İçinde posta olan 18 kelime var. İçerisinde POSTA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında posta olan kelimeler listesine ya da Sonu posta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KARTPOSTALCILIK, POSTALAYABİLMEK
POSTALAYABİLME
KARTPOSTALCI
POSTALANMAK, POSTALATMAK
KARTPOSTAL, POSTACILIK, POSTALAMAK, POSTALANIŞ, POSTALANMA, POSTALATMA
POSTALAMA
HİPOSTAZ
POSTACI, POSTANE
POSTAL
POSTA
A O P S T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
PATSO, POSTA, POTAS
4 Harfli Kelimeler
PASO, POSA, POST, POTA, SOPA, SOTA, SPOT, STOP
3 Harfli Kelimeler
AST, PAS, PAT, POS, POT, SAP, TAS, TOP, TOS
2 Harfli Kelimeler
AS, AT, OT, PA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KARTPOSTALCILIK
-
-
[isim]
Kartpostalcı olma durumu
-
[isim]
Kartpostalcı olma durumu
- POSTALAYABİLMEK
- ...
- POSTALAYABİLME
- ...
- KARTPOSTALCI
-
-
[isim]
Kartpostal basan veya satan kimse
- "Gündüzün kartpostalcınız işportasını serdiği kaldırımda duruyordu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kartpostal basan veya satan kimse
- POSTALATMAK
- ...
- POSTALANMAK
-
-
[nsz]
Postalama işi yapılmak
-
[nsz]
Postalama işi yapılmak
- POSTACILIK
-
-
[isim]
Posta işletme işi
-
Postacının görevi
-
[isim]
Posta işletme işi
- POSTALANMA
-
-
[isim]
Postalanmak işi
-
[isim]
Postalanmak işi
- POSTALANIŞ
- ...
- POSTALATMA
- ...
- KARTPOSTAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle dikdörtgen biçiminde ince kartondan yapılmış, bir yüzü resimli, zarflı veya zarfsız gönderilen posta kartı, kart
- "Mektubu geçtim, bir kartpostal olsun yazamıyor mu?" (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Genellikle dikdörtgen biçiminde ince kartondan yapılmış, bir yüzü resimli, zarflı veya zarfsız gönderilen posta kartı, kart
- POSTALAMAK
-
-
[-i]
Postaya vermek
-
Herhangi bir sebeple birini yanından uzaklaştırmak
-
[-i]
Postaya vermek
- POSTALAMA
-
-
[isim]
Postalamak işi
-
[isim]
Postalamak işi
- HİPOSTAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı felsefe ve din kuramlarının dayandığı temellerden her biri, uknum
- "Hristiyanlık inanışına göre Tanrı kavramında üç hipostaz vardır: Baba, oğul ve kutsal ruh."
-
[isim]
Bazı felsefe ve din kuramlarının dayandığı temellerden her biri, uknum
- POSTACI
-
-
[isim]
Mektup, gazete, havale, paket vb.ni gönderilen yere ulaştıran posta idaresi görevlisi
- "Parlak yıllarında, postacı, her gün kadınlardan bir çanta dolusu mektup taşırdı ona." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Mektup, gazete, havale, paket vb.ni gönderilen yere ulaştıran posta idaresi görevlisi
- POSTANE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Posta ile gönderilen maddelerin kabul edildiği, postaya verilmiş maddelerin ayrım ve dağıtımının yapıldığı bina
-
[isim]
Posta ile gönderilen maddelerin kabul edildiği, postaya verilmiş maddelerin ayrım ve dağıtımının yapıldığı bina
- POSTAL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle askerlerin giydiği konçlu ve kaba potin
- "Ayaklarındaki postalların yarısı yok bir hâlde mart havasının sert soğuğunda âciz ve sefil titriyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Düşkün kadın
-
[isim]
Genellikle askerlerin giydiği konçlu ve kaba potin
- POSTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir yere gelen veya bir yerden gönderilen mektup ve emanetlerin tümü
- "Eşyalarımı ilk posta ile bir denk yapıp İstanbul'a gönderdim." (Ömer Seyfettin)
- "Daha dün Kel Mahmut'u yıkayıp yağlayan yavşak bugün kalkmış ona posta koyuyor." (Rıfat Ilgaz)
- "Araba şehre günde üç posta yapar."
- "Evet. Dilekçeyi de şimdi verdim postaya." (Tarık Buğra)
-
Genellikle bu emanetleri götüren taşıt
- "Ben postayı kestim, artık toplantılara gitmeyeceğim."
-
Bu emanetleri toplayan ve dağıtan kuruluş ve bu kuruluşun bulunduğu yer
- "Yazısı silinmiş, kâğıdı sarı / Mektubunu geri getirdi / Dünya postaları." (Arif Nihat Asya)
-
Takım, kol
- "Sağa sola postalar çıkarıldı. İşçi postaları nöbetleşe çalışırlar."
-
Kez, defa, sefer
- "Bu araba bütün eşyayı dört postada taşır."
-
Yirmi dört saatlik çalışma gününün, çalışma bölümlerinden her biri, vardiya
-
Bir sanayi veya ticaret işletmesinde aynı süre içinde çalışanların tümü
-
Hizmet nöbetinde bulunan er
- "Posta, şu zarfı komutana götür."
-
Tatar
-
Vapur, tren, uçak vb. taşıtlarla yapılan yolculuk
- "Karadeniz postası. Avrupa postası."
-
[isim]
Bir yere gelen veya bir yerden gönderilen mektup ve emanetlerin tümü