İçinde on olan 8 harfli 245 kelime var. İçerisinde ON bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında on olan kelimeler listesine ya da Sonu on ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KOROZYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Teknik alanda ve günlük hayatta madenlerin elektriksel, kimyasal veya mekanik nedenlerle aşınması
-
[isim]
Teknik alanda ve günlük hayatta madenlerin elektriksel, kimyasal veya mekanik nedenlerle aşınması
- KAPİTONE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İçi pamuk veya yün vatka ile doldurularak dikilmiş, döşemelik veya giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış veya bu biçimde dikilmiş
- "Eve ekmek ve kıyma götürdüğünü inadına unutturmak istercesine ansiklopedilerin, kapitone fonların önünde bize poz veriyor." (Tomris Uyar)
-
[isim]
İçi pamuk veya yün vatka ile doldurularak dikilmiş, döşemelik veya giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş
- ULTRASON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsan kulağının alamayacağı nitelikte olan yüksek frekanslı ses titreşimi
- "Deniz sondajlarında ultrasondan yararlanılır."
-
[isim]
İnsan kulağının alamayacağı nitelikte olan yüksek frekanslı ses titreşimi
- AFYONKEŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Keyif için afyon yutan veya çeken, afyon tiryakisi olan kimse
-
Keyif için afyon yutan veya çeken, afyon tiryakisi olan kimse
- LEJYONER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Lejyon asker
-
[isim]
Lejyon asker
- POZİSYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir şeyin, bir kimsenin bir yerde bulunuş durumu, konum
-
Bir kimsenin toplumsal durumu
-
[isim]
Bir şeyin, bir kimsenin bir yerde bulunuş durumu, konum
- SONLANIŞ
-
-
[isim]
Sona erme
-
[isim]
Sona erme
- ŞİFONYER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çekmecelerine çamaşır konulan dolap
-
[isim]
Çekmecelerine çamaşır konulan dolap
- KONTRAST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Karşıt, aykırı, zıt
-
[isim]
Karşıtlık, aykırılık, zıtlık
-
[sıfat]
Karşıt, aykırı, zıt
- SİYONİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
XIX. yüzyıl sonlarında çeşitli ülkelerde Yahudilerce ortaya atılan, Filistin'de bağımsız bir Yahudi devleti kurmayı amaçlayan akım
-
[isim]
XIX. yüzyıl sonlarında çeşitli ülkelerde Yahudilerce ortaya atılan, Filistin'de bağımsız bir Yahudi devleti kurmayı amaçlayan akım
- ABONELİK
-
-
[isim]
Abone olma durumu
-
[sıfat]
Abonelerin sayısı kadar olan
- "On bin abonelik telefon santrali."
-
[isim]
Abone olma durumu
- KOMİSYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Alt kurul
-
Bir işte aracılık yapan kimseye bırakılan yüzde, simsariye
-
[isim]
Alt kurul
- EUROBOND
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız avrovil
-
[isim]
Bakınız avrovil
- HİDROFON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Suların taşıdığı sesleri dinleyerek özellikle denizlatıların yerini belirlemekte kullanılan araç
-
[isim]
Suların taşıdığı sesleri dinleyerek özellikle denizlatıların yerini belirlemekte kullanılan araç
- KONUŞMAK
-
-
[nsz]
Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak
- "Çocuk daha konuşamıyor."
-
[-i]
Belli bir konudan söz etmek
- "Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Bir konuda karşılıklı söz etmek, sohbet etmek
- "İşten sonra Nuruosmaniye'deki İkbal kahvesinde arkadaşlarla şiir ve edebiyat konuşuyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
Söylev vermek, konuşma yapmak
-
Konuşma dili olarak kullanmak
- "Türkçeyi çok iyi konuşuyor."
-
Düşüncesini herhangi bir araç kullanarak anlatmak
- "Dilsizler el işaretleriyle konuşur."
-
[-le]
İlişki kurmak veya ilişkiyi sürdürmek
- "Üst kattakilerle konuşuyoruz."
-
Flört etmek
-
Dargın bulunmamak
-
Oyuncak, hayvan vb. konuşmaya benzeyen birtakım sesler çıkarmak
-
Gizli bir şeyi açığa vurmak, ele vermek
-
Becermek, uzman gibi yapabilmek
- "Fokstrotta uzun boylu konuşamam." (Mahmut Yesari)
-
Geçerli olmak, etkin olmak
- "Yasaların yerine yumruklar konuştu."
-
Şık ve zarif görünmek
- "Bluzun konuşuyor."
-
[nsz]
Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak
- KORDONLU
- ...
- PANTOLON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belden başlayan ve genellikle paçaları ayak bileklerine kadar inen giyecek
- "Redingot giymemiş olanlar kara ceket, yelek, çizgili pantolon giymişler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Belden başlayan ve genellikle paçaları ayak bileklerine kadar inen giyecek
- BARONLUK
-
-
[isim]
Baron olma durumu veya baronun görevi
-
[isim]
Baron olma durumu veya baronun görevi
- KALYONCU
-
-
[isim]
Kalyon eri
-
Deniz eri
-
[isim]
Kalyon eri
- ONARIMCI
-
-
[isim]
Onarma işini yapan kimse, tamirci
-
[isim]
Onarma işini yapan kimse, tamirci