik

ÜRETİŞ

  1. [isim] Üretme işi ve biçimi

KRETON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir tür keten, patiska veya basma

KRETEN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kretenizme tutulmuş kimse

GAYRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çalışma, çaba, çalışma isteği
    • "Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu." (Mahmut Yesari)
    • "Gayret dayıya düştü; bu işe sen el atmazsan olmayacak."
    • "Eh, dedi, elimizden geldiği kadar gayret ederiz." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Azar azar fakat ısrarlı bir gayret göstermeye başladı." (Peyami Safa)
  2. Koruma, esirgeme, kayırma duygusu
    • "Hemşehrilik gayreti."
  3. Kutsal sayılan şeylere yabancıların saldırmasını görmekten doğan dayanamama duygusu

SEYRET

  1. beklenmedik bir şey olacağını anlatan bir söz
    • "Kitapçı vitrinlerinde kendi eserlerini gördükçe durup hayran hayran seyrediyor." (Haldun Taner)
    • "Sen şimdi curcunayı seyret!"

OPERET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Eğlenceli, hafif konulu, içinde bestesiz konuşmalar bulunan sahne eseri
    • "Onun çalıp söylediği bir operet parçasını tekrarlıyordum." (Refik Halit Karay)
  2. Bu eseri oynayan oyunculardan oluşan kuruluş
    • "Bizim, operetlerimiz cinsinden bir sürü halk tiyatroları var." (Haldun Taner)

ŞİRRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Geçimsiz, huysuz, kavga çıkarmaktan hoşlanan, edepsiz (kimse)
    • "Melek kadar masum / Yok canım şeytan kadar şirret." (Behçet Necatigil)

KUDRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güç, erk, erke, iktidar
    • "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." (Atatürk)
  2. Yetenek
    • "Hep birden kollarını havaya kaldırarak dönmeye başlayışları bana insan kudretinin üstünde gibi geliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Maddi güç, zenginlik
  4. Tanrı yapısı
  5. Tanrı'nın ezelî gücü

İŞARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im
    • "Noktalama işaretleri."
    • "Annem eliyle, yüzüyle ne biçim işaret etti babama bilmiyorum ama hiç ses çıkarmadılar." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Başı ile evet işareti verdi." (Aka Gündüz)
    • "Bu baş sallayışını bir tasdik işareti sayıp konuşmaya devam etti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Belirti, gösterge, alamet
    • "Ben, yalnız bir noktaya işaret etmekle iktifa edeceğim." (Atatürk)
  3. El, yüz hareketleriyle gösterme
    • "Artık işaretleri bırakmış, konuşuyor, bir taraftan da saçlarını düzeltiyor." (Refik Halit Karay)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü