İçinde ol olan 6 harfli 118 kelime var. İçerisinde OL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ol olan kelimeler listesine ya da Sonu ol ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EMBOLİ
- ...
- ZOOLOG
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hayvan bilimci
-
[isim]
Hayvan bilimci
- KREZOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tolüenden türeyen üç fenol izomerinden biri, lizol
-
[isim]
Tolüenden türeyen üç fenol izomerinden biri, lizol
- OLANCA
-
-
[sıfat]
Bütün, elde bulunanın hepsi
- "Bunları unutmak, sarsılmamak, olanca dikkatini konu bulmaya sarf etmek gerekti." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Bütün, elde bulunanın hepsi
- FANYOL
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bariton veya tenor ses veren, bakırdan yapılmış çalgı
- "Klarnetlerle, fanyollar ağır, yalvarıcı nağmelere dökülmüşlerdi." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Bariton veya tenor ses veren, bakırdan yapılmış çalgı
- OLACAK
-
-
[sıfat]
Olması, yapılması uygun olan
- "Bu olacak iş mi?"
-
[isim]
Olma, gerçekleşme olasılığı bulunan şey
- "Olmuşa değil, olacağa bak!"
-
[isim]
Olmasının önüne geçilemeyen durum
- "İş olacağına varır."
-
[sıfat]
Olması, yapılması uygun olan
- YOLMAK
-
-
[-i]
Bitki, tüy vb.ni çekerek yerinden çıkarmak, çekip koparmak
- "Yoluyor mu, ne yapıyor bilmem, pişik suratlı olmuş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Dolandırarak, hile ile birinin parasını almak
- "Adamcağızı iyice yoldular."
-
[-i]
Bitki, tüy vb.ni çekerek yerinden çıkarmak, çekip koparmak
- KOLLUK
-
-
[isim]
Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet
- "Frenk gömleğinde, bazen bileklerinden ellerinin üstüne düşen yuvarlak, katı, kolalı kollukları vardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
İş yaparken giysiyi korumak için bilekten dirseğe kadar kola geçirilen, genellikle koyu renkli kumaştan dikilmiş parça
- "Ellerini kolluklarından sıyırıp çekmekte bir zorluğa uğramıştır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Kollara takılan ve dikkati çekmesi istenen görevlilerin kimliklerini gösteren şerit
-
[isim]
Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet
- OLAYCI
- ...
- VOLKAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yanardağ
-
[isim]
Yanardağ
- PAROLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Askerlerin birbirlerini tanımalarını sağlayan ve kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları kelime veya söz
- "Bir asker uzaktan, görünmeyen bir yerden parola soruyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Varılmak istenen amacı özetleyen söz
- "Öyleyse ya istiklal ya ölüm! İşte hakiki kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktı." (Atatürk)
-
Gizlilik ortamında insanların birbirini tanımalarını ve anlaşmalarını sağlayan işaret
- "Eşinin balkona asacağı çamaşırların parolasından İngiliz polisinin o gün kendini evde arayıp aramadığını ve civarda nöbet tutup tutmadığını anlar." (Haldun Taner)
-
[isim]
Askerlerin birbirlerini tanımalarını sağlayan ve kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları kelime veya söz
- FUTBOL
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Topu, kafa veya ayak vuruşları ile karşı kaleye sokma kuralına dayanan ve on birer kişilik iki takım arasında oynanan top oyunu, ayak topu
- "Bir çayırlıkta futbol oynayan çocuklara hakemlik yaptım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Topu, kafa veya ayak vuruşları ile karşı kaleye sokma kuralına dayanan ve on birer kişilik iki takım arasında oynanan top oyunu, ayak topu
- KOLSUZ
-
-
[sıfat]
Kolu olmayan
- "Etrafımda hastalar, topallar, kolsuzlar görmüştüm." (Ahmet Haşim)
-
Kol geçirilmemiş olan (giysi)
-
[sıfat]
Kolu olmayan
- LOLOLO
-
-
[isim]
Lolo
- "Canım bana da lololo olur mu?" (Fahri Celâlettin)
-
[isim]
Lolo
- TOGOLU
- ...
- KOLACI
-
-
[isim]
Giysi, örtü, çarşaf vb.ni yıkayarak kolalayan ve ütüleyen kimse
- "Adam sen de çamaşırları toplar, kolacıya yollarım, hem yıkar hem de ütüler." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu işlerin yapıldığı yer
-
Kola (II) seven kimse
-
Kola (II) satan kimse
-
[isim]
Giysi, örtü, çarşaf vb.ni yıkayarak kolalayan ve ütüleyen kimse
- BOLLUK
-
-
[isim]
Bol olma durumu
- "Eteğin belinde bir bolluk var."
-
Parasal bakımdan rahatlık
- "Hep eski bolluk zamanlarında yapılmış büyük vezir konaklarına rastlanırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Fazlalık
- "Öteden beri dergileri kaplayan şiir bolluğundan ürkerim." (Necati Cumalı)
-
Her şeyin bol olduğu yer
-
[isim]
Bol olma durumu
- STEROL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hayvanlarda, bitkilerde ve D vitamininde bulunan, genellikle karbon atomlarından oluşan, alkol niteliğinde organik bir madde
-
[isim]
Hayvanlarda, bitkilerde ve D vitamininde bulunan, genellikle karbon atomlarından oluşan, alkol niteliğinde organik bir madde
- OLGUCU
-
-
[isim]
Olguculukla ilgili olan, olguculuk yanlısı kimse, pozitivist
-
[isim]
Olguculukla ilgili olan, olguculuk yanlısı kimse, pozitivist
- BENZOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Benzin ve tolüen karışımı bir akaryakıt
-
[isim]
Benzin ve tolüen karışımı bir akaryakıt