İçinde oğu olan 7 harfli 29 kelime var. İçerisinde OĞU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında oğu olan kelimeler listesine ya da Sonu oğu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OĞUZLAR
- ...
- BOĞUŞMA
-
-
[isim]
Boğuşmak işi
- "Ne çare ki boğuşma esnasında o da birkaç yerinden yaralanmış." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Boğuşmak işi
- SOĞUTMA
-
-
[isim]
Soğutmak işi
-
[isim]
Soğutmak işi
- SÜTOĞUL
-
-
[isim]
Bir kadının kendi çocuğu değilken emzirdiği ve kocasının da evlat olarak benimsediği erkek çocuk
-
[isim]
Bir kadının kendi çocuğu değilken emzirdiği ve kocasının da evlat olarak benimsediği erkek çocuk
- BOĞUNUK
-
-
[sıfat]
Kısık, boğuk
-
Sıkıntılı, kapalı, donuk
-
[sıfat]
Kısık, boğuk
- BOĞUMLU
-
-
[sıfat]
Boğumu olan
-
[sıfat]
Boğumu olan
- SOĞUMAK
-
-
[nsz]
Isısını hızla veya yavaş yavaş yitirerek soğuk duruma gelmek
- "Üşüyorum, vücudumun soğuduğunu duyuyorum, dişlerim birbirine vuruyor." (Refik Halit Karay)
-
[-den]
Birine veya bir şeye duyulan istek, sevgi ve ilgi kalmamak
- "Belki de benim başkasıyla evlenip gidişim üzerine hayattan soğudu, kendini koyverdi." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Isısını hızla veya yavaş yavaş yitirerek soğuk duruma gelmek
- SOĞUYUŞ
-
-
[isim]
Soğuma işi veya biçimi
-
[isim]
Soğuma işi veya biçimi
- OĞULSUZ
-
-
[sıfat]
Oğlu olmayan
-
[zarf]
Oğlu olmadan
- "O, oğulsuz yaşardı da atsız yaşamazdı." (Yahya Kemal)
-
[sıfat]
Oğlu olmayan
- SOĞURMA
-
-
[isim]
Soğurmak işi
-
Bir ortamın ışık enerjisini belli nicelikte emmesi olayı
-
Katı veya sıvı bir maddenin bir gazı, ışığı içine alması, emmesi, absorbe
-
[isim]
Soğurmak işi
- DOĞURUŞ
-
-
[isim]
Doğurma işi veya biçimi
-
[isim]
Doğurma işi veya biçimi
- OĞULLUK
-
-
[isim]
Oğul olma durumu
- "Oğulluk görevini yerine getirmiyor."
-
Üvey oğul
-
[isim]
Oğul olma durumu
- BOĞUNTU
-
-
[isim]
Zor soluk alma
-
Sıkıntı
- "Sen hiçbir zaman bilmeyeceksin bu korkunç boğuntuyu, bu çaresizliği." (Nazlı Eray)
-
Bir şeyi değerinden çok yükseğe satma işi, vurgunculuk, ihtikâr
- "Boğuntuya biterim, Mustafa kardeşim." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Zor soluk alma
- DOĞURGU
-
-
[isim]
Ortaya çıkan sonuç
- "Doğudaki göç ve bunun doğurguları toplantıda tartışıldı."
-
[isim]
Ortaya çıkan sonuç
- BİRÇOĞU
-
-
[zamir]
Çok sayıda olan kimse veya şey
- "Ziyaretçilerin birçoğu geri döndü."
-
[zamir]
Çok sayıda olan kimse veya şey
- SOĞUKÇA
-
-
[sıfat]
Soğuğa yakın
-
[zarf]
Soğuk bir biçimde
- "Getir biraz para ver diye el açmak soğukça kaçıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Soğuğa yakın
- SOĞULMA
-
-
[isim]
Soğulmak işi
-
[isim]
Soğulmak işi
- BOĞULMA
-
-
[isim]
Boğulmak işi
-
[isim]
Boğulmak işi
- SOĞUTUŞ
-
-
[isim]
Soğutma işi veya biçimi
-
[isim]
Soğutma işi veya biçimi
- OĞULCUK
-
-
[isim]
Oğul sözünün sevgi bildiren küçültme veya okşama biçimi
-
Döllenmiş yumurtacığın gelişmeye başladığı andan dölüt olmasına kadar geçen süredeki adı, rüşeym, embriyo
-
Bitki tohumlarında bir kökçük ile bir filizcikten oluşan ana bölüm
-
[isim]
Oğul sözünün sevgi bildiren küçültme veya okşama biçimi