İçinde oku olan 7 harfli 32 kelime var. İçerisinde OKU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında oku olan kelimeler listesine ya da Sonu oku ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

K O U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

OK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FOKURTU

  1. [isim] Sıvılar fokurdarken çıkan ses

OKUTMAN

  1. [isim] Üniversitede yabancı dil, Türkçe ve inkılap tarihi gibi ortak, zorunlu dersleri öğretmek için görevlendirilen, uygulamalı çalışmaları yöneten öğretim elemanı, lektör

DOKUYUŞ

  1. [isim] Dokuma işi veya biçimi

OKULDAŞ

  1. [isim] Okul arkadaşı

DOKUZAR

  1. [sıfat] Dokuz sayısının üleştirme biçimi, her birine dokuz, her defasında dokuzu bir arada olan

SOKULUŞ

  1. [isim] Sokulma işi veya biçimi
    • "Hepsinin bir sokuluşu ve birbirini sevişi vardı ki." (Halide Edip Adıvar)

TOKUŞMA

  1. [isim] Tokuşmak işi

YOKUŞLU

  1. [sıfat] Yokuşu olan

DOKUNUM

  1. [isim] Çevremizdeki nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derimiz aracılığıyla bildiren duyarlık yeteneği, lamise

KAZBOKU

  1. [isim] Kirli sarı renk
  2. [sıfat] Bu renkte olan

DOKUNCA

  1. [isim] Kötülüğe yol açan, sağlığı bozan şey
    • "Yangın çıkıp da okul büyük ölçüde dokunca görünce Galatasaray Lisesi buraya taşınmıştır." (Salâh Birsel)
  2. Zarar

OKUTMAK

  1. [-i] Okumasını, öğrenim görmesini sağlamak
  2. [nsz] Okuma işini yaptırmak
    • "Kumandan paşaya bu akşam şiir okutmak istiyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
  3. [nsz] Ders vermek, bir konu üzerinde yetiştirmek
    • "Lisede İngilizce okutuyor."
  4. Satarak elinden çıkarmak
    • "Bana iki sandık çay verdi. Bunları al okut! dedi." (Sait Faik Abasıyanık)

DOKUMAK

  1. [-i] Tezgâhta ipliği, çözgü ve atkı durumunda kullanarak kumaş yapmak
    • "Bir tezgâhta tülbent dokuyan narin bir kıza âşık oldum." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. En ince noktalarına kadar özen göstererek, emek vererek ortaya çıkarmak
  3. Ağacın yemişlerini sırıkla vurarak indirmek

OKUYUCU

  1. [isim] Sürekli olarak gazete, dergi vb. okuyan, okur, kari
    • "Sevgili okuyucularım, hepinize şen, mesut, kısmetli ve bereketli yıllar dilerim." (Burhan Felek)
  2. Şarkıcı
  3. Türkücü
  4. Düğüne çağrı yapan kimse

TOKURTU

  1. [isim] Tokurdama sesi

SOKUŞMA

  1. [isim] Sokuşmak işi veya durumu

DOKUTMA

  1. [isim] Dokutmak işi

DOKUSUZ

  1. [sıfat] Dokusu olmayan

DOKUNAÇ

  1. [isim] Birçok omurgasız hayvanın başında bulunan, dokunmaya, tutmaya yarayan hareketli uzantı

İLKOKUL

  1. [isim] Zorunlu öğrenim çağındaki kız ve erkek çocuklarının temel eğitim ve öğretimini sağlamak için devletçe açılan veya açılmasına izin verilen beş yıllık okul, iptidai, iptidai mektep

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü