İçinde azık olan 21 kelime var. İçerisinde AZIK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında azık olan kelimeler listesine ya da Sonu azık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KAZIKLANMAK, YAZIKLANMAK
AZIKSIZLIK, DEMİRKAZIK, KAZIKÇILIK, KAZIKLAMAK, KAZIKLANMA, KAZIKLAYIŞ, YAZIKLANMA
KAZIKAZAN, KAZIKLAMA
YAZIKSIZ
AZIKLIK, AZIKSIZ, KAZIKÇI, KAZIKLI
AZIKLI
HAZIK, KAZIK, YAZIK
AZIK
A I K Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
AZIK, KAZI
3 Harfli Kelimeler
AKI, AZI, KAZ, KIZ
2 Harfli Kelimeler
AK, AZ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAZIKLANMAK
-
-
[nsz]
Bir malı değerinden çok pahalıya almak, alışverişte aldatılmak
-
Kazığa oturtulmak
-
[nsz]
Bir malı değerinden çok pahalıya almak, alışverişte aldatılmak
- YAZIKLANMAK
-
-
[-e]
Üzülmek, acınmak, esef etmek, teessüf etmek
-
[-e]
Üzülmek, acınmak, esef etmek, teessüf etmek
- KAZIKLAMAK
-
-
[-i]
Bir tarla veya arsanın sınırını belirtmek için kazık çakmak
-
Bir malı, bir kimseye değerinden çok pahalıya satmak, alışverişte aldatmak
-
Kazık cezasına çarptırmak
-
[-i]
Bir tarla veya arsanın sınırını belirtmek için kazık çakmak
- AZIKSIZLIK
-
-
[isim]
Azıksız olma durumu
-
[isim]
Azıksız olma durumu
- YAZIKLANMA
-
-
[isim]
Yazıklanmak işi, esef, teessüf
- "Yine de içimde önlenemez bir yazıklanma var." (Adalet Ağaoğlu)
-
[isim]
Yazıklanmak işi, esef, teessüf
- KAZIKLAYIŞ
-
-
[isim]
Kazıklama işi veya biçimi
-
[isim]
Kazıklama işi veya biçimi
- DEMİRKAZIK
- ...
- KAZIKLANMA
-
-
[isim]
Kazıklanmak işi
-
[isim]
Kazıklanmak işi
- KAZIKÇILIK
-
-
[isim]
Kazıkçı olma durumu
-
[isim]
Kazıkçı olma durumu
- KAZIKLAMA
-
-
[isim]
Kazıklamak işi
-
[isim]
Kazıklamak işi
- KAZIKAZAN
-
-
[isim]
Kart kazındığında aynı tutardan üçünü bir arada bulma esasına dayalı bir tür talih oyunu
-
Kart kazındığında üzerinde yazılı olan ödülü kazanmaya dayalı bir tür talih oyunu
-
[isim]
Kart kazındığında aynı tutardan üçünü bir arada bulma esasına dayalı bir tür talih oyunu
- YAZIKSIZ
-
-
[sıfat]
Günahsız
-
[sıfat]
Günahsız
- AZIKSIZ
-
-
[sıfat]
Azığı olmayan
-
[sıfat]
Azığı olmayan
- KAZIKLI
-
-
[sıfat]
Kazığı olan, kazıkla desteklenmiş olan
-
[sıfat]
Kazığı olan, kazıkla desteklenmiş olan
- AZIKLIK
-
-
[isim]
Azık olarak ayrılan veya hazırlanan yiyecekler
-
Azık koymaya yarayan kap veya torba
-
Hemen yemek üzere, harman zamanından önce biçilip savrulan ekin
-
[isim]
Azık olarak ayrılan veya hazırlanan yiyecekler
- KAZIKÇI
-
-
[isim]
Alışverişte aldatan, pahalı mal satan kimse
-
[isim]
Alışverişte aldatan, pahalı mal satan kimse
- AZIKLI
-
-
[sıfat]
Azığı olan
-
Yoksulları doyuran
-
[sıfat]
Azığı olan
- KAZIK
-
-
[isim]
Toprağa çakılmak için hazırlanmış, ucu sivri demir veya ağaç
- "Çadır kazığı."
- "Hayvanı kazığa bağlamak."
- "Bütün ilişkileri birilerine kazık atmak üzerine kurulu." (Ahmet Ümit)
- "Dünyaya kim kazık dikecek?" (Ömer Seyfettin)
-
Direk, sopa
-
Yapıların temelinde kullanılan, toprağa çakılan veya toprak içine giren tahta, maden veya betonarmeden silindir, prizma vb. biçimindeki uzun parça
-
[sıfat]
Çok zor (soru, sınav vb.)
-
Alışverişte aldatma, aldatılma
-
Genellikle yağlı güreşte, güreşçinin, elini hasmının kispeti içine sokarak yaptığı oyun
-
İnsanı üzerine oturtarak öldürdükleri, yere dik çakılmış sivri uçlu odun veya şiş
-
Kazığa oturtarak uygulanan öldürme cezası
-
[isim]
Toprağa çakılmak için hazırlanmış, ucu sivri demir veya ağaç
- YAZIK
-
-
[isim]
Herkesi üzebilecek şey, günah
- "Kumaşa yazık etti. Çocuğa yazık ettiniz. Masrafa yazık oldu. Adama yazık oldu."
- "Yazıklar olsun, seni sevmesini bilmeyenlere; ey gamlı ülke!.." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[ünlem]
Acınma, üzüntü anlatan bir söz
- "Yazık! Bu iş böyle mi olacaktı?"
-
[ünlem]
Kınama anlatan bir söz
- "Yazık sana! Böyle mi yapacaktın?"
-
[isim]
Herkesi üzebilecek şey, günah
- HAZIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Usta, uz (hekim)
- "Şimdi eskisi gibi mi, İstanbul'da hazık hekimden geçilmiyor." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Usta, uz (hekim)