İçinde ras olan 7 harfli 20 kelime var. İçerisinde RAS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ras olan kelimeler listesine ya da Sonu ras ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AR, AS, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HORASAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kiremit ve tuğla tozlarının kireç ve su ile karıştırılmasından elde edilen bir çeşit harç
-
[isim]
Kiremit ve tuğla tozlarının kireç ve su ile karıştırılmasından elde edilen bir çeşit harç
- YARASIN
-
-
"afiyet olsun" anlamında kullanılan bir söz
- "Kuru lafın işe yarayacağına hiç aklı ermedi." (Ömer Seyfettin)
- "Ona iyilik yaramaz."
-
"afiyet olsun" anlamında kullanılan bir söz
- ŞIRASIZ
-
-
[sıfat]
Şırası olmayan
-
[sıfat]
Şırası olmayan
- FERASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlayış, seziş, sezgi
- "Diplomatça bir ferasetle söylemek istediğini anlayıveriyordum." (Aka Gündüz)
-
Zekâ
-
[isim]
Anlayış, seziş, sezgi
- RASPACI
-
-
[isim]
Raspa yapan kimse
-
[isim]
Raspa yapan kimse
- PARASAL
-
-
[sıfat]
Para ile ilgili, para bakımından, mali, nakdî, akçasal
- "Parasal kuvvete sahip kimselerin kitaplarıma gösterdikleri ilgi bana güç veriyor." (Cahit Uçuk)
-
[sıfat]
Para ile ilgili, para bakımından, mali, nakdî, akçasal
- MERASİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tören
- "Herkes Taksim'e merasime gitmiş, kalabalık orada birikmiştir, diye avundu." (Haldun Taner)
-
Resmî işlerde yol yöntem, yol yordam
-
[isim]
Tören
- MURASSA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Değerli taşlarla bezenmiş, cevahirle süslenmiş
- "Cemal Paşa'nın göğsünde murassa bir nişan takılıyordu." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Değerli taşlarla bezenmiş, cevahirle süslenmiş
- KARASAL
-
-
[sıfat]
Karayla, toprakla ilgili, berri
-
[sıfat]
Karayla, toprakla ilgili, berri
- SIRASIZ
-
-
[sıfat]
Sırada olmayan, sırası olmayan, düzensiz
-
Yere, zamana, konuya, yönteme uygun olmayan
- "O hep sırasız arzularla, varlıklar içinde, yoksulluklar çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Sırada olmayan, sırası olmayan, düzensiz
- PANKRAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Güreşle boksu birleştiren spor karşılaşması
-
[isim]
Güreşle boksu birleştiren spor karşılaşması
- İHTİRAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşırı, güçlü istek
- "Aldım Rakofça kırlarının hür havasını / Duydum akıncı cetlerimin ihtirasını." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Tutku
- "Gerçi eliyle yarattığı güzel bahçeyi hâlâ kıskanç bir ihtirasla seviyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Aşırı, güçlü istek
- VERASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalıtım
-
Mirasta hak sahibi olma
- "Hatta türedi ortaklar da çıkacak, veraset bile düzülecek, soy sop iddialarına girilecekti." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kalıtım
- RASATÇI
-
-
[isim]
Gözlemci
-
[isim]
Gözlemci
- DARASIZ
-
-
[sıfat]
Darası alınmamış
-
[zarf]
Darası alınmadan
-
[sıfat]
Darası alınmamış
- ÇIRASIZ
-
-
[sıfat]
Çırası olmayan
-
[sıfat]
Çırası olmayan
- AVRASYA
- ...
- BORASİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sert billur veya yumuşak beyaz kütle durumunda bulunan magnezyum boratı
-
[isim]
Sert billur veya yumuşak beyaz kütle durumunda bulunan magnezyum boratı
- MİRASÇI
-
-
[isim]
Kalıtçı
- "Aradım buldum tarlanın mirasçısını, adamı Ödemiş'ten aldım geldim." (Necati Cumalı)
-
Başkasının iyi veya kötü yönlerini aynı biçimde ortaya koyan
- "Anasının kıskançlığına mirasçı olan çelimsiz solgun çocuk da yaşamayacağa benziyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Kalıtçı
- PARASIZ
-
-
[sıfat]
Parası olmayan
-
Yoksul
- "Parasız günlerinde canı binbir çeşit şeyler isteyerek ruhu ... yoksulluğun acısını binbir kere duyardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Para verilmeden elde edilen, bedava
- "İlköğretim ... devlet okullarında parasızdır." (Anayasa)
-
[zarf]
Para verilmeksizin, bedavadan, bedava
-
[sıfat]
Parası olmayan