İçinde pma olan 31 kelime var. İçerisinde PMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında pma olan kelimeler listesine ya da Sonu pma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ÇIRPMACILIK, YAPMACIKLIK, YAPMACIKSIZ
DEVELOPMAN, YAPMACIKLI
ÇARPMASIZ
ÇARPMALI, ÇIRPMACI, YAPMACIK
ÇARPMAK, ÇIRPMAK, EKİPMAN, KAPMACA, KIRPMAK
ÇAPMAK, ÇARPMA, ÇIRPMA, KAPMAK, KIPMAK, KIRPMA, KOPMAK, SAPMAK, TAPMAK, YAPMAK
ÇAPMA, KAPMA, KIPMA, KOPMA, SAPMA, TAPMA, YAPMA
A M P Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, MA, PA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇIRPMACILIK
-
-
[isim]
Çırpmacının işi veya mesleği
-
[isim]
Çırpmacının işi veya mesleği
- YAPMACIKSIZ
-
-
[sıfat]
İçten, içten geldiği gibi, samimi
- "Ayrılırken yapmacıksız bir saygıyla geçmiş olsun dileklerini yinelemeyi unutmuyor." (Ahmet Ümit)
-
[sıfat]
İçten, içten geldiği gibi, samimi
- YAPMACIKLIK
- ...
- DEVELOPMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fotoğrafçılıkta kullanılan, kimyevi bir tür banyo maddesi
-
[isim]
Fotoğrafçılıkta kullanılan, kimyevi bir tür banyo maddesi
- YAPMACIKLI
-
-
[sıfat]
İçtenliği olmayan, içten olmayan
- "Öyle ince yapmacıklı aktris tavırlı, sahte bir kız değildi." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
İçtenliği olmayan, içten olmayan
- ÇARPMASIZ
-
-
[sıfat]
Çarpma yapılamayan
-
[sıfat]
Çarpma yapılamayan
- ÇIRPMACI
-
-
[isim]
Çırpma işini yapan kimse
-
[isim]
Çırpma işini yapan kimse
- YAPMACIK
-
-
[sıfat]
İçten olmayan (tavır, davranış, duygu), yapma, yapay, düzme, sahte, suni, zahirî
- "Köylülerden kapma biraz yapmacık bir safiyetle konuşuyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
İçten olmayan (tavır, davranış, duygu), yapma, yapay, düzme, sahte, suni, zahirî
- ÇARPMALI
-
-
[sıfat]
Çarpma yapılabilen
-
[sıfat]
Çarpma yapılabilen
- ÇIRPMAK
-
-
[-i]
Halı, kilim vb. şeyleri hızla ve kesik kesik silkelemek
-
[nsz]
Kanatları hızla ve kesik kesik hareket ettirmek
- "Kanat çırparken birden durulur, suya konarlar." (Haldun Taner)
-
İki şeyi birbirine çarpmak
- "Ali Bey ellerini çırptı: -Elif Hanım, hepimize kahve, diye seslendi." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir şeyin ucundan bir parça kesmek
- "Ağacın dallarını çırpmak."
-
Sulu yiyecekleri hızla ve sürekli olarak çatal, kaşık vb. ile karıştırmak
-
Çalmak, hırsızlık etmek
-
Güreşte rakibinin kollarını beli hizasında sımsıkı kavrayarak minderde kendi üzerinden sağa ve sola sırtüstü savurmak
-
[-i]
Halı, kilim vb. şeyleri hızla ve kesik kesik silkelemek
- KAPMACA
-
-
[sıfat]
Kapma
-
[sıfat]
Kapma
- ÇARPMAK
-
-
Hızla değmek, vurmak
- "Ahmet şaşkınlığından bir kestane yığınına çarptı, canı acıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Etkisiyle birdenbire hasta etmek
- "Güneş çarpmak. Kömür çarpmak."
-
[-i]
Varlığına inanılan bir gücün öfkesine uğramak
- "Yeşildirek'te yatan evliya hepinizi çarpar." (Kemal Tahir)
-
[-i]
El çabukluğu ile çalmak, dolandırarak elde etmek
- "Köprüden denizi seyredenlerin cüzdanını hep çarparlar." (Burhan Felek)
-
[-i]
Kurnazlıkla, zorla ele geçirmek
- "İhtiyarın üç aylıkları aldığı günler çıkagelir, allem edip kallem edip zavallının yarı maaşını çarpar kaçar." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Kalp, hızlı hızlı vurmak
-
[-i]
Biri çarpılan, öbürü çarpan denilen iki sayı verildiğinde çarpanı çarpılandaki birim kadar çoğaltarak çarpım adı verilen bir üçüncü sayıyı elde etmek, darp etmek
-
[-i]
Çekiciliğiyle etkilemek, şaşırtmak
- "Güzel halk türkülerinde beni çarpan şey bunların hepsinin arkasında bir vaka, bir macera, nihayet bir insan bulunmasıdır." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Hızla değmek, vurmak
- KIRPMAK
-
-
[-i]
Parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak
-
Göz kapaklarını açıp kapamak, kıpmak
- "Az lakırtı söyler, sık ve siyah kaşlarının altında asla kırpmadığı iri, parlak, sabit ve siyah gözlerini hep önüne dikerdi." (Ömer Seyfettin)
-
[-den]
Kesinti yapmak, tutumlu davranmak
- "Her hafta bu dergileri alabilmek için küçücük gündeliğimden bir parçasını, öğle yemeklerinden kırparak biriktiririm." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-i]
Parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak
- EKİPMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Takım
-
[isim]
Takım
- ÇAPMAK
-
-
[-i]
Koşturmak
- "Atını çaparak gitti."
-
[nsz]
Akın etmek, koşmak
- "Yağı basar, uğru çapar, tek başıma barınamam, ölürüm." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Koşturmak
- ÇIRPMA
-
-
[isim]
Çırpmak işi
-
Kumaşın kenarını kıvırıp dikmek için iğne, kenara göre çapraz tutularak ve çift kattan batırılıp tek kattan çıkarılarak yapılan dikiş biçimi
-
[isim]
Çırpmak işi
- KOPMAK
-
-
[nsz]
Herhangi bir yerinden ikiye ayrılmak
- "Tel koptu. İp koptu."
-
Yerinden ayrılmak
- "Cezvenin sapı kopmuş. Düğme koptu."
-
Gövdeden ayrılmak
- "Ağacın dalları fırtınada koptu. Savaşta bacağı kopmuş."
-
Birdenbire gürültülü veya tehlikeli olaylar birdenbire başlamak veya ortaya çıkmak
- "İçerde feryatlar koptu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bütün ilişkileri kesilip büsbütün ayrılmak veya uzaklaşmak
- "Daha on altısında bile değilken en yakın insanından, annesinden koparak çıkıp gitmişti evden." (Ahmet Ümit)
-
Kurtulmak
-
Çok ağrımak
- "Belim kopuyor."
-
Koşmak, hızla gitmek
-
[nsz]
Herhangi bir yerinden ikiye ayrılmak
- ÇARPMA
-
-
[isim]
Çarpmak işi
- "Ayşe'nin yüreği daha hızlı çarpmaya başladı." (Ömer Seyfettin)
-
Kuyu çengeli biçiminde beş kollu büyük olta iğnesi
-
Dört işlemden biri, çarpmak işlemi, darp
-
Alaturka müzikte temel notaların arasına sıkıştırılmış ve usulü bozmayan, tek perdelik küçük fazlalık
-
[isim]
Çarpmak işi
- KAPMAK
-
-
[-i]
Birdenbire yakalayarak, çekerek almak
- "Bir hamlede atıldım. Evvela tabibin elinden defteri kaparak fırlattım." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Isırıp parçalamak
-
Koparmak, kıstırmak
- "Makine parmağını kapmış."
-
İşitir işitmez veya görür görmez bellemek ve öğrenmek
- "Bir müzik parçasını kapmak."
-
Yer ayırmak, yer tutmak
-
[nsz]
Bulaşmış olmak, geçmek
- "Hastalık kapmak. Huy kapmak."
-
[-i]
Birdenbire yakalayarak, çekerek almak
- KIPMAK
-
-
[-i]
Göz kapaklarını çabucak açıp kapamak, kırpmak
-
[-i]
Göz kapaklarını çabucak açıp kapamak, kırpmak