İçinde pe olan 7 harfli 85 kelime var. İçerisinde PE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında pe olan kelimeler listesine ya da Sonu pe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PEELİNG
- ...
- PERDECİ
-
-
[isim]
Perde satan veya diken kimse
-
Sahne perdelerini açıp kapamakla görevli kimse
- "Perdeci, çapaklı gözlerini kirli yumruklarıyla ovuşturarak cevap verdi." (Peyami Safa)
-
Osmanlılarda yüksek makamlı kimselerin kapılarında bekleyen ve girmeye izni olanları içeri alan görevli, perdedar
-
[isim]
Perde satan veya diken kimse
- PEYKLİK
-
-
[isim]
Peyk olma durumu, uyduluk
-
[isim]
Peyk olma durumu, uyduluk
- PENUVAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tür sabahlık
-
[isim]
Bir tür sabahlık
- PERİŞAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dağınık, düzensiz, karmakarışık
- "Ne kadar toplasan perişandır / Toplanır saçlarım dağılmak için." (Cenap Şehabettin)
- "Bir sürü laf edildikten sonra facia başlayacak, tabii aile perişan olacak." (Halide Edip Adıvar)
-
Acınacak durumda olan, zavallı
- "Omuzlarındaki çamurlu tüfeklerin altında iki büklüm olmuş, yorgun ve perişan ağır ağır yürüyorlardı." (Ömer Seyfettin)
- "Sonra, fena ruhlu güzel yüzün de insanı perişan eden sihrini de inkâr etmeyeceğim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Vallahi meydan dayağı yesem bu kadar perişan olmazdım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Dağınık, düzensiz, karmakarışık
- KÖPEKLİ
-
-
[sıfat]
Köpeği olan
-
[sıfat]
Köpeği olan
- KÜPELİK
-
-
[isim]
Dalyan direklerini dikerken alt ucun batmasını sağlamak için bağlanan taş veya zincir
-
[isim]
Dalyan direklerini dikerken alt ucun batmasını sağlamak için bağlanan taş veya zincir
- TEPESİZ
-
-
[sıfat]
Tepesi olmayan
-
[sıfat]
Tepesi olmayan
- DÜPEDÜZ
-
-
[zarf]
Çok düz ve doğru bir biçimde, dümdüz olarak
-
Yalın, basit, süssüz, sade bir biçimde
- "Bir lakırtıyı düpedüz söylemek dururken, daha çok beğenilsin diye dolambaçlı yollardan söylediniz mi, çok kere manasız manasız şeyler meydana çıkıyor." (Orhan Veli Kanık)
-
Başka bir amaç gütmeden, açıktan açığa, açıkçası, gerçekten
- "Daha başkaları vardı ki bunlar düpedüz korkuyorlardı." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Çok düz ve doğru bir biçimde, dümdüz olarak
- KÜPEŞTE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm, korkuluk, parapet
- "Küpeşteye ellerini dayayarak denize baktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Duvarların üzerine, balkon veya pencerelerin içine çimento ve mozaik karışımı ile yapılan dolgu set, parapet
-
[isim]
Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm, korkuluk, parapet
- PENALTI
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Futbol ve hentbolda ceza alanı içinde yapılan kural dışı bir hareket sebebiyle yalnız kalecinin koruduğu kaleye ortadan ve tam karşıdan yapılan atış, ceza atışı, ceza vuruşu
- "En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de bakarsın bacak arasından en olmayacak golleri yerdi." (Haldun Taner)
-
Elemeli futbol maçlarının sonrasındaki eşitlik durumlarında takımların birbirlerine üstünlük sağlamaları için rakip kaleye en az beşer kez yaptığı vuruş
-
[isim]
Futbol ve hentbolda ceza alanı içinde yapılan kural dışı bir hareket sebebiyle yalnız kalecinin koruduğu kaleye ortadan ve tam karşıdan yapılan atış, ceza atışı, ceza vuruşu
- KEPEKÇİ
-
-
[isim]
Kepek satan kimse
-
[isim]
Kepek satan kimse
- OPERACI
-
-
[isim]
Opera sanatçısı
-
[isim]
Opera sanatçısı
- PEÇENEK
- ...
- ÜRPERİŞ
-
-
[isim]
Ürperme işi veya biçimi
- "Bu çamlığın bütün kokularını, seslerini ve ürperişlerini duydum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Ürperme işi veya biçimi
- SEPETÇİ
-
-
[isim]
Sepet yapan veya satan kimse
-
[isim]
Sepet yapan veya satan kimse
- PERİYOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dönem
- "Yakın tarihin periyotlarını arka fon olarak kullanmak romana boyut verir, renk verir." (Haldun Taner)
-
Devir
-
[isim]
Dönem
- ÜRPERTİ
-
-
[isim]
Ürperme duygusu veya durumu
- "İncir ağacının altında her zamanki isimsiz ürpertiyle titriyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Ürperme duygusu veya durumu
- KEPEKLİ
-
-
[sıfat]
İçinde kepeği olan
- "Kepekli un. Kepekli ekmek."
-
Üzerinde kepek oluşmuş olan
- "Kepekli saçlar."
-
Un gibi, susuz ve tatsız (elma)
-
[sıfat]
İçinde kepeği olan
- PENCÜDÜ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tavla oyununda zarların üst yüzünün birinin beşli, öbürünün ikili gelmesi, beş iki
-
[isim]
Tavla oyununda zarların üst yüzünün birinin beşli, öbürünün ikili gelmesi, beş iki