İçinde ortak olan 20 kelime var. İçerisinde ORTAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ortak olan kelimeler listesine ya da Sonu ortak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ORTAKLAŞACILIK, ORTAKLAŞTIRMAK
ORTAKLAŞTIRMA, ORTAKYAŞARLIK
ORTAKLAŞALIK, PORTAKALIMSI
ORTAKLAŞACI, ORTAKLAŞMAK, PORTAKALLIK
ORTAKÇILIK, ORTAKLAŞMA, ORTAKYAŞAR, PORTAKALSI
ORTAKLAŞA
ORTAKLIK, PORTAKAL
ORTAKÇA, ORTAKÇI, ORTAKÖY
ORTAK
A K O R T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
AKORT, KAROT, KOTRA, ORTAK, TORAK
4 Harfli Kelimeler
AKOR, AORT, KARO, KART, KORT, KOTA, OKAR, OKRA, ORAK, ORTA, ROKA, ROTA, TOKA, TORK, TROK
3 Harfli Kelimeler
ARK, ART, KAR, KAT, KOR, KOT, ORA, ROK, ROT, TAK, TAR, TOK, TOR
2 Harfli Kelimeler
AK, AR, AT, OK, OT, RA, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ORTAKLAŞACILIK
-
-
[isim]
Üretim araçlarından kişisel sahipliği kaldırıp ortak kullanmayı ve toplum içinde her türlü harekette ortak davranışı savunan öğreti, kolektivizm
-
[isim]
Üretim araçlarından kişisel sahipliği kaldırıp ortak kullanmayı ve toplum içinde her türlü harekette ortak davranışı savunan öğreti, kolektivizm
- ORTAKLAŞTIRMAK
-
-
[-i]
Ortak duruma getirmek, kolektifleştirmek
-
[-i]
Ortak duruma getirmek, kolektifleştirmek
- ORTAKLAŞTIRMA
-
-
[isim]
Ortaklaştırmak işi veya durumu
-
[isim]
Ortaklaştırmak işi veya durumu
- ORTAKYAŞARLIK
-
-
[isim]
Ortakyaşar olma durumu
-
[isim]
Ortakyaşar olma durumu
- PORTAKALIMSI
-
-
[sıfat]
Portakalsı
-
[sıfat]
Portakalsı
- ORTAKLAŞALIK
- ...
- ORTAKLAŞMAK
-
-
[nsz]
Ortak olarak davranmak, ortak olmak
-
[nsz]
Ortak olarak davranmak, ortak olmak
- PORTAKALLIK
-
-
[isim]
Portakal bahçesi
- "Bahçemizin cadde tarafındaki parçasında, alçak bir parmaklığın koruduğu küçük bir portakallık vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Portakal bahçesi
- ORTAKLAŞACI
-
-
[sıfat]
Ortaklaşacılık yanlısı, kolektivist
-
[sıfat]
Ortaklaşacılık yanlısı, kolektivist
- ORTAKÇILIK
-
-
[isim]
Ortakçı olma durumu
- "Öküzlerle kocasız iki kadının tarlasını yıllarca sürmüş, ortakçılık etmiş, ninesini, kardeşini beslemiş hatta kız kardeşini ere vermişti." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Ortakçı olma durumu
- PORTAKALSI
-
-
[sıfat]
Portakalı andıran, portakala benzeyen, portakal gibi, portakalımsı
-
[sıfat]
Portakalı andıran, portakala benzeyen, portakal gibi, portakalımsı
- ORTAKLAŞMA
-
-
[isim]
Ortaklaşmak işi
-
[isim]
Ortaklaşmak işi
- ORTAKYAŞAR
-
-
[sıfat]
Ortak yaşama durumunda bulunan (canlı)
-
[sıfat]
Ortak yaşama durumunda bulunan (canlı)
- ORTAKLAŞA
-
-
[zarf]
Ortak olarak, el birliğiyle, müştereken, kolektif
- "Ortaklaşa bir oyun yazmamızı önerecek kadar beni onurlandırdı idi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ortak iş
- "İkisi de onun adına bu cendereye girdiklerini söylüyorlarmış, başkaca bir ortaklaşaları da yokmuş." (Tomris Uyar)
-
[zarf]
Ortak olarak, el birliğiyle, müştereken, kolektif
- ORTAKLIK
-
-
[isim]
Ortak olma durumu, iştirak, müşareket
- "İkisi de kendisine yardım ve ortaklık etmek istiyor." (Refik Halit Karay)
- "Eğer bugün hepimiz bu işe karar verir ve bir ortaklık kurarsak bu gazete çıkar." (Salâh Birsel)
-
İki veya daha çok kimsenin iş yaparak kazanç elde etmek için birleşmeleri, şirket
-
[isim]
Ortak olma durumu, iştirak, müşareket
- PORTAKAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Turunçgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, yaprakları sert bir ağaç (Citrus aurantium)
-
Bu ağacın turuncu renkli, yuvarlak ve kabuğu güzel kokulu meyvesi
-
[isim]
Turunçgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, yaprakları sert bir ağaç (Citrus aurantium)
- ORTAKÇA
-
-
[zarf]
Ortak olarak, ortaklaşa
- "Yeni konut alışkanlıklarımızda ortakça sokak köpeği beslemek yok." (Aydın Boysan)
-
[zarf]
Ortak olarak, ortaklaşa
- ORTAKÖY
- ...
- ORTAKÇI
-
-
[isim]
Başkasının tarlasında çalışarak veya sürüsüne bakarak belli bir anlaşmaya göre ürününe ortak olan kimse, maraba
- "Tarlada ortakçısıyla her gün çalışabilen Şaban, Zeyno'nun hâlini acınacak buluyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Konakçının sindirilmemiş besininden yararlanan konuk
-
[isim]
Başkasının tarlasında çalışarak veya sürüsüne bakarak belli bir anlaşmaya göre ürününe ortak olan kimse, maraba
- ORTAK
-
-
[isim]
Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar
- "Bırakın ortağıma bir telefon edeyim." (Haldun Taner)
- "Kadınları hayata ortak olmayan millet öksüzdü, yarı kuvvetini kullanamıyor demekti." (Tarık Buğra)
-
Kuma
- "Kendi üstüne bir ortağın getirilmesi Emeti'nin pek ziyade gücüne gitmişti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[sıfat]
Birden çok kimse veya nesneyi ilgilendiren, onlara özgü olan, onların katılmasıyla oluşan, müşterek
- "Edebiyata şiirle başlamak, büyük küçük bütün yazarlarda görülen ortak bir yöndür." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar