İçinde rama olan 7 harfli 20 kelime var. İçerisinde RAMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında rama olan kelimeler listesine ya da Sonu rama ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ARMA
3 Harfli Kelimeler
AMA, ARA, RAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AR, MA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UĞRAMAK
-
-
[-e]
Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak
- "Üç günde yalnız üç vapur iskeleye uğradı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir yerin yanından, yakınından, içinden geçmek
- "Ona kapıdan şöyle bir uğramak isterdim." (Haldun Taner)
-
Fırlayarak çıkmak, dışarı çıkmak
- "Zelzele çığlığıyla beraber hepsi evden dışarı uğradılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kötü duruma konu olmak
- "Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye uğramadıkça harp bir cinayettir." (Atatürk)
-
Yaklaşmak
- "Erkek misafir geldiği zaman Despina'dan başka kimse salona, kapının yanına uğramayacaktı." (Ömer Seyfettin)
-
Karşılaşmak, maruz kalmak
- "Millî Mücadele'nin başından o güne kadar Atatürk'ün en hafif bir sitemine uğramamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Cin, peri çarpmak
-
[-e]
Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak
- KARAMAN
-
-
[isim]
Orta Anadolu'da yetiştirilen, kuyruğu iri ve yağlı bir tür koyun
-
[isim]
Orta Anadolu'da yetiştirilen, kuyruğu iri ve yağlı bir tür koyun
- MAKRAMA
-
-
[isim]
Mahrama
-
[isim]
Mahrama
- ŞAKRAMA
-
-
[isim]
Şakramak işi veya durumu
-
[isim]
Şakramak işi veya durumu
- ABRAMAK
-
-
[-i]
Fırtınalı havalarda gemiyi ustalıkla yönetmek
-
Başarmak, bir işi becermek
-
[-i]
Fırtınalı havalarda gemiyi ustalıkla yönetmek
- FIKRAMA
-
-
[isim]
Fıkramak işi veya durumu
-
[isim]
Fıkramak işi veya durumu
- YARAMAZ
-
-
[sıfat]
Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan
-
Söz dinlemeyen, uslu durmayan, yasaklanan şeyleri yapmakta ayak direyen, haşarı (çocuk), uslu karşıtı
- "Annesine bakabilmek için akşama kadar elliye yakın yaramazın kahrını çekiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çapkın
-
[sıfat]
Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan
- TARAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek
- "Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu." (Yahya Kemal)
-
Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde aramak
- "Birdenbire uzun bir ışık, sol tarafımızdaki sırtları taradı." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir şeyin içindeki gereksiz maddeleri tarak, tırmık vb. ile ayıklamak, taraklamak
-
Taşın yüzünü dişli çelik kalemle işlemek
-
Makineli tüfek vb. ateşli silahlarla sürekli olarak bir yere ateş etmek
-
[-de]
Kafasından geçirmek, belli belirsiz düşünmek
- "Belleğimde taradığım yazarların yarısına yakını hastalıklı idiler." (Haldun Taner)
-
Derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçirmek veya gerekli kelime, cümle ve yazıları tespit etmek
- "Dergileri taramak."
-
Dikkatle bakmak, süzmek
-
Tarayıcı aracılığıyla kâğıt üzerindeki resim, yazı vb. simgeleri bilgisayar ortamına aktarmak
-
[-i]
Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek
- KIPRAMA
-
-
[isim]
Kıpırdama, kıpramak işi
-
[isim]
Kıpırdama, kıpramak işi
- YIPRAMA
-
-
[isim]
Yıpramak işi
-
[isim]
Yıpramak işi
- DOĞRAMA
-
-
[isim]
Doğramak işi
-
Bir yapının kapı, pencere, dolap, raf vb. ağaç, metal veya plastik bölmeleri
-
[isim]
Doğramak işi
- TORAMAN
-
-
[sıfat]
İri yapılı (genç)
-
[sıfat]
İri yapılı (genç)
- KIVRAMA
-
-
[isim]
Kıvramak işi veya durumu
-
[isim]
Kıvramak işi veya durumu
- KAVRAMA
-
-
[isim]
Kavramak işi, anlama, algılama
-
Ağaç kuşak
-
Otomobilde motor ile vites kutusunu birbirine bağlayıp ayırma, motordan gelen hareketi sarsıntısız olarak öteki aktarma ögelerine iletme
-
Küçük orak
-
[isim]
Kavramak işi, anlama, algılama
- YARAMAK
-
-
[-e]
Bir şey yararlı olmak, yarar sağlamak
- "Kuru lafın işe yarayacağına hiç aklı ermedi." (Ömer Seyfettin)
- "Ona iyilik yaramaz."
-
Bir iş için uygun olmak, kullanılır olmak
-
[-e]
Bir şey yararlı olmak, yarar sağlamak
- RAMAZAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ay takviminin dokuzuncu ayı, üç ayların sonuncusu, oruç tutulan ay
- "Mübarek ramazanın ... o misilli güzelliğini nasıl anlatabilirdim." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Ay takviminin dokuzuncu ayı, üç ayların sonuncusu, oruç tutulan ay
- SIÇRAMA
-
-
[isim]
Sıçramak işi
-
Ayaklarla, birdenbire yeri teperek kısa süre havaya yükselme
-
[isim]
Sıçramak işi
- MAHRAMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bazı bölgelerde kadınların sokağa çıkarken manto üstüne örtündükleri işlemeli geniş örtü, makrama
-
[isim]
Bazı bölgelerde kadınların sokağa çıkarken manto üstüne örtündükleri işlemeli geniş örtü, makrama
- KARAMAK
-
-
[-i]
Hor görmek
- "Merhametin çoktur beni karama / Beni görüp mah yüzünü bürüme." (Karacaoğlan)
-
Karalamak, kara çalmak, lekelemek
-
Kötülemek, yermek
-
[-i]
Hor görmek
- OKRAMAK
-
-
[nsz]
Acıkmış, susamış olan at yiyecek veya su gördüğü zaman kişnemek
-
[nsz]
Acıkmış, susamış olan at yiyecek veya su gördüğü zaman kişnemek