İçinde ola olan 7 harfli 40 kelime var. İçerisinde OLA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ola olan kelimeler listesine ya da Sonu ola ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ALO
2 Harfli Kelimeler
AL, LA, OL
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KOLASIZ
-
-
[sıfat]
Kolası olmayan
-
[sıfat]
Kolası olmayan
- VOLANLI
- ...
- KOLAÇAN
-
-
[isim]
Herhangi bir amaçla çevreyi dolaşıp pek belli etmeksizin gözden geçirme
- "Çevremizi bir kolaçan edelim hele nerde olduğumuzu iyice anlayalım." (Turan Oflazoğlu)
-
[isim]
Herhangi bir amaçla çevreyi dolaşıp pek belli etmeksizin gözden geçirme
- OLASILI
-
-
[sıfat]
Olasılığa dayanan, belkili, ihtimalli, muhtemel
- "Olasılı hesaplarla böyle önemli işlere girişilemez."
-
Belkili
-
[sıfat]
Olasılığa dayanan, belkili, ihtimalli, muhtemel
- DOLAMAK
-
-
[-i]
İplik, şerit, tel vb. nesneleri bir şeyin üzerine döndürerek sarmak
-
Sarmak, kavuşturmak
- "Kollarını boynuma doladı, dizlerime oturmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
İplik, şerit, tel vb. nesneleri bir şeyin üzerine döndürerek sarmak
- KOLAYCA
-
-
[sıfat]
Oldukça kolay
-
[zarf]
(kola'yca) Kolaylıkla, sıkıntı çekmeden
- "Evi kolayca bulduk."
-
[sıfat]
Oldukça kolay
- DOLAŞMA
-
-
[isim]
Dolaşmak işi
- "Bir yaşlı yörük kasaba sokaklarında dolaşmaya başlamıştı." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Dolaşmak işi
- DOLAMAÇ
- ...
- MOLASIZ
-
-
[sıfat]
Mola verilmeyen
-
[sıfat]
Mola verilmeyen
- BOLALMA
-
-
[isim]
Bolalmak işi veya durumu
-
[isim]
Bolalmak işi veya durumu
- DOLANTI
-
-
[isim]
Gezip dolaşılan yer, alan
-
[isim]
Gezip dolaşılan yer, alan
- KARYOLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Üzerine yatak konulup yatılan tahta veya metal ev eşyası
- "Babam, karyolasında, arkası üstü, upuzun yatıyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Üzerine yatak konulup yatılan tahta veya metal ev eşyası
- OLASIYA
-
-
[zarf]
Olabileceği ölçüde, olabileceği kadar
- "Uzakta ufacık, bambaşka, olasıya beyaz ve beyaz sevimli bir ışık belirdi." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Olabileceği ölçüde, olabileceği kadar
- DOLAŞIK
-
-
[sıfat]
Karışık (saç, ip vb.)
- "Bir buğday benizli zülfü dolaşık / Gitme diye beni yolda eğler var." (Karacaoğlan)
-
Dolaşarak giden (yol)
- "Tozlu ve dolaşık yollar üzerinde saatlerce taban tepmiş." (Ahmet Haşim)
-
Kolay çözülmeyecek veya içinden çıkılmayacak derecede karışık
- "Birtakım dolaşık işleri yüzünden istifasını verip çekildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Amacını doğrudan doğruya değil de dolayısıyla sezdiren
- "Dolaşık ve tutuk bir dille, yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz cümleler mırıldanmaya başladı." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Karışık (saç, ip vb.)
- HAYROLA
-
-
[ünlem]
"Ne var, ne oluyor" anlamında kullanılan bir söz
-
[ünlem]
"Ne var, ne oluyor" anlamında kullanılan bir söz
- KOLAJLI
- ...
- POLATLI
- ...
- KOLAJEN
- ...
- OLAYSIZ
-
-
[sıfat]
Olayı olmayan, hiçbir olay çıkmamış olan, hadisesiz
- "Olaysız bir gün görebildik."
-
[sıfat]
Olayı olmayan, hiçbir olay çıkmamış olan, hadisesiz
- BOLARMA
-
-
[isim]
Bolarmak işi veya durumu
-
[isim]
Bolarmak işi veya durumu