İçinde olan 8 harfli 96 kelime var. İçerisinde OĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında oğ olan kelimeler listesine ya da Sonu oğ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SOĞUKLUK

  1. [isim] Soğuk olma durumu, soğuk bir etki yapan şeyin özelliği, bürudet
    • "Yatağımın içinde bu takır takır tahtaların soğukluğunu, sertliğini duyar gibi olurdum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Yemeğin sonunda yenen meyve, hoşaf, komposto vb. şeyler
  3. Hamamlarda yıkanılan yerle giyinilen yer arasındaki az ısıtılan yer
    • "Öğle namazını hamamın soğukluğunda kıldı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  4. Soğuk, sevimsiz ve ilgisiz davranış, ilgisizlik
    • "Delikanlı, soğukluğu iliklere işleyen soğuk bir sesle evet efendim, dedi." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Sevimsiz olma durumu, antipati
  6. Kırgınlığa, dargınlığa yol açabilen sevgi azalması
  7. Cinsel istek duymama durumu

DOĞANŞAR
...
ÇOĞALTMA

  1. [isim] Çoğaltmak işi
  2. Çok duruma getirme, teksir

SOĞUTMAK

  1. [-i] Soğumasını sağlamak, soğumasına sebep olmak
    • "Suyu soğutmak."
  2. [-den] Herhangi bir durum, kişi, olay; birine, bir yere veya bir şeye karşı duyulan sevgi ve ilginin yok olmasına yol açmak
    • "Fakat kız kardeşiyle annesinin iki ay ara ile ölmesi onu birdenbire İstanbul'dan soğutmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)

BOĞUMSUZ
...
ÇOĞALTIŞ

  1. [isim] Çoğaltma işi veya biçimi

BOĞUŞMAK

  1. [nsz] Birbirinin boğazına sarılmak, dövüşmek
  2. Mücadele etmek
    • "Kumar, talihle alt alta, üst üste boğuşmaktır." (Mehmet Seyda)
  3. Çabalamak, altından kalkmaya çalışmak, uğraşmak

PİSBOĞAZ

  1. [sıfat] Eline geçeni zamansız ve ayırt etmeden yiyen (kimse)
    • "Demek ki küçük kız son derece pisboğaz olmasına rağmen bu paraları yemeyip biriktirmiş." (Reşat Nuri Güntekin)

ÇOĞUNLUK

  1. [isim] Sayı üstünlüğü, ekseriyet, azınlık karşıtı
    • "Kapatılmış bir siyasi partinin mensuplarının üye çoğunluğunu teşkil edeceği bir siyasi parti kurulamaz." (Anayasa)

DOĞRULUM

  1. [isim] Yönelim

YOĞRULMA

  1. [isim] Yoğrulmak işi

SOĞURUCU

  1. [isim] Soğurma özelliği gösteren madde

DOĞRAYIŞ

  1. [isim] Doğrama işi veya biçimi

ÇOĞALMAK

  1. [nsz] Azken çok olmak, çok duruma gelmek, artmak
    • "Ansızın aşağıda ayak sesleri, uğultular çoğaldı." (Yusuf Ziya Ortaç)

SOĞUTMAÇ

  1. [isim] Soğutucu

COĞRAFYA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yeryüzünü fiziksel, ekonomik, beşerî, siyasal yönlerden inceleyen bilim
  2. Bir yeryüzü parçasını, bir bölgeyi, bir ülkeyi belirleyen, niteleyen, fiziksel, ekonomik, beşerî, siyasal gerçekliklerin tümü
    • "Süratli otomobiller artık şehrin coğrafyasını da hüviyetini de değiştirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)

DOĞALLIK

  1. [isim] Doğal olma durumu, tabiilik
    • "Onu kökenindeki doğallıktan uzaklaştıran etkenlerden sıyırmalı." (Haldun Taner)

SOĞUŞMAK

  1. [nsz] Toprak su soğurup tavlanmak

DOĞDURMA

  1. [isim] Doğdurmak işi

DOĞRULUŞ
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü