İçinde on olan 4 harfli 29 kelime var. İçerisinde ON bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında on olan kelimeler listesine ya da Sonu on ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FONT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dökme demir, pik (I)
-
[isim]
Dökme demir, pik (I)
- NEON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom sayısı 10, atom ağırlığı 20,2, yoğunluğu 0,7 olan, sıvı durumuna getirilmiş havadan elde edilerek ışık araçlarında kullanılan, havada pek az olarak bulunan, asal gazlar sınıfından bir element (simgesi Ne)
-
Neon lambası
- "O koca çınarın altındaki fıskiyeli, kameriyeli, neon ışıklı havuz kaça çıkardı?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Atom sayısı 10, atom ağırlığı 20,2, yoğunluğu 0,7 olan, sıvı durumuna getirilmiş havadan elde edilerek ışık araçlarında kullanılan, havada pek az olarak bulunan, asal gazlar sınıfından bir element (simgesi Ne)
- İKON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ortodokslarda İsa, Meryem veya ermişlerin tahta üzerine mumlu ve yumurtalı boyalarla yapılmış dinî içerikli resimler
-
[isim]
Ortodokslarda İsa, Meryem veya ermişlerin tahta üzerine mumlu ve yumurtalı boyalarla yapılmış dinî içerikli resimler
- ONAT
-
-
[sıfat]
Özenli, düzgün, uygun
-
Yararlı
-
Dürüst, iyi ahlaklı
-
[sıfat]
Özenli, düzgün, uygun
- YONT
-
-
[isim]
Başıboş hayvan
-
[isim]
Başıboş hayvan
- ONUM
-
-
[isim]
Kötü bir durumdan kurtulma
-
[isim]
Kötü bir durumdan kurtulma
- ONAY
-
-
[isim]
Uygun bulma, tasdik, icazet, izin
- "Orhan Veli'nin Garip'i arkadaşlarının onayını almadan çıkardığını anlatmıştır." (Salâh Birsel)
- "... olağanüstü hâl ilanına karar verilmesi durumunda, bu karar Resmî Gazete'de yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur." (Anayasa)
-
[isim]
Uygun bulma, tasdik, icazet, izin
- KONÇ
-
-
[isim]
Ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölüm
- "Çorap koncu. Çizme koncu."
-
[isim]
Ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölüm
- ZONA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Deride, sinirler boyunca, özellikle gövde, bacak ve yüzde birtakım ağrılı fiskelerin dökülmesiyle beliren, mikroplu bir hastalık
-
[isim]
Deride, sinirler boyunca, özellikle gövde, bacak ve yüzde birtakım ağrılı fiskelerin dökülmesiyle beliren, mikroplu bir hastalık
- KONT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Roma imparatorunun danışman olarak seçtiği kimse
-
Derebeyi
-
Batı toplumunda erkekler için kullanılan bir soyluluk unvanı
-
[isim]
Roma imparatorunun danışman olarak seçtiği kimse
- ONCA
-
-
[sıfat]
O kadar, o denli
- "Koca Yusuf onca atın içinden üç at seçememişti." (Yahya Kemal)
-
[zarf]
Ona göre, onun düşüncesine göre
- "Onca yapılacak şey bir gelin entarisi, iki sofra da yemek..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
O kadar, o denli
- MONT
-
-
[isim]
Kumaştan veya deriden yapılan, genellikle belden kemerli, üstünde cepleri bulunan, gömlek, hırka vb. üzerine giyilen kısa, hafif giysi
-
[isim]
Kumaştan veya deriden yapılan, genellikle belden kemerli, üstünde cepleri bulunan, gömlek, hırka vb. üzerine giyilen kısa, hafif giysi
- SONE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan, on dört dizeli bir Batı şiir türü
-
[isim]
İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan, on dört dizeli bir Batı şiir türü
- HONA
-
-
[isim]
Erkek sığır
-
[isim]
Erkek sığır
- İYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir veya daha çok elektron kazanmış veya yitirmiş bir atom veya bir atom grubundan oluşmuş elektrik yüklü parçacık, yükün
-
[isim]
Bir veya daha çok elektron kazanmış veya yitirmiş bir atom veya bir atom grubundan oluşmuş elektrik yüklü parçacık, yükün
- KONU
-
-
[isim]
Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu
- "Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Üzerinde konuşulan şey, bahis
- "Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım." (Burhan Felek)
-
[isim]
Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu
- ONLU
-
-
[sıfat]
On parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden on tane bulunan
-
[isim]
İskambil, domino vb. oyunlarda on işaretini taşıyan kâğıt veya pul
-
[sıfat]
On parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden on tane bulunan
- ONUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis
- "Piyesini sahneye koymaktan büyük onur duyduğunu söyledi." (Cahit Uçuk)
- "Birdenbire kadına karşı soğuk, çekingen davranmayı da onuruma yediremiyorum." (Refik Halit Karay)
-
Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar
- "Çokbilmiş görünmek, onuruna toz kondurmak istemez." (Tarık Buğra)
-
[isim]
İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis
- ONMA
-
-
[isim]
Onmak işi veya durumu
-
[isim]
Onmak işi veya durumu
- BONE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Düz veya kıvrımlı her çeşit yumuşak kumaş vb. maddeden yapılan başlık
-
[isim]
Düz veya kıvrımlı her çeşit yumuşak kumaş vb. maddeden yapılan başlık