İçinde ol olan 4 harfli 30 kelime var. İçerisinde OL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ol olan kelimeler listesine ya da Sonu ol ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EKOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir bilim ve sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım, okul
- "Bizim ekolü biraz tetkik etmiş olsaydınız, daha rahat anlaşırdık." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir bilim ve sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım, okul
- OLGU
-
-
[isim]
Birtakım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç, vakıa
- "Bilim yoluyla olguları kavrayıp sıralayabiliriz." (Orhan Hançerlioğlu)
-
Varlığı deneyle kanıtlanmış şey
-
Edebî eserlerde olayı geliştiren davranış, iş
-
[isim]
Birtakım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç, vakıa
- KOLİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Posta paketi
-
İçinde türlü eşya bulunan çeşitli büyüklükte paket
-
[isim]
Posta paketi
- BOLU
- ...
- GOLF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çimenlerle kaplı, açık, geniş bir alanda, ufak bir topu özel sopalarla ilerleterek belli bir deliğe sokma amaçlı oynanan oyun
-
[isim]
Çimenlerle kaplı, açık, geniş bir alanda, ufak bir topu özel sopalarla ilerleterek belli bir deliğe sokma amaçlı oynanan oyun
- OLUŞ
-
-
[isim]
Olma işi veya biçimi, vuku
-
Oluşma, teşekkül, tekevvün
-
Bir durumdan öteki duruma geçiş
-
[isim]
Olma işi veya biçimi, vuku
- OLTU
- ...
- LOLO
-
-
[isim]
"Bir sözün, bir tutumun veya davranışın gerçek ve geçerli olmadığını, başkalarının söz konusu olayda aldanabileceğini ancak söz sahibinin aldanmayacağını, aldatılamayacağını" belirten bana da mı lolo deyiminde geçen bir söz
-
[isim]
"Bir sözün, bir tutumun veya davranışın gerçek ve geçerli olmadığını, başkalarının söz konusu olayda aldanabileceğini ancak söz sahibinin aldanmayacağını, aldatılamayacağını" belirten bana da mı lolo deyiminde geçen bir söz
- AZOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Heterosiklik birleşiklerin önemli bir sınıfı
-
[isim]
Heterosiklik birleşiklerin önemli bir sınıfı
- VOLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Havadan gelen topa, futbolda sıçrayarak ayağın üstüyle, teniste raket ile vurma
- "Nefis bir vole Hacettepe kalecisinin ellerinde sönüyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Havadan gelen topa, futbolda sıçrayarak ayağın üstüyle, teniste raket ile vurma
- İDOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çok tanrılı dinlerde tapınılacak nesne
-
Örnek alınan, en çok hayranlık duyulan kimse
- "Semahat'in nazarında evvelden ben bir idol idim. Her şeyi benim için feda ediyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Çok tanrılı dinlerde tapınılacak nesne
- SOLO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir kişi tarafından söylenen veya çalınan müzik parçası
- "Saksafoncu, saksafonun borusunu havalara kaldırarak sololar yapıyordu." (Çetin Altan)
-
[isim]
Bir kişi tarafından söylenen veya çalınan müzik parçası
- KOLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta
-
Kâğıt veya bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı
-
Kolalama
- "Zaten bu devirde kola, ütü bir evin baş işlerindendir." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta
- TROL
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Teknelerle suyun dibinde sürüklenerek çekilen, huni biçiminde geniş ağızlı balık ağı
-
[isim]
Teknelerle suyun dibinde sürüklenerek çekilen, huni biçiminde geniş ağızlı balık ağı
- OLMA
-
-
[isim]
Olmak işi veya durumu
-
[isim]
Olmak işi veya durumu
- ETOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle kürkten, gösterişli kumaşlardan veya yün örgüden yapılmış uzun omuz atkısı
-
[isim]
Genellikle kürkten, gösterişli kumaşlardan veya yün örgüden yapılmış uzun omuz atkısı
- FOLK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Halk
-
[isim]
Halk
- OLUK
-
-
[isim]
Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru
- "Değirmen oluğu."
- "Para oluk gibi akıyordu Nahit'e." (Tarık Buğra)
-
Yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu, genellikle çinko boru
- "Oluklardan kol gibi buzlar sarkıyordu." (Tarık Buğra)
-
Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol
-
[isim]
Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru
- MOLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yorgunluğu gidermek için duraklama
- "Köye gidinceye kadar iki yerde mola verdik."
- "Otobüs, yol üzerinde bir kasabanın çarşısında yarım saat mola vermişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Koyuverme
- "Halatı, mola ettiler."
-
Voleybol ve basketbolda takımların oyun içinde taktik alışverişleri yapmak için aldıkları dinlenme
-
[isim]
Yorgunluğu gidermek için duraklama
- AYOL
-
-
[ünlem]
Genellikle kadınların kullandığı bir seslenme sözü
- "Ayol! Sen nerelerde kaldın?"
-
[ünlem]
Genellikle kadınların kullandığı bir seslenme sözü