İçinde r olan 6 harfli 2155 kelime var. İçerisinde R harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında r harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu r harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AMASRA
- ...
- ARICAK
- ...
- AYIRAÇ
-
-
[isim]
Maddeleri kimyasal birleşime veya ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan bileşikler, belirteç, miyar, reaktif
-
[isim]
Maddeleri kimyasal birleşime veya ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan bileşikler, belirteç, miyar, reaktif
- BORDÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar
-
Genellikle giyim kuşam malzemesindeki kenar süsü
-
Cilt kapağındaki kalın çizgiler
-
Banyo, tuvalet, mutfak vb. ıslak zeminlerde duvar döşemeleri arasına konan motifli bir tür fayans
-
[isim]
Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar
- CAZGIR
-
-
[isim]
Güreşecek olan pehlivanları yüksek sesle izleyicilere tanıtan ve dua okuyarak onları alana süren kimse
-
Fitneci
-
[isim]
Güreşecek olan pehlivanları yüksek sesle izleyicilere tanıtan ve dua okuyarak onları alana süren kimse
- DAZKIR
-
-
[isim]
Ot bitmeyen, tuzlu, kıraç, kurak, yarı bozkır, yarı çöl özelliği gösteren yer
-
[isim]
Ot bitmeyen, tuzlu, kıraç, kurak, yarı bozkır, yarı çöl özelliği gösteren yer
- KÜRTAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Vücutta boşluklar içinde bulunan yabancı cisimleri, hasta veya zararlı sayılan dokuları kazıyarak alma, kazıma
-
Döl yatağının içini kazıyıp cenini alma işi
-
[isim]
Vücutta boşluklar içinde bulunan yabancı cisimleri, hasta veya zararlı sayılan dokuları kazıyarak alma, kazıma
- MEŞREP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaradılış, huy, karakter, mizaç
- "Bunların arasında bilhassa Vehbi Dede isminde Mevlevi bir musikişinas tanıdı ve meşrebine uygun buldu." (Halide Edip Adıvar)
-
Davranış biçimi
- "Kişilik genel çizgisi meşrep olarak bilinir." (Nurullah ataç)
-
[isim]
Yaradılış, huy, karakter, mizaç
- PANTER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pars
- "Adamın son panterini ben vurdum, neslini ben tükettim." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Pars
- RASYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir hayvanın 24 saatlik bir periyot için besin maddeleri ve enerji gereksinimini sağlayan toplam yem miktarı
-
[isim]
Bir hayvanın 24 saatlik bir periyot için besin maddeleri ve enerji gereksinimini sağlayan toplam yem miktarı
- SİNYOR
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İtalya'da "bay" anlamında kullanılan bir unvan
-
[isim]
İtalya'da "bay" anlamında kullanılan bir unvan
- ZELBER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Büyük yük üzerine konulan küçük yük
-
[isim]
Büyük yük üzerine konulan küçük yük
- DÖRDÜN
-
-
[isim]
Ay vb. gök cisimlerine ait daire biçimindeki görünümlerinin yarısının aydınlık olduğu evre, yarım ay, terbi
-
[isim]
Ay vb. gök cisimlerine ait daire biçimindeki görünümlerinin yarısının aydınlık olduğu evre, yarım ay, terbi
- FIRSAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile
- "İnsan, dedim, kendine bir ad takmak fırsatını bin yılda bir ele geçiremez." (Memduh Şevket Esendal)
- "Fırsat bu fırsat deyip gelip görüyorlar, yiyip içiyorlar." (Burhan Felek)
- "Bir başka tanıdık kayığa daha rast gelerek ... görüşmeye fırsat buluyorlardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Evet mademki fırsat düşmüştü. Cesaretini göstermek lazımdı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile
- KOKART
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen işaret
-
Belli bir topluluğa özgü olan işaret
-
[isim]
Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen işaret
- KUVARS
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Billurlaşmış silisin doğada çok yaygın bir türü
-
[isim]
Billurlaşmış silisin doğada çok yaygın bir türü
- NARMAN
- ...
- PARİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki ülke parasının karşılıklı değeri
-
[isim]
İki ülke parasının karşılıklı değeri
- REÇETE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Üzerinde doktorun hastası için gerekli gördüğü ilaçlarla, bunların kullanılış biçimleri yazılı olan kâğıt
- "Tramvay caddesine çıktı, bir eczaneye girdi, reçete yaptırdı." (Tarık Buğra)
-
Yol, yöntem, çare
- "Reçete gibi kati ve veciz bir beyit ki dört kelime ile bu derdin devasını söylüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yemek veya halk tedavisinde kullanılan ilaç tarifesi
- "Hele bir portakal şurubu reçetesini tarif etti..." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Üzerinde doktorun hastası için gerekli gördüğü ilaçlarla, bunların kullanılış biçimleri yazılı olan kâğıt
- RESMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Devlet adına, devletçe, resmî olarak
-
Kanuna, yönteme uygun olarak, yöntemince
-
Kesinlikle, açıkça, kesin olarak
- "Kızların ikisi japone kollu, üçüncüsü resmen kombinezonlu idi." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Devlet adına, devletçe, resmî olarak