İçinde nük olan 21 kelime var. İçerisinde NÜK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nük olan kelimeler listesine ya da Sonu nük ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
NÜKLEOPROTEİN
HÜSNÜKURUNTU, TERMONÜKLEER
NÜKTEDANLIK
HÜSNÜKABUL, NÜKTECİLİK
NÜKSETMEK
NÜKTEDAN, NÜKTESİZ, SÖNÜKLÜK
NÜKLEER, NÜKLEON, NÜKTECİ, NÜKTELİ
GÖYNÜK, KÖSNÜK
DÖNÜK, NÜKTE, NÜKUL, SÖNÜK
NÜKS
K N Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
NÜ, ÜN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NÜKLEOPROTEİN
-
-
[isim]
Proteinlerin nükleik asitlerle kurduğu moleküler birlik
-
[isim]
Proteinlerin nükleik asitlerle kurduğu moleküler birlik
- TERMONÜKLEER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Ancak çok yüksek sıcaklıklarda, hafif elementler arasında doğan (çekirdeksel tepkime)
-
[sıfat]
Ancak çok yüksek sıcaklıklarda, hafif elementler arasında doğan (çekirdeksel tepkime)
- HÜSNÜKURUNTU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir durumu safça kendinden yana iyiye yorma
- "O senin hüsnükuruntun."
-
[isim]
Herhangi bir durumu safça kendinden yana iyiye yorma
- NÜKTEDANLIK
-
-
[isim]
Nüktedan olma durumu
-
[isim]
Nüktedan olma durumu
- NÜKTECİLİK
-
-
[isim]
Nükteci olma durumu
-
[isim]
Nükteci olma durumu
- HÜSNÜKABUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyi karşılama, güler yüz gösterme
-
[isim]
İyi karşılama, güler yüz gösterme
- NÜKSETMEK
- ...
- NÜKTEDAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İnce, güzel nükteler yapan (kimse), nükteci
- "Necmi'yi bilirsiniz, ney çalar, edebiyata meraklı, nüktedan ... bir çocuk." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
İnce, güzel nükteler yapan (kimse), nükteci
- SÖNÜKLÜK
-
-
[isim]
Sönük olma durumu
- "Bir yaz gününün pırıl pırıl güneşli havası içinde bu sönüklük nereden geliyordu?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Sönük olma durumu
- NÜKTESİZ
-
-
[sıfat]
Nüktesi olmayan
-
[sıfat]
Nüktesi olmayan
- NÜKLEON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom çekirdeğini oluşturan proton ve nötronun ortak adı
-
[isim]
Atom çekirdeğini oluşturan proton ve nötronun ortak adı
- NÜKTELİ
-
-
[sıfat]
Nükte ile süslenmiş, nüktesi olan, esprili
- "Hazırcevap ve nükteli sözler söylemek şöhretini kazanmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Nükte ile süslenmiş, nüktesi olan, esprili
- NÜKTECİ
-
-
[sıfat]
Nüktedan
- "Bu hazırcevap, nükteci ve biraz da tok sözlü Barba ile hemen ahbap olduk." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Nüktedan
- NÜKLEER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Atom çekirdeği ile ilgili, çekirdeksel
-
[sıfat]
Atom çekirdeği ile ilgili, çekirdeksel
- KÖSNÜK
-
-
[sıfat]
Eş isteme zamanı gelmiş (hayvan)
-
[sıfat]
Eş isteme zamanı gelmiş (hayvan)
- GÖYNÜK
-
-
[sıfat]
Yanık, yanmış
-
Güneşte yanmış
-
İyice olmuş (yemiş)
-
Acısı olan, elemli
-
[isim]
Orman yakılarak açılan tarla
-
[sıfat]
Yanık, yanmış
- NÜKTE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri
- "Hoş konuşur, nükteleri kahvelere intikal etmiştir, kıyafeti ve tavrı zariftir." (Halide Edip Adıvar)
-
Yazıda, resimde, sözde ve davranışta ince, derin anlam, espri
- "Bu fıkradaki nükteyi anlayamadım."
-
[isim]
İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri
- DÖNÜK
-
-
[sıfat]
Dönmüş, çevrilmiş (kimse)
- "Ayağa kalkmıştı. Arkası bana dönüktü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yönelmiş
- "Halka dönük bir eğitim."
-
[sıfat]
Dönmüş, çevrilmiş (kimse)
- NÜKUL
- ...
- SÖNÜK
-
-
[sıfat]
Sönmüş olan
- "Ağızlarında iki sönük sigarayla duran iki kız..." (Çetin Altan)
-
Parlaklığı, hızı az veya azalmış olan, etkisiz, zayıf
-
Göze çarpmayan, dikkat çekmeyen, silik
- "Bu şehirde satışı bini geçmez, yerli lisanlarda sönük cerideler çıkar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Sönmüş olan