İçinde o olan 7 harfli 1262 kelime var. İçerisinde O harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında o harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu o harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- OKLAMAK
-
-
[nsz]
Ok gibi fırlamak
-
[-i]
Okla vurmak
-
[nsz]
Ok gibi fırlamak
- ONKOLOG
- ...
- ORTANCA
-
-
[sıfat]
Yaş bakımından üç kardeşin büyüğü ile küçüğü arasında bulunan
- "Hayriye Hanım bu evin ortanca kızı, daha kız sanılacak kadar taze görünen güzel bir kadın..." (Memduh Şevket Esendal)
-
Büyüklük, irilik bakımından üç nesne arasında sondan veya baştan ikinci gelen
-
[sıfat]
Yaş bakımından üç kardeşin büyüğü ile küçüğü arasında bulunan
- OYLATMA
- ...
- TROMPET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir ağızlık ve kendi üstüne kıvrılmış silindir bir borudan oluşan nefesli çalgı
-
[isim]
Bir ağızlık ve kendi üstüne kıvrılmış silindir bir borudan oluşan nefesli çalgı
- YOĞUŞMA
- ...
- BİRÇOĞU
-
-
[zamir]
Çok sayıda olan kimse veya şey
- "Ziyaretçilerin birçoğu geri döndü."
-
[zamir]
Çok sayıda olan kimse veya şey
- KASKOCU
- ...
- KONUŞUR
- ...
- ORMANCI
-
-
[isim]
Ormanı korumakla görevli kimse, orman koruma memuru
-
Kaba, görgüsüz kimse
-
[isim]
Ormanı korumakla görevli kimse, orman koruma memuru
- BALONCU
-
-
[isim]
Balon satan kimse
-
[sıfat]
Palavracı
-
[isim]
Balon satan kimse
- ÇİNEKOP
- ...
- DOĞUMLU
-
-
[sıfat]
Belirli bir yılda doğmuş, tevellütlü
- "1995 doğumlular askere çağrıldı."
-
[sıfat]
Belirli bir yılda doğmuş, tevellütlü
- MOSKOVA
- ...
- NEOZOİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Üçüncü ve dördüncü zamanla ilgili
-
[sıfat]
Üçüncü ve dördüncü zamanla ilgili
- SORUMLU
-
-
Üstüne aldığı veya yaptığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda olan, sorumluluk taşıyan (kimse), mesul
- "Ailede başkan odur, kararları o alır, hepimizin geleceğinin sorumlusu ve güvencesi odur." (Haldun Taner)
- "Ben Niyazi'yi yahut başka bir arkadaşı sorumlu mu tutardım, lakırtısını bile ettirmezdim." (Memduh Şevket Esendal)
-
Üstüne aldığı veya yaptığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda olan, sorumluluk taşıyan (kimse), mesul
- KOÇSAMA
-
-
[isim]
Koçsamak işi veya durumu
-
[isim]
Koçsamak işi veya durumu
- SİLİKOZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Silis tozu içinde çalışan işçilerin yakalandıkları hastalık
-
[isim]
Silis tozu içinde çalışan işçilerin yakalandıkları hastalık
- DEFAKTO
- ...
- DOLAŞIK
-
-
[sıfat]
Karışık (saç, ip vb.)
- "Bir buğday benizli zülfü dolaşık / Gitme diye beni yolda eğler var." (Karacaoğlan)
-
Dolaşarak giden (yol)
- "Tozlu ve dolaşık yollar üzerinde saatlerce taban tepmiş." (Ahmet Haşim)
-
Kolay çözülmeyecek veya içinden çıkılmayacak derecede karışık
- "Birtakım dolaşık işleri yüzünden istifasını verip çekildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Amacını doğrudan doğruya değil de dolayısıyla sezdiren
- "Dolaşık ve tutuk bir dille, yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz cümleler mırıldanmaya başladı." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Karışık (saç, ip vb.)