İçinde akım olan 37 kelime var. İçerisinde AKIM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında akım olan kelimeler listesine ya da Sonu akım ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
BAKIMSIZLIK, MİSAKIMİLLİ, TAKIMYILDIZ
AKIMSIZLIK, AKIMTOPLAR, AYAKTAKIMI, BAKIMCILIK, BAKIMINDAN, BAKIMLILIK
AKIMCILIK, AKIMÖLÇER, BİRTAKIMI
BAKIMDAN, BAKIMEVİ, BAKIMLIK, BAKIMSIZ, BİRTAKIM, FOTOAKIM, TAKIMADA
AKIMSIZ, BAKIMCI, BAKIMLI, BIRAKIM, KAKIMAK, ŞAKIMAK, YAKIMCI
AKIMCI, AKIMLI, KAKIMA, ŞAKIMA
BAKIM, ÇAKIM, KAKIM, RAKIM, TAKIM, YAKIM
AKIM
A I K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
AKIM
3 Harfli Kelimeler
AKI, KAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAKIMSIZLIK
-
-
[isim]
Bakımsız olma, terk edilme, yüzüstü bırakılma durumu
- "Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir cihan / Mevsimler soğumuş, sular azalmış." (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
-
[isim]
Bakımsız olma, terk edilme, yüzüstü bırakılma durumu
- TAKIMYILDIZ
-
-
[isim]
Gök küresinin ayrıldığı seksen sekiz parselden her biri
-
[isim]
Gök küresinin ayrıldığı seksen sekiz parselden her biri
- MİSAKIMİLLİ
- ...
- AKIMTOPLAR
-
-
[isim]
Akümülatör
-
[isim]
Akümülatör
- AKIMSIZLIK
- ...
- BAKIMCILIK
-
-
[isim]
Bakımcı olma durumu
-
[isim]
Bakımcı olma durumu
- AYAKTAKIMI
-
-
[isim]
Görgüsüzlükleri veya bilgisizlikleri dolayısıyla toplum içinde aşağı durumda olan kişiler, lümpen
- "Dükkânlar karmakarışık, mallar bayat, kibar müşteriler birer birer çekiliyor, ayaktakımı her gün artıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Görgüsüzlükleri veya bilgisizlikleri dolayısıyla toplum içinde aşağı durumda olan kişiler, lümpen
- BAKIMINDAN
-
-
[zarf]
Bakış veya görüş açısı yönünden, değerlendirme açısından
- "... bedenî ve ruhsal yetersizliği olanlar, çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar." (Anayasa)
-
-e göre
-
[zarf]
Bakış veya görüş açısı yönünden, değerlendirme açısından
- BAKIMLILIK
-
-
[isim]
Bakımlı olma durumu
-
[isim]
Bakımlı olma durumu
- BİRTAKIMI
- ...
- AKIMÖLÇER
-
-
[isim]
Bir elektrik akımının şiddetini ölçmeye yarayan aygıt, amperölçer, ampermetre
-
[isim]
Bir elektrik akımının şiddetini ölçmeye yarayan aygıt, amperölçer, ampermetre
- AKIMCILIK
- ...
- BAKIMLIK
-
-
[isim]
Filmin kartpostal büyüklüğünde cam bir perde üzerinde görünmesini sağlayan cihaz
-
[isim]
Filmin kartpostal büyüklüğünde cam bir perde üzerinde görünmesini sağlayan cihaz
- TAKIMADA
-
-
[isim]
Birbirine yakın büyüklü küçüklü birkaç adanın tümü
-
[isim]
Birbirine yakın büyüklü küçüklü birkaç adanın tümü
- BİRTAKIM
-
-
[sıfat]
Kimi, bazı
- "Aklından son süratle birbirini tutmaz, birtakım düşünceler geçiyordu." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Kimi, bazı
- FOTOAKIM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fotoelektrik olayından elde edilen akım
-
[isim]
Fotoelektrik olayından elde edilen akım
- BAKIMEVİ
-
-
[isim]
Bakıma gereksinimi olan kimselerin bakıldıkları, barındıkları kuruluş
-
Kurum ve kuruluşlarda motorlu araçların onarıldığı ve korunduğu yer veya birim
-
Belirli noktalarda özellikle kar mücadelesinde kullanılan araç ve gereçlerin barındırıldığı bina
-
Kademe
-
[isim]
Bakıma gereksinimi olan kimselerin bakıldıkları, barındıkları kuruluş
- BAKIMSIZ
-
-
[sıfat]
Özen gösterilmemiş, bakılmamış
- "Kasaba eski zamanlarda kaldırımsız, bakımsızdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Özen gösterilmemiş, bakılmamış
- BAKIMDAN
-
-
[zarf]
Bakımından
-
[zarf]
Bakımından
- ŞAKIMAK
-
-
[nsz]
Ötücü kuşlar ezgili ses çıkarmak, ötmek, şakramak, terennüm etmek
- "Kalk dilber, gidelim bağ arasına / Şakısın bülbüller, gül incinmesin." (Karacaoğlan)
-
Güzel şarkı söylemek veya şiir okumak
- "Hep aşkı, hep inançları, hep yurt sevgisini şakıyan şairler vardır; ben şair olsaydım ışığın verdiği hazları söyler, hep güneşe övgüler yazardım." (Nurullah ataç)
-
Çok konuşmak, çenesi düşmek
- "Eskiden hiç lakırtı söylemeyen bu ihtiyar, şimdi şakıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Ötücü kuşlar ezgili ses çıkarmak, ötmek, şakramak, terennüm etmek