İçinde r olan 5 harfli 1595 kelime var. İçerisinde R harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında r harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu r harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AKTÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Erkek oyuncu
    • "Bir tiyatro kumpanyasında aktör oldum." (Halide Edip Adıvar)
  2. Olduğundan başka türlü görünen kimse

AMPER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elektrik akımında şiddet birimi

BORAN

  1. [isim] Rüzgâr, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı
    • "Yazın sık sık boran olur."

DUVAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem
  2. Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel
    • "Karabaş, bostan duvarının gölgesinde öğle uykusuna serilir." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Sonuç alınamayan yer
  4. Engel
    • "İki arkadaşın arasında aşılmaz bir duvar vardı."
  5. Voleybolda ağ üzerinde karşı takım oyuncusunun vuruşuna karşı koyma

FECİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tan vakti
    • "Baktık geceden fecre kadar ellerde / Yıldızlara yükselen kadehler gördük." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Tan kızıllığı
    • "Bu fecir dediğimiz aydınlanmanın başını belli etmek için ak iplikten kara ipliği seçmek kıstas sayılmıştır." (Burhan Felek)

HURMA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Hurma ağacı
  2. Bu ağacın tatlı meyvesi

KAYAR

  1. [isim] Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi
  2. Pay
    • "Bir temiz ağzının kayarını verdim."

SAFRA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Balonlarda bulunan pilotların, yükselmek veya inişi yavaşlatmak istediklerinde attıkları ağırlık
  2. Gemileri ve her boyda deniz aracını dengede tutmak, istenilen su düzeyine kadar batırabilmek için dip bölümlerine konulan ağırlık, balast
  3. Bazı balık ağlarının alt tarafına takılan, ağın su içinde kalmasını sağlayan ağırlık, balast

ŞERİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kutsal, şerefli
  2. Soylu, temiz

SEYİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş
    • "Hastalığın seyri."
    • "Sanki Rumeli baştan başa bir arena idi ve Avrupa siyaset adamları da birer Roma imparatoru gibi mermerden localarına kurulmuşlar, oradaki olumlu güreşleri seyre dalmışlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Kara taşıtlarının belli bir güzergâhta ilerlemesi
  3. Özellikle gemilerin belli bir rotayı takip ederek yolculuk etmesi
  4. Bir yerden başka bir yere gitmek için yola çıkma
  5. Eğlenmek için bakma, hoşlanarak bakma, temaşa
    • "Tevfik, orta oyununa çıkınca seyrine en sık gidenlerden birisi Selim Paşa'nın karısı oldu." (Halide Edip Adıvar)
  6. Bakıp eğlenecek şey, eğlendirici durum
    • "Bundan âlâ seyri nerde bulacak garipler?" (Tarık Buğra)

TURNA

  1. [isim] Turnagillerden, Avrupa ve Kuzey Afrika'da toplu olarak yaşayan, göçebe, iri bir kuş (Grus grus)
    • "Ne talih varmış bunakta. Turnayı gözünden vurdu, dedi." (Reşat Nuri Güntekin)

YAZAR

  1. [isim] Yazma özelliği olan şey
  2. Bilim, edebiyat, sanat alanında kitap yazan kimse, müellif
  3. Özellikle gazete ve dergilerde herhangi bir konuda yazı yazan kimse, muharrir

ZORGU

  1. [isim] Kişinin eğilimi ve isteğine uymayan iş ve davranışlara zorlanması veya bu özellikteki davranışları göstermesi

HASIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saz, kabuk, yaprak vb. bir bitki maddesiyle örülmüş taban veya tavan örtüsü
  2. [sıfat] Tamamı veya bir bölümü böyle bir örgüden yapılmış olan
    • "Kuş tüyü yastıklı hasır sandalyelere oturdular." (Refik Halit Karay)

KİRİL
...
PERDE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü
    • "Perdeleri nasıl kendi eliyle pencerelere taktığını ... düşündü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Tiyatro topluluğu 'Kaos' adlı oyunla perdelerini ilk kez açmıştı." (Ahmet Cemal)
  2. Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan saydam olmayan yüzey
    • "Sinema perdesi. Karagöz perdesi."
  3. İki yeri birbirinden ayıran bölme
    • "Duvarın önüne çekilen tahta perdeye yapıştırılmış ilanlara bakıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Seste pes perde
    • "Sonra da ince ve çok acıklı bir perdeden şarkı söylemeye başladı." (Ahmet Mithat)
  5. Doğruyu görmeye engel olan şey
    • "Bu sözü duyunca gözlerimdeki perde kalkıverdi."
  6. Kaz, ördek, martı gibi hayvanların parmaklarını birbirine bitiştiren zar
  7. Bir müzik parçasını oluşturan seslerden her birinin kalınlık veya incelik derecesi
  8. Bu ses derecelerini sağlamak için çalgılarda bulunup parmaklarla basılan yer
  9. Katarakt
    • "Gözlerine perde inmiş."
  10. Bir sahne eserinin büyük bölümlerinin her biri
    • "Oyunun üç perdesi de böyle alkışlar içinde geçti." (Memduh Şevket Esendal)

PERVA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Çekinme, sakınma, korku
    • "Islanmışın yağmurdan pervası mı olur?" (Rıfat Ilgaz)

VERİM

  1. [isim] Çalıştırılan, işletilen, bakılan bir şeyin verdiği sonuç veya bu sonucun niceliği, mahsul, randıman
    • "İşçilerin verimi. Makinenin verimi. Ağacın verimi."
    • "Siyasi amaçlı ... işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz" (Anayasa)
  2. Ortaya çıkan, istenilen, beklenilen sonuç, semere
    • "Yeni çıkan kitaplar, özellikle yerli yazarların verimleri öne geçiyor hep." (Selim İleri)

BEŞER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsanoğlu, insan

CEZİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kök
  2. Alçalma, medar karşıtı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü