İçinde olmak olan 22 kelime var. İçerisinde OLMAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında olmak olan kelimeler listesine ya da Sonu olmak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
DEVROLMAK, FESHOLMAK, GADROLMAK, GAŞYOLMAK, HALLOLMAK, HAPSOLMAK, HASROLMAK, KAHROLMAK, KAYBOLMAK, KAYDOLMAK, LAĞVOLMAK, MAHVOLMAK, NAKŞOLMAK, ŞAKKOLMAK, SIRROLMAK, ZEHROLMAK
AFFOLMAK, DEFOLMAK
DOLMAK, SOLMAK, YOLMAK
OLMAK
A K L M O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
LOKMA, OLMAK
4 Harfli Kelimeler
KOLA, KOMA, MOKA, MOLA, OLMA
3 Harfli Kelimeler
ALO, KAL, KAM, KOL, KOM, LAK, LAM, LOK, MAL, MOL, OMA
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, AM, LA, MA, OK, OL, OM
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DEVROLMAK
-
-
[nsz]
Devredilmek
-
[nsz]
Devredilmek
- KAYDOLMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-e]
Yazılmak
-
[-e]
Yazılmak
- ŞAKKOLMAK
- ...
- HALLOLMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[nsz]
Çözümlenmek, sonuçlanmak
-
Bir sıvı içinde erimek
-
[nsz]
Çözümlenmek, sonuçlanmak
- LAĞVOLMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[nsz]
Bir kuruluşun faaliyeti sona ermek
-
Hükümsüz kılınmak, dağıtılmak
-
[nsz]
Bir kuruluşun faaliyeti sona ermek
- FESHOLMAK
- ...
- ZEHROLMAK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[nsz]
Zevk almak umulurken üzüntü ile karşılaşmak
- "Bu gezinti bana zehroldu."
-
[nsz]
Zevk almak umulurken üzüntü ile karşılaşmak
- NAKŞOLMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-e]
Bir yerde belirli bir iz bırakmak, yer etmek
-
[-e]
Bir yerde belirli bir iz bırakmak, yer etmek
- SIRROLMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[nsz]
Bir şey veya kimse akıl almaz bir biçimde ortadan yok olmak
- "Bu peri daima çamlığın içine kaçıyor, orada sırroluyor." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Bir şey veya kimse akıl almaz bir biçimde ortadan yok olmak
- HASROLMAK
- ...
- MAHVOLMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[nsz]
Yok olmak
- "Bu derece intibak kabiliyeti, tekâmül kuvveti olan dinamik bir millet olmasak mahvolurduk." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Bozulup yararsız duruma gelmek
-
Onulmaz duruma gelmek
-
Boşa gitmek, heba olmak
-
[nsz]
Yok olmak
- KAYBOLMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[nsz]
Yitmek
- "Bu okuyuşta mısranın asıl mahiyeti olan deruni ahenk kaybolmuştur." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Görünür olmaktan çıkmak, görünmez olmak
- "Kocası bu karanlıkta kaybolmuştu." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Yitmek
- KAHROLMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[nsz]
Çok üzülmek, içlenmek
- "Kendi suçu, günahı sonucu olmadığını anladıkça kahrolabilirdi bu yüzden." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Çok üzülmek, içlenmek
- GAŞYOLMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[nsz]
Kendinden geçmek
- "Kıyılmaz lakin Allah'ım bu gaşyolmuş vatan vecde..." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[nsz]
Kendinden geçmek
- GADROLMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-e]
Haksızlığa uğramak
-
[-e]
Haksızlığa uğramak
- HAPSOLMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-e]
Bulunduğu yerden dışarı çıkamamak
-
[-e]
Bulunduğu yerden dışarı çıkamamak
- AFFOLMAK
- ...
- DEFOLMAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[nsz]
Savuşmak, çekilip gitmek
- "Bir gece oyuncular dükkânı, tezgâhı toplayıp kasabadan defoldular." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Haydi defol, şimdi evimden çık!" (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Savuşmak, çekilip gitmek
- SOLMAK
-
-
[nsz]
Rengini yitirmek, rengi uçmak
- "Sen, yüzü beyaz güller gibi solan / Adın ve senin?" (Turan Oflazoğlu)
-
Tazeliğini, diriliğini veya parlaklığını yitirmek
- "Kuşlar ağlıyor, çiçekler soluyor, yapraklar dökülüyor, ufuklar kararıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Rengini yitirmek, rengi uçmak
- DOLMAK
-
-
[nsz]
Dolu duruma gelmek
- "Dışarıda bulutsuz bir temmuz göğü, öğle güneşinin yakıcı aydınlığıyla dolup taşıyordu." (Necati Cumalı)
-
Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek
- "Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan." (Tarık Buğra)
- "Millî takımın karşılaşmalarında stadyumlar dolup taşıyor."
-
Bir yere iyice yayılmak, kaplamak
- "Oda sigara dumanı dolmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir yerde pek çok eşya veya kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmek
- "Kıştan kurtulur kurtulmaz deniz kenarları insanla, sandalla dolar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Süre, hesap tamamlanmak
- "Süresi doldu, emekliye ayrıldı."
-
Sabrı tükenip öfkesi taşacak duruma gelmek
-
[nsz]
Dolu duruma gelmek