İçinde oy olan 8 harfli 66 kelime var. İçerisinde OY bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında oy olan kelimeler listesine ya da Sonu oy ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
O Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
OY, YO
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÜVENOYU
-
-
[isim]
Göreve yeni başlamış veya görevini sürdüren hükûmetin tutumunu değerlendirmek için milletvekillerinin verdiği oy
- "Bakanlar Kurulunun programı Türkiye Büyük Millet Meclisinde okunur ve güvenoyuna başvurulur." (Anayasa)
-
[isim]
Göreve yeni başlamış veya görevini sürdüren hükûmetin tutumunu değerlendirmek için milletvekillerinin verdiği oy
- KOYVERME
-
-
[isim]
Koyvermek işi
-
[isim]
Koyvermek işi
- OYNAŞMAK
-
-
[nsz]
Birbiriyle oynamak
- "Kardeşleri ile oynaşıyor, güreşiyor ve onları yeniyordu." (Ahmet Hikmet)
-
Âşıktaşlık etmek
- "Bu anlarda, en güzel bildiği birisiyle oynaşmak bile zevksizdir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Birbiriyle oynamak
- SOYKIRIM
-
-
[isim]
Bir insan topluluğunu ulusal, dinsel vb. sebeplerle yok etme, jenosit
-
[isim]
Bir insan topluluğunu ulusal, dinsel vb. sebeplerle yok etme, jenosit
- SOYLULUK
-
-
[isim]
Soylu olma durumu, asillik, asalet, necabet
-
[isim]
Soylu olma durumu, asillik, asalet, necabet
- SOYUTLUK
-
-
[isim]
Soyut olma durumu
-
[isim]
Soyut olma durumu
- OYALANTI
-
-
[isim]
Oyalanmak için yapılan şey
- "Araban, yazlığın, kışlığın, çiftliğin, hafta sonu evin, hobilerin, oyalantıların var." (Haldun Taner)
-
[isim]
Oyalanmak için yapılan şey
- OYALANIŞ
- ...
- KOYULMAK
-
-
[nsz]
Koyma işine konu olmak
-
Koyulaşmak
- "Gecenin koyulmuş siyahlığı içeri girmeden pencerenin ardında bizi bekliyordu." (Tarık Dursun K)
-
[-e]
Girişmek, başlamak, teşebbüs etmek
- "Söyleyecek şey kalmayınca Rabia fırladı, dükkânı teftişe koyuldu." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Koyma işine konu olmak
- DOYUMEVİ
-
-
[isim]
Gösterişsiz, küçük lokanta
-
[isim]
Gösterişsiz, küçük lokanta
- DOYULMAK
-
-
[-e]
Doymak
- "Bu kadar yemekle doyulur mu? Güzel şeylere doyulmaz."
-
[-e]
Doymak
- HOYRATÇA
-
-
[sıfat]
Kaba
-
[zarf]
Kaba bir biçimde
-
[sıfat]
Kaba
- SOYGUNCU
-
-
Soygun yapan kimse
-
Soygun yapan kimse
- BOYLATMA
-
-
[isim]
Boylatmak işi
-
[isim]
Boylatmak işi
- OYNATMAK
-
-
[-i]
Oynamasını sağlamak
- "Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı." (Peyami Safa)
-
Kımıldamasına yol açmak
- "Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Herhangi bir canlıya istenilen hareketleri yaptırmak
- "Ayı oynatmak."
-
[nsz]
Bir araç, gereç kullanmak
- "Akıllı bir adam mermer üzerinde keser oynatır mı?" (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Aklını yitirmek
- "Sizinle iki gün daha çalışsam aklımı oynatabilirim." (Falih Rıfkı Atay)
-
Korkutmak, heyecanlandırmak
- "Yüreğimi oynattın."
-
Herhangi bir ödevi yerine getirmeyerek karşı tarafı düzenle oyalamak
- "Borçlu alacaklıyı iki aydır oynatıyor."
-
[nsz]
Sahneye koymak
- "Bu ramazan geceleri Karagöz oynatacağız." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Oynamasını sağlamak
- DOYUMLUK
-
-
[sıfat]
Doyulacak miktarda olan
- "Doyumluk değil tadımlık."
-
[isim]
Çapul, yağma
-
[sıfat]
Doyulacak miktarda olan
- DOYURMAK
-
-
[-i]
Açlığını gidermek
- "Saatlerce karnımı doyuracak bir köy aramış, bulamamıştım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Geçindirmek, yaşamasını sağlamak
- "Bu topraklar milyonlarca kişiyi doyurabilir."
-
Bir maddenin içine alabileceği kadar başka bir madde katmak
-
Kandırıcı, inandırıcı olmak, tatmin etmek
- "Elli yıl gecikmeyle yapılan bu açıklamanın insanı doyuracak bir yanı yoktur." (Salâh Birsel)
-
Para yedirmek
-
Doyma durumuna getirmek
-
[-i]
Açlığını gidermek
- OYLATMAK
- ...
- SOYDURMA
-
-
[isim]
Soydurmak işi
-
[isim]
Soydurmak işi
- OYULGAMA
-
-
[isim]
Elle yapılan kalın, seyrek, gelişigüzel dikiş
-
[isim]
Elle yapılan kalın, seyrek, gelişigüzel dikiş