İçinde oş olan 7 harfli 29 kelime var. İçerisinde OŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında oş olan kelimeler listesine ya da Sonu oş ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KOŞUMCU
-
-
[isim]
Araba hayvanlarının kayış bölümünü yapan kimse
-
[isim]
Araba hayvanlarının kayış bölümünü yapan kimse
- KOŞUTÇU
- ...
- KOŞUMLU
-
-
[sıfat]
Koşum geçirilmiş, koşulmuş (hayvan)
-
[sıfat]
Koşum geçirilmiş, koşulmuş (hayvan)
- COŞUMCU
- ...
- KOŞUŞMA
-
-
[isim]
Koşuşmak işi
- "Benim bir şeyden haberim yok ama doktordan doktora koşuşmanızı beğenmedim." (Peyami Safa)
-
[isim]
Koşuşmak işi
- GALOŞLU
-
-
[sıfat]
Galoşu olan
-
[sıfat]
Galoşu olan
- HOŞGÖRÜ
-
-
[isim]
Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans
- "Pek az kimseye göstermiş olduğu bir hoşgörüden yararlandım." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans
- KOŞMACA
-
-
[isim]
Birbirini kovalayarak oynanan bir çocuk oyunu
- "Çember çeviriyor, ip atlıyor, top arkasında konuşuyor, kelebek kovalıyor, koşmaca oynuyorlardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Birbirini kovalayarak oynanan bir çocuk oyunu
- POŞUSUZ
-
-
[sıfat]
Poşusu olmayan
-
[sıfat]
Poşusu olmayan
- KOŞULMA
-
-
[isim]
Koşulmak işi
-
[isim]
Koşulmak işi
- BOŞATMA
-
-
[isim]
Boşatmak işi
-
[isim]
Boşatmak işi
- KOŞULLU
-
-
[sıfat]
Şartlı, meşrut
-
Şartlanmış olan
-
[sıfat]
Şartlı, meşrut
- KOŞALTI
-
-
[isim]
İki hayvanı birbirine koşma veya bağlama
-
[isim]
İki hayvanı birbirine koşma veya bağlama
- BOŞALTI
-
-
[isim]
Boşaltım
-
[isim]
Boşaltım
- BOŞANMA
-
-
[isim]
Boşanmak işi
-
Eşlerden birinin boşanma ilamı almasıyla evlilik birliğinin son bulması
- "Bu üye, vaktiyle Perihan'ın evine sığınıp boşanmasına sebep olan doktor arkadaştı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Boşanmak işi
- BAŞIBOŞ
-
-
[sıfat]
Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan
- "Başıboş yaşayışa alışkın değildir." (Haldun Taner)
- "Durgun sular, başıboş bıraktığım sandalı / Yalıların önünden geçirdi yavaş yavaş." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
Bağlanmamış, serbest bırakılmış
- "İstanbul'un başıboş köpekleri rahatça ömür sürmektedirler." (Salâh Birsel)
-
Yönetimsiz, baskısız, denetimsiz bir biçimde
- "Günün birçok saatlerinde dar sokaklarda başıboş dolaşır, eski Anadolu evlerini seyrederdim." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[zarf]
Kendi isteğine göre, hiçbir etki altında kalmadan
-
[sıfat]
Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan
- BOŞAMAK
-
-
[-i]
Kanunlara göre iki eş, aile ilişkisini kesmek
- "Kaptan Bey bu yaştan sonra kırkyıllık karısını boşayıp genç bir kadın aldı." (Haldun Taner)
-
[-i]
Kanunlara göre iki eş, aile ilişkisini kesmek
- DELİCOŞ
- ...
- BOŞANIŞ
-
-
[isim]
Boşanma işi veya biçimi
-
[isim]
Boşanma işi veya biçimi
- BOŞLAMA
-
-
[isim]
Boşlamak işi, ihmal
-
[isim]
Boşlamak işi, ihmal